Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evet, 15'inci madde, sözleşmeli öğretmen istihdamını zorunlu hâller dışına çıkarıp onu olağan hâle getirmeyi hedefliyor.
Değerli vekiller, dün burada sendika temsilcilerimiz vardı. EĞİTİM-BİR-SEN, TÜRK EĞİTİM-SEN, EĞİTİM SEN, EĞİTİM-İŞ, HÜRRİYETÇİ EĞİTİM SEN, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, Anadolu Eğitim Sendikası Komisyonumuza katıldı, çok da iyi oldu bu anlamda, doğrudan öğretmenlerimizin temsilcilerini dinleme imkânı bulduk. Tek tek açıklamayacağım ama bu sendikalarımızın hepsi tek tek sözleşmeli öğretmen istihdamına karşı, çoğunun sitesinde de bu yönde açıklamalar mevcut. Bırakın sözleşmeli öğretmenliği yok etmeyi hedefleyen bir düzenlemeyi, teklif, sözleşmeli öğretmen istihdamını istisnai olmaktan çıkarıp normalleştiriyor. Teklifle, akademide eğitimini tamamlayan öğretmenlerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4'üncü maddesinin (B) fıkrası kapsamında sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilmesi öngörülüyor. Bugün 5.182 sözleşmeli öğretmenimiz hâlihazırda görev yapıyor. Komisyon görüşmelerinin başından beri şunu söylüyoruz: Hazırlık eğitimi uygulaması yeni bir eleme yöntemi olarak işleyecek. Ancak belli ki teklifi getirenler için hazırlık eğitimi yöntemiyle eleme de yeterli değil. Eğer hazırlık eğitiminde elemeyi yeterli görmüş olsalardı sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına son verilirdi, hazırlık eğitiminden sonra öğretmen adayı doğrudan öğretmen olarak atanırdı.
Sözleşmeli öğretmenliğin bir istihdam biçimi olarak korunması, öğretmenlerin güvencesiz çalıştırılmasının devam etmesi, iktidar tarafından gerek görüldüğünde iş akitlerinin de sonlandırılması anlamına gelmekte. Bu, güvencesiz çalıştırmanın da aslında çok açık bir örneği; bunu öğretmenlik mesleğinin de ruhuna konan bir dinamit olarak niteliyoruz. Bu güvencesiz çalışma Anayasa'nın 128'inci maddesine de yine aykırılık teşkil ediyor. Anayasa 128'e göre, özetle "Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür." denmektedir. Öğretmenlik de devletin asli ve sürekli görevi olması nedeniyle kadrolu olmalıdır. Ayrıca, bu yine sosyal hukuk devleti olmanın da bir gereğidir. Kısacası, tüm öğretmenlerimiz kadrolu atanmalıdır, aksi Anayasa'mıza aykırılık teşkil etmektedir.
Yeri gelmişken bir mağduriyeti de dillendirmek istiyorum. Bildiğiniz üzere, sözleşmeli öğretmen pozisyonunda görev yapmakta iken öğretmenlerimiz belli şartlar çerçevesinde 2023'te çıkan 7433 sayılı Kanun'la kadroya geçirilmişti. Kadroya geçirilen bu öğretmenlerimizin tayin hakkı açısından sorunlar yaşadığını bizler duymaktayız. Esasen, sözleşmeliden kadroya geçirilen öğretmenler kadrolu olarak göreve başlayan öğretmenlerle aynı statüde olup aynı görevi yürütmekte ve aynı haklara sahiptirler. Ancak 657 sayılı Kanun'a tabi olan kadrolu öğretmenlere şartsız eş mazeret hakkı tanınırken 7433 sayılı Yasa'yla kadroya geçenlerin aynı yasaya yani 657'ye tabi olmalarına rağmen belli bir süreyi doldurmadığı gerekçesiyle eş mazeretine yönelik nakil talepleri de yine karşılanmamaktadır. Kadroya geçirilen sözleşmeli öğretmenler için süre şartı devam ettiğinden mağduriyet yaşamaktadır öğretmenlerimiz. Kadrolu öğretmenlerde mazerete dayalı tayin hakkı bir yılın, il içi ve iller arası tayin hakkı üç yılın sonunda olurken sözleşmeli öğretmenlerde mazerete dayalı tayin hakkı üçüncü yılın, il içi ve iller arası tayin hakkı ise dördüncü yılın sonunda yapılabilmektedir. Sadece bu mağduriyet bile başlı başına sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının kaldırılması gerektiğine yine işaret etmektedir. Öğretmen istihdamında güvencesiz çalışma biçimi olan sözleşmeli öğretmen istihdamına ivedilikle son verilmelidir.
Çok teşekkür ediyoruz.