Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Teşekkür ediyorum.
Şimdi, yöneticilere geçmeden önce, Bakan Yardımcımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde Atatürk ilke ve inkılaplarını ve Atatürk'ten bahsedildiğini inkılap tarihi konusuyla anlattı ama burada bir genel metin var, ön metin var. Bu ana ruhunu teşkil eden 101 sayfalık metinde Atatürk, Atatürk milliyetçiliği maalesef geçmiyor. Yani Millî Eğitim Temel Kanunu'nda çok güzel ifade edilmiş, hiçbir madde, amaç olarak ifade edilen madde maalesef bu modelde yer almıyor. Ben sadece bu modelde ilk başta ifade edilen "Millî bilince sahip şahsiyetlerden oluşan bir toplum oluşturabilmek adına ahlaklı, erdemli, milleti ve insanlık için iyi, doğru, faydalı ve güzel olanı yapmayı ideal edinmiş bilge nesilleri hedefler." diye başlayan ve böyle devam eden, kavramlarda farklılıklar olan ifadeleri olduğunu söylemek istedim. Yani esas ruhunu teşkil eden bu ortak metinde keşke Türk Millî Eğitim Temel Kanunu'nun o güzel amaçları da yer bulsaydı. İşte, bu tür şeylerin yer bulmaması... Yine bu lafızları, bu sözleri ifade edebilirdiniz ama neticede Türk Millî Eğitim Temel Kanunun'daki Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı olarak ifade edilseydi -yine bu kanunda da geçmesi gereken- en azından kafadaki kuşkuları ortadan kaldırırdı.
Bunu söyledikten sonra, evet, okul yöneticiliği çok önemli bir konu ama burada Nurten Vekilime katılıyorum, burada "yöneticilik" deyince millî eğitim müdürlüğü olabilir, ilçe müdürlükleri olabilir, şube müdürlükleri olur falan, "okul yöneticileri" olarak ifade edilirse daha anlaşılır bir hâlde olur diye düşünüyorum. Liyakat ve yetkinliği esas alan modellere göre, lisansüstü öğrenim yapanlara öncelik verilmek şartıyla, kanunun öngördüğü süreyi tamamlamış eğitim öğretim kadrosunda çalışanlar içinden atanması gereken yöneticileri ifade etmek daha doğruydu bu kanun metninde ama bildiğiniz üzere, bu tür kadroların, bu tür makamların daha çok malum sendika tarafından doldurulduğunu da çok iyi biliyoruz.
Bir de tabii, son zamanda bu özlük haklarındaki sıkıntılardan kaynaklı hem il millî eğitim müdür muavinlerinin, ilçe müdürlerinin, aynı zamanda şube müdürlerinin, eğitim müfettişlerinin, eğitim uzmanlarının özlük haklarının öğretmenlere nazaran, özellikle uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik konusu ele alındığında maaşlarının onların altında kalmasından kaynaklı sıkıntılar var. Bu özlük haklarının mutlaka ve mutlaka verilmesi gerektiği... İşte "Efendim, bazı müdürlerimiz öğretmenlikten gelmiyor." gibi sözlerle daha büyük çoğunluğun, öğretmenlikten gelen büyük çoğunluğun haklarının yenilmesinin doğru olmadığını bir kere daha burada ifade etmek istiyorum.
Burada, aynı zamanda, Bakan Yardımcımız var, bir konuyu hemen sormak istiyorum: Bakanlığınızda eğitim uzmanları var, Millî Eğitim uzmanları var ve bunların da yine özlük haklarında, maaşlarında en az 10 bin lira fark var. Bu, sayıları çok fazla olmayan -140 adet diye hatırlıyorum- eğitim uzmanının bu özlük haklarını da lütfen verin. Böyle hakkaniyetsiz, çalışma barışını bozan uygulamalardan Millî Eğitim bir an önce vazgeçmeli.
Yine, aynı şekilde müfettişlik... Denetimden bahsediyoruz, öğretmenleri akademiye yollayabilen müfettişlerden bahsediyoruz ama müfettişler arasında özlük hakları açısından da çok büyük sıkıntılar var. Bakanlık müfettişleri, eğitim müfettişleri olmak üzere, bunlar üzerinde de bir çalışma yapmanızda fayda var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Bitti mi konuşma hakkım?
OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Sayın Vekilim, evet, beş dakikanız...
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Çok az kaldı Sayın Başkanım.
OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Evet, buyurun, bir dakika daha.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Bunlar önemli yani düzeltilmesi gereken konular.
OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Buyurun.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Teşekkür ediyorum.
Hatırlayın, geçen yıllarda 750 müfettiş almak için Bakanlık imtihan açtı, 450 kişi bile müracaat etmedi çünkü özlük hakları artık cazip değil. Lütfen, denetim çok önemli, denetim olmadan başarı olmaz; buna inanıyoruz. Bu, sadece devlet okullarını denetlemek de değil, o kadar çok denetlenmesi gereken konu var ki; mesela, özel okulların, kursların tamamının, Bakanlıklara bağlı eğitimle ilgili kurumların, belediyelere bağlı her türlü eğitim faaliyetlerinin, eğitim politikalarıyla tutarlılığı açısından mutlaka denetime tabi tutulması gerekli yani sadece devlet okulları değil. Millî Eğitim Bakanlığı çok büyük bir alan ama yeterli müfettişimiz, denetim elemanımız yok, bunlar üzerinde mutlaka iyi çalışma yapılması lazım. Özellikle, öğretmenlerin denetiminden de öte, merdiven altı tarikat, cemaat, sıbyan okulları ve benzeri okulların ve kursların denetimi mutlaka şart bu ülkede. Onun için de müfettişlik şartlarının düzenlenmesi, müfettişler alınırken de en az yüksek lisans yapmış, bu eğitim bilimleri fakültelerinde yönetici bölümlerinden mezun olanların müfettişliğe alınmasının önemini bir kere daha vurgulamak istiyorum.
Teşekkür ediyorum. Bundan sonra, daha sonra da konuşuruz.