YILMAZ HUN (Iğdır) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, bizler sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunmaktayız. Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personelin, yardımcı hizmetler sınıfı statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma yaşam koşullarının iyileştirilmesiyle birlikte ele alınmalıdır.

Millî Eğitim Bakanlığı öğretmen atama ihtiyacını 68 bin olarak ifade etmesine karşın, bu yıl 20 bin öğretmen ataması yapılmaktadır. 2023'te atama için KPSS başvurusu yapan öğretmen sayısı ise 572 bin iken ataması yapılmayan öğretmen sayısı yaklaşık 1 milyondur. Özel okullarda asgari ücret düzeyinde istihdam edilen öğretmenlerin sayısı yaklaşık 300 bin iken MEB bünyesindeki okullarda sözleşmeli, ücretli çalıştırılan öğretmen sayısı 100 bin civarındadır. Özel sektör öğretmeni iş güvencesinden mahrum, asgari ücret ve altında çalışmak zorunda bırakılmakta, taban maaş hakları gasbedilmektedir. Bu kadar açıkta kalan öğretmenin, atandığı hâlde açlık sınırında bir yaşamın dayatıldığı öğretmenin bulunduğu bir tabloda iktidar bu sorunları çözmek yerine kendi ajandasını işletmektedir.

Maddede öğretmenlerin atamalarının Bakanlıkça il ve ilçe emrine veya doğrudan eğitim kurumuna yapılacağı belirtilmektedir. "Bakanlıkça il/ilçe emrine atama yapılması hâlinde öğretmelerin atandıkları ildeki görev yerleri, hizmet puanları dikkate alınarak il millî eğitim müdürlüğünün teklifine göre valilerce belirlenir." ibaresinin, liyakatin olmadığı, torpil listelerinin havada uçtuğu bu sistemde haksızlığa neden olacağı apaçık ortadadır. Bu nedenle, teklifin 18'inci maddesi metinden çıkarılmalıdır diyoruz.

Teşekkür ediyoruz.