Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 03 .07.2024 |
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Çok teşekkür ederim.
Önce önergeyle ilgili konuşacağım, sonra da Sayın Oturum Başkanımıza bir soru soracağım.
Önergeyle ilgili söyleyeceğim şey -1'inci maddeyle ilgili benzer bir önergemiz var- şu: İnsan bazen gerçekten hayret ediyor yani ben Hulki Bey'in sorusuna hayret ettim, Vekilimizin isyanına hayret ettim. Tabii, aslında haklısınız yani 2002 yılında iktidar olduğumuzda, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 2002 yılında iktidar olduk, o zaman 68 bin öğretmen açığı vardı. O kadar iyi yönettik ki ülkeyi, şimdi 1 milyon kişi atanmıyor, bir Vekilim kalkıyor, diyor ki "'Atanmayan jeoloji mühendisi' diye bir sorun var mı?" yani artık öğretmenlerin utanmaları gerekiyor, atanmayan öğretmen oldukları için utanacaklar; anlaşılan öyle gözüküyor. Bir Vekilim soruyor -biraz espriyle, mübalağa ederek söylüyorum- diyor ki: "Çözüm öneriniz ne kardeşim?" Ya, arkadaş yirmi iki yıldır bu ülkeyi Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına yönetiyor, her istediği kararı alıyor. Cevabı çok basit: Siz dağda taşta, bayırda eğitim fakültesi açmasaydınız, eğitim fakültelerinin kontenjanlarını bu kadar yüksek yapmasaydınız -yetti, yetmedi- özel okullar, vakıf üniversiteleri para kazansın diye peynir ekmek gibi pedagojik formasyon dağıtmasaydınız -devrin iktidarını suçladığınız rakamdır 68 bin- o 68 bini 1 milyon yapmazdınız. 1 milyon yapmaktan hicap duymuyorsunuz, "Çözüm önerinizden bahsedin." diyorsunuz. Şimdi, bu, akıl alacak bir şey değil. "Post truth" mudur, "pret truth" mudur ne "truth"tur bilemem yani bu, akıl alır bir şey değil. 1 milyon atanmayan öğretmen problemini yaratan sizsiniz, çözüm önerisini de söyleyelim madem öyle. Eğer bu çözüm önerisi isteniyorsa hemen alalım kararları -madem öyle alınabiliyorsa- eğitim fakültelerine gelecek birkaç yıl öğrenci almayalım, pedagojik formasyonla dışarıdan gelenleri almayalım, buralara harcayacağımız paraları var olan bu öğretmenlerimize, onları geliştirmek üzere harcayalım.
85 bin kölelik düzeninde çalışan öğretmen var. Burada "16 bin liraya, asgari ücretin altında öğretmen çalıştırılması normaldir." diyen cesur bir vekil var mı, bir kişi? Yoksa ücretli öğretmenliği hemen kaldıralım. İşte, burada, hemen verelim bir önerge, ücretli öğretmenliği hemen kaldıralım, kölelik düzenine bu gece son verelim. Çok iyi bir şey olsun, muhalefet de size net bir önermede bulunsun. Siz 2016'dan bu yana Devlet Personel Kanunu'nu aşarak sözleşmeli alıyorsunuz personeli. Almayın. Biz mi alıyoruz sözleşmeli personel? Almayın ya. Niye alıyorsunuz? Devlet memuru olarak alınıyordu bunlar, size kadar bu insanlar devlet memuru olarak alınıyorlardı, siz icat ettiniz. Sözleşmeli personel niçin alınıyor? "Efendim, Doğu, Güneydoğu ve çeşitli mahrumiyet bölgelerinde gidenler çok kalmıyorlar, hemen geri geliyorlar, o yüzden sözleşmeli alalım." Bu tezin doğru olduğunu kabul edelim. Peki, İzmir'dekini niye öyle alıyorsunuz? Konya'dakini niye öyle alıyorsunuz? Tekirdağ'dakini niye öyle alıyorsunuz? Ya, siz sözleşmeli personel rejimini öğretmenlik için normal rejim hâline getirdiniz. Şimdi, bunun hesabını ben mi vereyim sizin adınıza? Yirmi iki yıldır yöneten iktidar ücretli öğretmenlikle 85 bine çıkarmış, sözleşmeli öğretmenliği 2016'dan bu yana gerçek personel rejimi hâline getirmiş, 68 binde aldığını 1 milyona çıkartmış, "Atanmayan öğretmeni mi konuşacağız? Atanmayan jeoloji öğretmeni yoktur."a mı getireceğiz?
Şimdi, bakın, sevgili vekillerim, saygıdeğer vekillerim, biz bir sorunun çözümü için elbette oluruz. Buyurun, şimdiden söylüyorum, sorunun biri oydu: "Gölge bakanla konuşmayı düşünür mü?" Elbette düşünürüm de kendisi basın üzerinden bana mesaj gönderiyor, "Ben öyle, gölge bakan gibi işlere karşıyım, Vekil olarak gelecekse gelsin." diyor. Ben onun gerdan kırmasına filan bakmam. Partim beni gölge bakan ilan etmiş, benimle görüşmek isterse bana o saygınlıkla konuşması gerekir. Eğer gerçekten çözmek mi istiyorsunuz, gerçekten söylüyorum? Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la mı konuşursunuz, başkasıyla mı konuşursunuz; burada durduralım. Cumhuriyet Halk Partisi olarak kendi Genel Başkanıma sormadan ve şimdi bütün vekillerim adına söylüyorum: Her türlü desteği vererek bu kanun teklifinin yeniden düzenlenmesi için hepsini yapacağım. Soru gerçekse burada irade gerçek. Her şeyi baştan konuşabiliriz, her şeyi; tek tek, madde madde konuşabiliriz ama çözeceksek konuşalım.
Biraz önce Vekilim çok felsefi bir şey söyledi, siz de çok güzel bir konuşma yaptınız Türkiye Yüzyılı'yla ilgili, size katılmıyorum ama güzel bir konuşma. Sonuçta, Hasan Vekilim dedi ki: "Dinlediniz, dinlediniz; duydunuz mu?" Şimdi, ben size "Anayasa'ya aykırı." diyorum, "Bir geçsin." diyorsun. Anayasa'ya aykırı ya. Diyorum ki, basit bir örnek veriyorum: 34'üncü maddede husumeti olan iki sendika yarışması yapmış olan biri -ister o sendikada ister bu sendikada- diğerini uçurabilir ya, öğretmenliğini sonlandırabilir; şeytanın aklına gelmez böyle bir şey. Şimdi, bunlar sorun.
BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Vekilim, sözümüzü toparlayalım lütfen.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Dolayısıyla diyoruz ki: Bakın, bu, bir Öğretmenlik Meslek Kanun Teklifi olarak elemeye tabi, elemeyi isteyen bir kanun teklifi.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Ama çarpıtıyorsunuz.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Efendim, neyi çarpıtıyorum, gözünüzü seveyim.
MEHMET AKİF YILMAZ (Kocaeli) - Şu anki uygulamadan daha...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Böyle bir iddianız varsa saygı duyuyorum.
BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Milletvekilim... Kocaeli Milletvekilimiz, bir saniye arkadaşlar, bir saniye, ya arkadaşlar lütfen.
Mehmet Akif Bey, sayın vekilim, mikrofona basın cevabınızı verin, hatta beş dakika kullanın yani. Ben size söz vereceğim, onu açıklayın.
Lütfen toparlayalım artık.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım şudur: İktidar, kendi yarattığı sonuçların hesabını anlatmadan böyle bir yeni sorun yaratmak üzereyken bize hesap soruyorsa biz hesabını da veririz. Birlikte çalışmak istiyorsa birlikte çalışmaya da varız. Durdurun, çekin kanun teklifini geriye, gece gündüz çalışırım, arkadaşlarında çalışır gece gündüz, kaç vekille çalışmamız gerekiyorsa, Saadet Partisinden anlıyorum ki "Çalışırım." diyor, İYİ Partide zannederim diyor.
BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Vekilim...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Son olarak şunu söyleyeyim Sayın Başkanım: Biraz önce Sayın Nazım Maviş geldi, siz de çıktınız. Böyle bir usul var mıdır, bilmiyorum. Ben birinci dönem milletvekiliyim ama yani Komisyon Başkanını alıp dışarıda konuşmak doğru bir usul müdür? Bilmiyorum. Bunu da saygıyla sormak isterim. Yani Sayın Nazım Maviş'in bir itirazı varsa burada sorması gerekirdi.
BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Konu buradaki içerikle ilgili değildi.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Mantığım bana öyle söylüyor. Yani buranın gidişatından mutlu olmayabilirsiniz ama biz sadece... Büyük bir şey yaratmak istemiyoruz burada.