Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bakanlık görevlileri, Bakanlık yetkilileri, değerli milletvekili arkadaşlarım, Komisyon üyeleri; hepinizi selamlıyorum.
Evet, bir memleketin önemli konusu galiba eğitim ama ne yazık ki yirmi iki yıldır sürekli eğitimde bir değişiklik yapmakta iktidar. Çünkü eğitime politik olarak bakmakta. Yani gençliği, çocukları kendi ideolojik çizgilerine göre, kendi yönetim biçimlerine göre, kendi yönetim, kendi inanç biçimine göre şekillendirmenin ve geleceği ona göre kurgulamanın, istedikleri ülkeyi, istedikleri rejimi, istedikleri modeli oluşturabilmelerinin temel koşulu, eğitimi istedikleri gibi şekillendirmekten geçmektedir. Bunun biz farkındayız da onlar farkında değiller mi? Farkındasınız ve bilerek, isteyerek bunu yapıyorsunuz. Çünkü önce imam-hatip okullarını açtınız, yeterli talep gelmeyince bu defa bir müfredat meselesine girdiniz.
Şimdi bu da yetmiyor, bir de şu öğretmenlerin bir kısmını FETÖ döneminde zaten darmadağın ettiniz, bitirdiniz, açlığa mahkûm ettiniz. FETÖ'yle hiç alakası olmayanları öğretmenlikten aldınız, sendika ayrımı yaparak. EĞİTİMSEN'ci, HAK-İŞ'çi, öbürü beriki... Kendi kurduğunuz sendika üyelerinin hiçbirisi FETÖ'cü çıkmadı ama nedense EĞİTİMSEN'cilerin içinden birçok FETÖ'cü çıktı ve günün sonunda onların bir kısmını orada alaşağı ettiniz ama sendika güçlüydü, onları taşıdı ama öbür taraftan bütünüyle eğitim sistemini "Olmuyor." dediniz, bu defa "Öğretmenleri de bir baştan aşağı şöyle bir terbiye edelim. Bir mevcut olanları bir hizaya getirelim, bir de bundan sonra öğretmen olacakları da kendi ideolojik tutumumuza göre öğretmenlik yapsınlar diye güzelce bir taraftan akademi, bir taraftan başka yöntemlerle yönlendirelim." dediniz. Muradınız ne, aşağı yukarı belli, onun da farkındayız.
Kimsenin dine karşı olduğu falan yok ama bilim bizim şiarımız, akıl bizim şiarımız. Elbette parasız eğitim, nitelikli eğitim ve ne olursa olsun bütünüyle ücretsiz ve kamucu bir yaklaşımla sürdürülmesi gereken bir eğitim. Hangi dünyada yaşıyoruz? 2024, 21'inci yüzyıl; dünya nelerin peşinde koşuyor, biz nelerin peşinde koşuyoruz? Defalarca bakan değişti, defalarca yeni bir eğitim politikası. Ya, bir ülkenin eğitim politikası yirmi yılda delik deşik olabilir mi? Elbette eksiği olur, elbette hatası olur, elbette olur ama her yıl, her bakan yeni bir modelle toplumun karşısına gelebilir mi? Ne yani? Sadece "iktidarız" diye "Biz ne dersek o olur." anlayışından ne zaman vazgeçeceğiz? Olmuyor, olmuyor. Cumhurbaşkanı söyledi: "Birçok şeyi değiştirdik ama toplumun yaşam kültürü açısından eksiğimiz var." Nedir bu senin yaşam kültürün ya, nedir yani ne yapmak istiyorsun? Senin bize dayatmak istediğin yaşam kültürü ve değiştirmemi istediğiniz anlayış nedir? Bunun için en kullanışlı ve en cazip şey çocuklar. Yapmayın, etmeyin, çocuklar üzerinden bir ideolojik gelecek hazırlamak, herhalde bir ülkeye yapılabilecek en büyük ama en büyük kötülük. Ha, aslında şunu da söyledi Cumhurbaşkanı: "Ya, bizim çocuklarımız Oxford'da, şurada burada da bilimsel eğitim aldılar, onu da aldılar." dedi. Yani aslında yine getirdi bilimsel nitelikli bir eğitime bırakıp gitti.
Dolayısıyla, değerli Bakanlık yetkilileri, Değerli Komisyon Başkanımız, biz aşağı yukarı seziyoruz ne olduğunu da, sizler çok net ortaya koyun amacınızı ve derdinizi. Biz çocuklarımızı böyle bir eğitim sisteminde okutmak istemiyoruz. Bu kadar net. Bunu zorla, baskıyla, Meclisteki çoğunlukla, kaldı ki yerel seçimde yerle bir olmuş bir iktidar anlayışıyla yapamazsınız, yapmamalısınız. Herkese kulak vermelisiniz. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi getiriyorsunuz, usul açısından içinde hiçbir öğretmen yok. Merak ediyorum, öğretmenler içerisinde bir anket yaptınız mı? Bu kanun teklifiyle ilgili ne düşünüyorlar diye sordunuz mu? Ya da "Sizin meslek kanununuzu yapacağız, şöyle bize öneride bulunun sendikalar." Hadi tek tek olmaz, sendikalar, yaptınız mı? Yaptıysanız bunların sonuçları size ne gösterdi de böyle bir kanunu buraya getirdiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Sayın Vekilim, süreniz doldu, sağ olun.
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Toparlayacağım Başkanım hızlıca.
Bu kanun -açık, net- öğretmenlerin kariyer basamaklarını bölerek ayrımcılığı artıran, öğretmenlerin mesleki gelişimini desteklemeyen ve sınıfsal ayrıştırmayı derinleştiren bir kanun. Öğretmenlerin sosyal ve mali haklarını kapsam dışı bırakan, ücretli öğretmen istihdamının devamını yasalaştıran... Çünkü zaten aşağı yukarı kamuda eğitimi minimize edip özel sektöre doğru müthiş bir tutumla götürdünüz. Önce desteklediniz öğrencileri, sonra onu da bıraktınız çünkü istediğiniz adamlar olmayınca desteklemeleri de yapmıyorsunuz. Her şey nabzınıza ve istediğiniz koşullara göre.
Özel okul ve kurslarda çalışan öğretmenlerin taban maaş talepleri, hakları ve çalışma koşulları konusunda yeterli düzenleme ne yazık ki... Hatta yeterli değil, hiçbir düzenlemenin olmadığını görüyoruz. Kendisi gibi olmayan öğretmenleri elemeyi, biat etmeyen öğretmenlerin iş güvencesini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız maalesef. Nitelikli-niteliksiz öğretmen algısı yaratarak öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ayaklar altına almak isteyen bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine, şiddete ve mobbinge maruz kalan kadın eğitim emekçilerinin sorunlarını çözmeyen, hatta bırakın çözüm üretmeyi, daha da artıracak bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Öğretmenlerin sosyal ve mali haklarını kapsam dışı bırakan, ücretli öğretmen uygulamasını açıkça yasallaştıran bir mekanizmayla ve bir taslakla karşı karşıyayız. Mesleki yetersizlik bahanesiyle öğretmenleri memurluğa geçirip iş güvencemizi elimizden almak isteyen bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız.
Millî Eğitim Akademisinde eğitim gören öğretmen adaylarına asgari ücretin altında maaş ödeyerek mesleği itibarsızlaştıran bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Bu akademi, aslında, öğretmenlerin işsizliğini çözme değil, üç dört yıl daha bu işsizliği ortada tutma, askıda tutma mekanizması.
Kısaca; laik, demokratik, bilimsel, ücretsiz, nitelikli eğitime katkı koyan bir yasa tasarısı değildir. O yüzden, bırakın konuşmayı, derhâl geri çekilip, tekrar, eğer istiyorsanız, bütün kurum kuruluşların... Bir kanunun nasıl çıkacağına dair her şey meydanda, bir şeyleri yeniden söylemek mümkün değil. Öyle bir kanun teklifini tekrar gündeme getirmek üzere bu kanun teklifinin derhâl geri çekilmesini talep ediyoruz.
OTURUM BAŞKANI FİLİZ KILIÇ - Teşekkür ederiz Sayın Vekilim.