ŞENOL SUNAT (Manisa) - Evet, Sayın Başkan, şimdi hazırlık eğitimi konusu şeye alınmış ama bu akademi kuruluşu 26'ncı maddede burada akademiden bahsediliyor. Bu, kanun yapma tekniğine de uygun bir şey değil yani 7'nci maddeden sonra akademinin kuruluşu gelmeli, ondan sonra hazırlık eğitiminden söz edilebilir ama başta, birdenbire hazırlık eğitimi, daha birkaç maddede, daha başka maddelerde de akademiden bahsediyor ama kuruluş daha sonraki maddelere gitmiş. O da düzeltilebilir yani düzeltilmeyecek bir şey değil Nazım Bey.

Şimdi, şu üç dönem... Bir kısmına üç dönem, bir kısmına da dört dönemden bahsediliyor yani anladığımız kadarıyla ve konuşmacıların, kanun yapıcıların ifadesine göre üç dönem eğitim fakülteleri, dört dönem de herhâlde eğitim fakültesi olmayan lisans bölümü mezunları için. Şimdi, başından itibaren biz, eğitim fakültelerinin hem uygulama hem de teorik olarak uygun olduğunu düşünüyoruz. Peki, eğitim fakültelerinde ders alamamış öğrenciler yeterli bulunmuyorsa kim verecek bu öğrencilere akademide dersi? Yine eğitim fakülteleri öğretmenleri verecek, öyle değil mi? O zaman bir daha mı iki sene, bir buçuk sene, üç dönem? Eğitim fakültesi mezunlarına, KPSS'den de başarılı olmuş öğrencilere niye bu kadar uzun süre, niye üç dönem daha eziyet ediliyor? Eğitim fakülteleri itibarsızlaştırılmaya mı çalışılıyor veya eğitim fakültelerine paralel bir yapı mı oluşturuluyor veya eğitim fakültelerini kapatıp ileriki süreçte sadece Millî Eğitim Akademileriyle öğretmen alınmak mı isteniyor veya öğretmen hazırlık dönemi getirilmek mi isteniyor diye soruyorum ben de.

Şimdi, KPSS sürecindeki bir öğretmenden bana gelen mesajı sizinle paylaşmak istiyorum: Bu öğretmen adayımız "Taslağı incelediğimde, amaca hizmet eden hiçbir şey görmedim. İşin tuhafı, bu taslak fikrini öne süren, hazırlayan bürokratların, var ise akademisyenlerin eğitim sisteminde yepyeni bir şey bulmuşçasına bu fikri öne atmalarına, hatta kanun olarak TBMM'ye sunmalarına çok şaşırdım. Sanıyorum hiçbir eğitimci milletvekili de olmadığı gibi, kanunla ilgili eksiklikleri kim dile getirecek merak ediyorum." diyor. "Burada Fransa, Belçika, İspanya, Hollanda ve İtalya gibi ülkeler ile bizim uygulama saatlerimiz karşılaştırılmış ama bu ülkelerle bütçenin karşılaştırılmamış olmasını hayıfla karşılıyorum." diyor. "Kanunda öğretmenlerin meslek öncesi eğitimlerinin eleştiri konusu olduğu belirtilmiş ve yeterince uygulama içermediğinden yakınılmış. Ülkemizde, maalesef, her kurumda olduğu gibi, Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK tarafında da kâğıt ile uygulama arasında derin farklar olduğunu görüyoruz." diyor.

Çok önemli bir konudur bu. Yıllardır YÖK ile Millî Eğitim Bakanlığı uyumlu çalışma maalesef gerçekleştirmemiştir Sayın YÖK Başkan Vekili. Yani bu kadar çok eğitim fakültesi açmanın, bu kadar çok kontenjan vermenin ve bu kadar çok bekleyen, atanamayan insanın mezun olmasının... Yani işsizliği yıllarca ötelemenin yolu bu olmamalıydı. Bu gençlere yazık. Yıllarca öğretmen yetiştirmiş birisi olarak söylüyorum, ne kadar zor şartlarda öğretmen yetiştirildiğini, o çocukların ne zorluklarla okuduğunu bilen birisiyim; yazık değil mi? Bu çocuklar öğretmen olmak için kabul etmişler ve yüksek puanlarla girmişler ve dört yılda değil, belki beş yılda bitirmişler üniversitelerini. Şimdi, siz, dört yıllık fakülte mezunu öğretmenleri bir buçuk, iki yıl daha yani tıp tahsili gibi bir tahsil yapmaya zorluyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Milletvekilim, lütfen toparlayalım.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Toparlıyorum.

Onun için, eğitim fakültelerinden mezun olan öğrencilerin hazırlık eğitimini akademide almamaları gerektiğini ifade ediyorum ve bir an önce de YÖK ile Millî Eğitim Bakanlığının eğitim fakülteleri konusunda bir anlaşmaya vararak, hem kontenjanlarını hem de sayılarını azaltarak, daha kaliteli, daha üst puanlarla, yüksek puanlarla öğrencilerin girebileceği müesseseler hâline getirmelerinin önemli olduğunu ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.