KOMİSYON KONUŞMASI

YILMAZ HUN (Iğdır) - 9'uncu maddede güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması kendi başına oldukça sıkıntılı bir maddedir. Türkiye'de toplumu ve bireyleri şekillendirmek için kullanılan eğitim sistemi yirmi iki yıllık AKP iktidarıyla birlikte farklı farklı boyutlara ulaşmıştır. Eğitimi bir araç olarak kullanan iktidar, eğitim emekçilerinin sorunlarını da görmezden gelmektedir. Örneğin, öğretmen açığı 140 binlerin üzerinde çıkmışken atama bekleyen öğretmenlerin sayısı ise 1 milyonu geçmiş durumdadır. Ataması yapılmayan branşlarda öğrenci yetiştiren fakültelerin plansız bir şekilde öğrenci alımı yapması ise atanmayacak ya da atanamayan öğretmen sayısını, doğalında ise işsizliği artıracaktır.

Yirmi iki yıllık AKP iktidarı süresince eğitimin niteliğinin belli bir ivmeyle düşürülmesi, eğitim müfredatlarına yapılan gerici müdahaleler, laik, bilimsel, demokratik, özgürlükçü, ana dilde eğitim yerine eğitimin sürekli dinselleştirilmesi, eğitimde idareci ve öğretmenler üzerinden partizanca kadrolaşmalar, eğitimde özelleştirmeyle fırsat eşitliği ve kamusal eğitim hakkının bitirilmesi, karma eğitim karşıtlığı ve benzeri uygulamalara bakıldığında iktidar bizatihi öğrencilerin eğitim hakkı üzerinde büyük bir tehdit olarak varlığını sürdürmektedir.

Nitelikli eğitimi ülkede bitirme noktasına getiren iktidarın eğitim politikalarında yaşanan yapısal sorunlarla beraber 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında OHAL uygulaması ve KHK'lerle eğitime ve öğretmenlere yönelik yeni bir baskı süreci başlatılmıştır. Siyasi iktidar, binlerce öğretmenin, eğitim ve bilim emekçisinin işine, ekmeğine, çalışma hakkına ve geleceğine yönelik hukuk dışı adımlar atmıştır. OHAL döneminde Millî Eğitim Bakanlığından, yükseköğretim kurumlarından binlerce öğretmen, akademisyen ve idari personel ihraç edilmiştir. 12 Eylül 1980 darbesinde hakkında işlem yapılan öğretmen sayısının 20 katından fazla öğretmene AKP'nin ilan ettiği 2016 OHAL sürecinde işlem yapılmıştır. Yargı süreçlerini uzatmak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruları uzatmak için kurulan mağduriyetlerin üzerine mağduriyet eklemek için AKP tarafından oluşturulan OHAL inceleme komisyonlarıyla 17 binin üzerinde göreve iade kararı verildi. Anayasa ve uluslararası insan hakları normları bir bireyin adil yargılanma hakkını güvence altına almaktadır ancak maalesef, KHK'yle ihraç edilen eğitim emekçileri savunma haklarından mahrum bırakılarak mesleklerinden edilmişlerdir. Hukuk ve adaletin herkes için geçerli olması gerekirken KHK süreçlerinde anayasal haklar, hukuk ve adaletin temel ilkeleri ciddi şekilde ihlal edilmiştir. Güvenlik soruşturması adil ve şeffaf olmaktan çıkarılmış, öğretmenler üzerinde bir sopa niteliği olarak baskı aracına dönüştürülmüştür. Öğretmenler üzerindeki baskılar her geçen gün artarken öğretmenlerin karşılaştığı "güvenlik soruşturması" adı altında keyfî uygulamalar bu baskının ve hak ihlalinin en somut örneğini oluşturmuştur.

"Güvenlik soruşturması" adı altında öğretmenlerin mesleklerinden menedilmesi hukukun üstünlüğüne aykırı bir uygulamadır. Hiçbir gerekçe bildirilmeden yapılan bu soruşturmalar öğretmelerin savunma haklarını ihlal etmekte ve temel hak ve özgürlüklerini çiğnemektedir. Bu durum Anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırıdır. Öğretmelerin karşı karşıya kaldığı bu keyfî uygulamalar, onları ekonomik ve psikolojik olarak zor durumda bırakmaktadır. İşsiz kalan öğretmenler geçim sıkıntısı yaşamakta, mesleki itibarları zedelenmekte ve geleceğe dair umutları yok edilmektedir. Bu durum, sadece bireysel olarak öğretmenleri değil aynı zamanda ailelerini ve eğitim sistemini de olumsuz etkilemektedir.

Eğitim emekçilerinin temel haklarından dahi mahrum bırakılarak "güvenlik soruşturmaları" adı altında fişlenmelerinin kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Bu soruşturmalar öğretmen adaylarının geçmişlerini, sosyal medya paylaşımlarını, sendikal faaliyetlerini ve hatta aile ilişkilerini kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Kişisel ve özel yaşamın gizliliği ihlal edilerek yapılan bu soruşturmalar öğretmenlerin mesleki hayatlarını başlamadan bitirmektedir.

Güvenlik soruşturmaları keyfî ve adaletsiz şekilde yürütülmektedir. Belirli bir standarda ve şeffaf bir kritere dayanmayan bu soruşturma süreçleri, öğretmen adaylarının hangi nedenlerle elendiği konusunda belirsizlik ve adil olmayan kararlar yaratmaktadır. Bu durum, öğretmenlerin demokratik haklarını savunmalarını zorlaştırmasına ek olarak eğitimin niteliğini düşürmekte ve öğrencilerin geleceğine dair de olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu'na göre, araştırma yargı, devletin istihbarat, güvenlik, dış işlerinde görev yapacak personel için geçerliyken bu görevler gibi kritik görevler içermeyen öğretmenlik mesleği açısından araştırma yapılması bir eleme yöntemine dönüştürülmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Milletvekilim, toparlayalım.

YILMAZ HUN (Iğdır) - Bitiriyorum.

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Buyurun.

YILMAZ HUN (Iğdır) - Maddeyle getirilen, öğretmen adaylarına şart koşulması planlanan güvenlik soruşturması ve arşiv taramasının 2016 yılında başlayan ve on binlerce kamu emekçisinin ihraç edilmesine sebep olan KHK'ler düzeninin devamına neden olacağı ve bu kişilerin istihdam süreçlerine dâhiliyetlerinin kimi politik gayelerle engellenmesine hizmet edeceği nedeniyle teklifin 9'uncu maddesi teklif metninden çıkarılmalıdır diyoruz.

Teşekkür ediyoruz.