Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkür ediyorum.
657 sayılı Yasa'nın 3'üncü maddesinde temel ilkeleri belirlenmiş ve bunlar arasında yer alan liyakat ilkesi "Liyakat: Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır." biçiminde tanımlanmıştır. 657 sayılı Kanun'un temel ilkesi olarak kabul edilen bu hükümle, kamu görevlilerinin görevde yükselmelerinin hangi esaslara göre gerçekleşeceğinin temelleri net bir biçimde ortaya konulmuştur. İnsanı üretim sürecinin odağına yerleştiren, en alt kademelerden en üst kademeye kadar tüm emekçileri kâr amacı güden işletmenin stratejik hedefleri doğrultusunda çalışmaya yönelten stratejik insan kaynakları yönetiminin getirdiği kapitalist usuller ve değerler, çalışanın işe alımlarından çalışma ilkelerine, kariyer geliştirme süreçlerinden emekli oluncaya kadar geçecek zaman içinde sürekli rekabet, yenilenme, gelişim, performansa dayalı ücret, esnek çalışma biçimleri gibi, çalışanı bir sosyal varlık olarak görmekten çok, işletmenin bir parçası hâline getirme amacı taşımaktadır. Kapitalist istihdam süreçlerinde mülakat sistemi de bu sürecin en önemli parçalarından biri olarak kabul edilmektedir. Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşlarında yaygınlaştırılmaya başlanan mülakat sistemi, özel işletmelerde uygulanan stratejik insan kaynakları yönetimi anlayışının kamuda geçerli hâle getirilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu anlamda mülakat, kamunun özel sektör anlayışıyla, kâr amacı güden piyasa usulleriyle yönetilmesi amacı çerçevesinde gerçekleştirilen yeni yönetimin bir parçasıdır.
Öğretmen atamalarında ilk defa 2016 yılında uygulamaya başlanan mülakat sistemi, iktidara ideolojik bağlılık içerisinde olan kişileri istihdam etmenin bir yolu hâline getirilmiştir. Bu uygulamayla, mülakatı gerçekleştiren komisyonların keyfî ve herhangi bir objektif parametreden uzak kararlarıyla sıkça karşılaşılmıştır. Öyle ki, KPSS Türkiye 6'ncısı olan bir öğretmen keyfî bir şekilde mülakatta elenirken, KPSS'den 91,5 puan alan bir kişiye mülakatta 51 puan verilerek elenirken diğer yandan da KPSS puanı ziyadesiyle düşük olmasına rağmen liyakatin değil nepotizmin usul ve esaslarını uygulayan mülakat komisyonları tarafından adaylara yüksek puan verilerek geçer puan verilmiştir.
14 Mayıs Genel Seçimlerinden bir ay önce AKP'li Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan seçim vaadi olarak yaptığı açıklamada "Kamuya işe alımlarda mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavdaki başarısına göre atama yapacağız." demiştir. Yine, seçime iki gün kala, dönemin Millî Eğitim Bakanı, şimdinin ise Meclis Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Mahmut Özer Millî Eğitim Bakanlığında mülakatla öğretmen alımı uygulamasını sona erdireceğini duyurmuştu. Ancak Eylül 2023 tarihinde, mevcut Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin MEB'de öğretmen alımlarında mülakata devam edileceğini açıklamış, mülakatın mülakat gibi yapılacağını söylemiştir. Yusuf Tekin'in bu açıklaması, mülakatların bir tür kayırma ve torpil uygulaması olduğunun itirafıdır.
Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin 10'uncu maddesinde, Millî Eğitim Akademisine alınan öğretmen adaylarının teorik derslerde yazılı sınavla, uygulama derslerinde ise danışman, öğretmen ve akademi eğitim personeli tarafından değerlendirileceği belirtilmektedir. Öğretmenler bu değerlendirmelerin aritmetik ortalamasına göre geçme notu alacaktır. AKP'nin geçmiş pratikleri göz önüne alındığında, öğretmen atamalarında liyakatin esas alınmayacağı, kendisine ideolojik aidiyeti olan öğretmen adaylarının atamasının sağlanacağı son derece aşikârdır. Teklifin 10'uncu maddesiyle, mülakat sistemi devam ettirilmektedir; isimler, uygulamalar farklı olsa da kamuya öğretmen atamasında adam kayırma ve torpilin devam edeceğini göstermektedir. Uygulamalı derslerin aritmetik ortalamasına orantısız biçimde ağırlık verilmiştir ancak uygulamalı derslerin puanlamasında objektif değerlendirmeme sonucu puanlamada sorunlar yaşanacağını tahmin etmek güç değildir. Kişilerin takdir hakkı, kayırmacı davranmaları ihtimali yüksektir. Ayrıca, mevcut ekonomik kriz koşullarına nazaran son derece düşük bir ücret, yalnızca genel sağlık sigortası karşılığında, öğretmen adaylarının hazırlık eğitimleri döneminde yalnızca beş gün devamsızlık hakkı tanınarak devam etmesi şartı koşulması ciddi mağduriyetlere sebep olacaktır.
Teşekkür ederim.