KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Genel Sekreter, Sayın Sayıştay Başkanı ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanımız ve değerli basın emekçileri, bürokrat arkadaşlar; usule ilişkin çok kısa bir iki hususa dikkat çekmek istiyorum.

Sayın Başkan, özellikle Meclis çatısı altında yasama faaliyetinin akamete uğratıldığı, usule aykırı işlediği son bir ayı ibretle izledik biz. Bakın, Sayın Bakanım, son bir ayda 4 torba yasa geldi, torba yasalarla ilgili Genel Kurulda ifade ettim ama siz en üst perdeden muhatabımızsınız diye tekrar söylüyorum. Şurada bu torba yasa süreçleri tartışılırken komisyonların hiçbiri işletilmedi. Askerlikle ilgili maddeler vardı, Millî Savunma Komisyonuna gitmeden geldi. Süt izniyle ilgili ve annenin doğurganlığının çalışma yaşamına yansımasıyla ilgili maddeler vardı, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna gitmeden buraya geldi. Polislerle ilgili maddeler vardı, İçişleri Komisyonuna gitmeden buraya geldi. Sayın Başkan, kendisine siparişle verilmiş olan ilgili ihtisas komisyon başkanlarından alınmış bir cümlelik yazıyla bu süreçleri geçiştirmek zorunda kaldı. Burada yasama faaliyeti işlemiyor. Bütün ihtisas komisyonları içerisinde diğer komisyonların hiçbir üyesine, başkanına haksızlık yapmak istemem ama bir tek komisyon üzerinden yürüyen bir süreç var. Genel Kurulda söyledim, siz buradasınız diye tekrar söylüyorum, o zaman bütün ihtisas komisyonlarını feshedelim, Meclisi tek ihtisas komisyonuna indirelim, millet sağ biz selamet böyle çalışalım; çalışmıyor Sayın Başkan. Er, erbaşlar var. 1.075 albayın emekli edilmesiyle ilgili bir süreç Millî Savunma Bakanıyla tartışılmadan buraya gelebilir mi? Meclis faaliyeti askıya alınmış, bundan en üst düzeyde sorumlu olan sizsiniz; bizi çalıştırmak, yasaya, Anayasa'ya uygun çalıştırmak durumunda olan sizsiniz.

Dün gerçekten burada hayretle izlediğimiz bir gün yaşadık. Arkadaşlarım izah etti, onların bakmadığı noktadan bir iki hususa dikkat çekeyim. Bakın, sorduğumuz soruları, Sayın Başkan, Sayın Bakanın kırk beş dakika cevaplama süresi vardı, doğru mudur Sayın Komisyon Başkanım?

BAŞKAN - Evet.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Otuzuncu dakikada uyardık, siz geçen haftaki...

BAŞKAN - Alınan karar gereği.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Daha otuz dakika kalmıştı, on beş dakika konuşmuş, siz geçen haftaki sunumunuzu özetle tekrar aktarıyorsunuz. Biz, burada sizi güçlendirmek, daha iyi bir iş yapmak, daha sağlıklı bir bütçe çıkarmak için yapıcı eleştirilerimizi yöneltiyor ve sorular soruyoruz size. Biz burada kötü bir niyetle sadece size vurmak istemiyoruz, eleştirilerimizin arkasında bir arka plan aramayın, sorularımız var, sorularımıza somut cevaplar verin çünkü biz somut sorduk. Otuzuncu dakikada uyardık Sayın Başkan, "Sorulara geçiniz." demediniz. Yirmi dakika kaldı, söyledik, yine demediniz. Siz son altı dakika kala "Sorulara geçin." diye söylediniz Sayın Başkan, son altı dakika kala ve orta yerde duran 50 soru vardı, şüphesiz, hepsini cevaplamayabilirdi ama bunların...

BAŞKAN - Sayın Yıldırım, bakın bölmek istemiyorum, Sayın Kuşoğlu da söyledi, 45 dakika Komisyonumuzun aldığı bir karardır. Başkanlık Divanı olarak biz buna bir 15 dakika daha ekledik, toplam 60 dakika Sayın Bakan konuştu. Ancak tabii, Bakana sadece sorular için değil, gün içerisinde bütün yapılmış konuşmalardaki tenkitlere, eleştirilere ve beraberinde de sorulara cevap vermek üzere kendisine bu 45 dakika veriliyor. Yoksa sadece bu 10 dakikadaki sorulan sorulara değil, konuşmaların içerisinde de gelen pek çok soru var yani onun için...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Sayın Başkan, bakın biz 50 sorunun tamamını cevaplamasını beklemiyorduk, yarısını cevaplasaydı, ya bizi kandırsaydı 10 soruya cevap verseydi, biraz daha kandırsaydı sadece 5 soruya cevap verseydi. Sayın Başkan, sıfır cevap sıfır, sıfır cevapla geçti bu. Ve siz iyi niyetle kendi temenninizi dile getirdiniz, dediniz ki: "Yazılı cevap verecek." Siz 2 defa dile getirmenize rağmen "Evet yazılı cevap vereceğim." de demedi. Hayretle izledik ve bir öngörüsü yok, ne zaman cevap vereceği yok, kaldı ki yazılı cevap vereceği hususunu kabul etmiş de değil.

Sayın Başkan, yangından mal kaçırılır gibi torba yasalar geçiyor, komisyonlar işletilmiyor, muhalefet dinlenmiyor. Bakın, bunu size söyleyeyim, muhalefetin verdiği 2 önerge vardı bir torba yasa maddesiyle ilgili. Buna itiraz mı ediyor? "Hayır, doğru, içeriği de doğru." dedi Sayın Bakan. Bunu üç hafta önce yaşadık ama "Bunu bilahare biz getiririz." dedi, bunu söyledi Sayın Bakan, hepimiz burada şahit olduk. İki önerge "Haklı, doğru, içerik de doğru, bilahare biz getiririz." O zaman muhalefeti tümden atalım, tek partili sisteme geri mi dönelim? Bakın, "Haklısınız, doğru." dedi ama "Bunu bilahare biz getiririz." dedi.

Çok uzatmak istemiyorum, bugün önemli gündemler var, gerçekten buradaki bütün emek veren ve verecek olanlara haksızlık yapmak istemiyorum ama bir çift sözüm de, ayrıntıya girmeden, Sayıştay Başkanına olsun. Şunu iyi bilin, bu gönderdiğiniz raporlarla veya "rapor" adı altında olan metinlerle, anayasal ve yasal görevinizi yerine getirmediğinizi iyi bilin. Bunu hiç söylemek istemezdim. Bakın, bir sonraki aşaması, görevinizi kötüye kullanmadır. Anayasa'nın ve yasanın size tanıdığı görevleri yerine getirmediniz, getirmiyorsunuz.

Teşekkür ederim.