KOMİSYON KONUŞMASI

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri ve milletvekillerimiz, kıymetli hazırun; hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Millî Eğitim camiasının tüm muhatap ve bileşenlerini ilgilendiren çok önemli bir teklifin görüşmesini gerçekleştiriyoruz. Bu kanun, Öğretmen Meslek Kanunu değil, öğretmen ceza kanunu olmuş. Öğretmen ceza kanunu teklifi diyorum çünkü Sayın Bakanın ısrarı ve inadı yüzünden bu teklif öğretmenlik mesleğini bitirmeye hizmet ediyor. Öğretmenin itibarını ve statüsünü güçlendirmek, mesleki gelişimini desteklemek ve eğitim kalitesini artırmak için kanun çıkarmamız gerekiyor. Teklif bu hâliyle kalsa, herhangi bir değişiklik yapmasak daha az sorun yaşayacağımız kanaatindeyim.

Kanunun asıl muhatabı olan öğretmenlerimiz ve sendikalarımızın her ne kadar dinlendiği söylense de haklı talepleri dikkate alınmadan teklif önümüze getirildi. 1 milyonu aşkın öğretmenin mesleğini, çalışma koşullarını, ekonomik ve özlük haklarını dar bir çerçevede düzenleyemezsiniz. Bu kanun teklifi, gerçek ihtiyaçların ve beklentilerin neler olduğuna dair yeterince bakılmadan, sınırlı içeriği açısından meslek kanunu olmaktan uzak, oldukça yüzeysel olarak hazırlanmış ve detaylar, yönetmelikler ve diğer düzenleyici işlemlere bırakılmış. Mevcut kanun teklifinde muğlak, belirsiz, yoruma çok açık hükümler olduğunu görüyoruz. Oysa kanunilik ilkesinin tezahürü olan kanunların belirli olması anayasal bir esastır.

Özel okul ve kurslarda öğretmenlik yapan bütün çalışanların, başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal hakları, ücret ve çalışma koşullarıyla ilgili hiçbir düzenleme olmadığına şahit oluyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda madem bir değişiklik yapıyorsunuz, bir öğretmen adaylığından emekliliğine kadar geçen sürece ilişkin tüm aşamaları da bu teklife dâhil etmeliydiniz.

Teklifin ikinci bölümünde öğretmenlerin ve yöneticilerin ödev ve sorumluluklarına detaylı bir şekilde yer verilmişken hakları konusunda daha genel ifadeler kullanılmış. Bu durum, öğretmenlerin ve yöneticilerin haklarının korunmasında sorunlar yaşamasına neden olacaktır. Özellikle çalışma koşulları ve ekonomik haklar konusunda ciddi eksiklikler bulunuyor. Maaş ve özlük hakları mesleğin itibarına uygun şekilde belirlenmelidir.

Teklifte, öğretmen adaylarına disiplin cezaları ve bu cezaları gerektiren fiil ve davranışlara genişçe yer verilmiş, disiplin cezaları ayrıntılı bir şekilde belirtilmiş, bu durum öğretmen adaylarının iş güvencesine yönelik açık bir tehdit olarak kullanılabilecektir. Ayrıca, söz konusu cezaların uygulanmasında keyfî uygulamalara yol açabilecek açık noktalar bulunmaktadır.

Kanun teklifinin 14'üncü maddesinde "Öğretmen adaylarına, hazırlık eğitimi sürecinde her ay (18.650) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılır." deniliyor. Bu durumu ancak merhum Necip Fazıl'ın şiirinden "Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa." sözleriyle izah edebiliriz. Daha önce açıklanan 23 bin lirayı bile az buluyorduk, bugünkü tutarla 14.190 lira olarak belirlenmiş oluyor. Bunu nasıl reva görüyorsunuz arkadaşlar, gerçekten inanamadım.

Aile birliği mazeretine dair hiçbir düzenleme yok bu teklifte. Sözleşmeli-kadrolu öğretmen ayrımı yapılmadan tüm öğretmenlerin, 657 sayılı Kanun'un 4/(A) maddesine göre öğretmenlerimizin kadrolu ve mülakatsız olarak atanmasını istiyoruz.

Kalkınmada öncelikli yörelerdeki yöneticilere, çalışanlara, öğretmenlere ilave mali haklar verilmesini bekliyoruz.

Mazeret tayinleri başta olmak üzere, tayinlerde yaşanan problemleri giderecek nakil sistemlerinin kurulmasını; hâlihazırda öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğiyken öğretmenleri kariyer basamaklarına göre sınıflandırmanın, farklı ücret politikaları üzerinden ayrıştırmanın öğretmenler arasındaki ilişkilerin ve mesleki dayanışmanın bozulmasına neden olacağını hep dile getirdik.

Kariyer basamaklarındaki kriter kıdem, hizmet yılı olmalıdır. Uzman, başöğretmen ünvanına göre olmadan kıdemi dolan her bir öğretmenin ilgili tazminatlardan yararlanması mutlaktır. Teklifte, uzman ve başöğretmenliğe geçişte sınav kaldırılıyor ama verilen söze sadık kalınmamış. Sayın Başkan, 12 Mayıs 2023 tarihinde, seçimden hemen önce "Uzman öğretmen olabilmek için on yıllık kıdem şartının biraz daha düşürülmesi, beş yıla indirilmesiyle ilgili çalışmayı tamamladık. Uzman öğretmenler de artık on yıl değil, beş yıl içerisinde bu sürece tabi olacaklar." demiştiniz. Devlette devamlılık esastır. Şu anki Bakanımız -sizin partinizin Bakanı- "Uzmanlık tazminatı için beş, başöğretmenlik için tazminatı ise on yıl esas alınmalıdır." ifadesini kullanmıştır. Verilecek her türlü tazminat emekliliğe yansımalıdır. OECD'nin dünyadan örneklerle öğretmenlik mesleğinin geliştirilmesi üzerine hazırladığı bir raporda, öğretmenliği çekici bir meslek hâline getirmeyi başaran ülkelerin bunu genellikle ücret artışlarının yanında, öğretmenliğin statüsünü yükselterek, gerçek kariyer fırsatları sunarak ve öğretmenlere sorumluluk vererek başardıkları belirtilmektedir. Yüksek performans gösteren eğitim sistemleri, öğretmenlerin profesyonel gelişimlerini desteklerken onların kariyer ve ilerleme ücretlendirmeleri için adil ve şeffaf sistemler oluşturmuştur.

Liyakati esas alan, yazılı sınav esasına dayalı yönetici atama usulüne de teklifte yer verilmemiş. Hâlâ adil bir sistemde yönetici ataması yapılamıyor. Okul müdürlüğü ikincil görev olmamalı, asli görev hâline getirilmelidir. Ayrıca, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı Millî Eğitim müdür yardımcıları, ilçe Millî Eğitim müdürleri, şube müdürleri, eğitim müfettişleri ve yardımcılarının kapsam dışı bırakılmasını asla kabul etmiyoruz. Eğitim öğretim hizmetleri sınıfında öğretmen olarak görev yapan genel idari hizmetler sınıfına geçenler için uzman ve başöğretmenlik tazminatının eklenmesini istiyoruz.

"Öğretmenlere yönelik şiddeti bitireceğiz." dediniz, yeni meslek kanunuyla öğretmenliği bitirerek sorunu kökten çözmüş oldunuz. Öğretmene şiddetle ilgili caydırıcı hükme yer veriliyor ama yirmi iki yıldır iktidardasınız, bu konuda çok geç kaldınız.

Kanun teklifinin en rahatsız edici ve istismara açık maddesi, herkesin malumu olduğu üzere, 34'üncü maddeye göre mesleki yetersizliği 2 müfettiş raporuyla görülen öğretmenlerin akademiye alınması ve akademi eğitimi sonrasında da müfettişlerce başarısız görülmeleri hâlinde genel idari hizmetler sınıfında uygun olan yerlere memur olarak atanmaları düzenleniyor. Bu madde de öğretmenlerin iş güvencesi açısından büyük bir tehdittir, asla kabul etmiyoruz. Öğretmenlik meslek güvencesini korumak için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Bu maddenin teklif metninden çıkarılmasını istiyoruz. Gerçek bir meslek kanunu yapmakta samimiyseniz atılması gereken ilk adım, öğretmenlik mesleği açısından uluslararası düzeyde kabul gören Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi Belgesi'ne uygun bir düzenleme yapmak olacaktır.

Eğitim sistemimizin çok ciddi problemleri dururken bu sorunlara çözüm bulma çabasında olmak yerine neden hiç de önceliğimiz olmayan Millî Eğitim Akademisi gibi tali meselelerle uğraşıyorsunuz, anlamak mümkün değil. Türkiye'de öğretmen olmak için kişi üniversite sınavını kazanacak, eğitim fakültesini bitirecek, KPSS sınavına girip başarılı olacak ama yetmeyecek, bir de akademide hazırlık eğitimi alacak. En az bir yıl sürecek eğitim süresince büyük kısmı ikamet ettikleri şehir dışında hazırlık eğitimine alınacaklar ve bunun karşılığında 14.190 lira maaşa mahkûm edilecekler. Akademide öğretmenlere ders verecek olan bu akademisyenler neden üniversitede bu eğitimi vermiyorlar? Akademi binasında eğitim verince daha mı kaliteli oluyor? Geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimize ders veren öğretmenlerimizin ek ders ücreti ise zaten çok düşük. Her öğretmenin statüsü kadrolu olmalıdır. En düşük öğretmen maaşı yoksulluk sınırından başlamalıdır. Ek ders ücretleri en az yüzde 100 artırılmalıdır. Görevde yükselme ve göreve başlamalarda sadece yazılı sınav esas alınmalıdır. Öğretmenlere 24 Kasımda 1 maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlere dört yıla bir yıl olacak şekilde yıpranma payı verilmelidir. Ne yazık ki bu sorunların hiçbiri bu teklifte yok. Bunun Öğretmenlik Meslek Kanunu olduğundan emin misiniz? Maddelerde sırası geldikçe bahsedeceğim.

Konuşmamı burada sonlandırıyorum. Hepinize saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.