KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Öncelikle Sayın Başkana teşekkür ediyorum.

Değerli Bakan, sayın milletvekili arkadaşlarımız, sayın bürokrat arkadaşlarımız; herkesi sevgiyle selamlıyorum.

Şimdi, ben tabii Sayın Bakanın konuşmasına bir göz attım, tamamını dinleyememiştim burada, yazılı metinden bakmaya gayret ettim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına 7 milyon 750 bin metrekare rezerv yapı alanı ve 78 bin metrekare riskli alan tahsis edilmiş. Şimdi, bizim genel olarak bu Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ayrılan alanların daha sonra hangi işlevle kullanıldığıyla ilgili bir tereddüdümüz var. Acaba Bakanlığınız bununla ilgili bir takip yapıyor mu? Şu ana kadar neler yapıldı?

Bir de daha önce bir görüşmemizde de sizinle konuşmuştuk ama onun cevabı bize gelmedi. Millî Emlakten belediyelere arsa ve arazi tahsisleri yapılıyor. Bunlar genel olarak yapı inşası için yapılıyor. Niçin bunlar Hazineye gelir kaydedilmiyor? Bu, Sayıştayın raporunda da ayrıntılı olarak var, biraz sonra onlardan da bahsedeceğim ama hiçbir yeşil alan, spor alanı ya da gençler için bir merkez, çocuklar için bir oyun alanı gibi bir şey için vermiyorsunuz da belediyelere bunu, işte konuttur, rezidanstır bu tür şeylere veriyorsunuz. Bizim elimizdeki raporların hiçbirinde yer almıyor, daha önce sormuştum, cevabı da gelmedi. 21 milyon 260 bin metrekare Hazine taşınmazından bahsediyoruz ve bunu Özelleştirme İdaresine devretmişsiniz. Mesela bunun ne kadarı yeşil alan yapıldı acaba baktınız mı? Bir de üniversitelere 15 milyon 132 bin metrekare yer vermişsiniz. Üniversitelerin kaçı vakıf üniversitesidir, hangi gerekçeyle verdiniz ve acaba verdiğiniz yerlerden sizde bir belediye başkanınızın bugün yaptığı pişmanlık açıklaması gibi pişman mısınız bunu da aslında merak ediyorum, belki Maliye Bakanı bunun cevabını verecek kişi değil ama.

Şehir hastaneleriyle ilgili bir şey sormak isterim. Başkentte 21 Ekim 2013 tarihinde temeli atılan 3.566 yataklı bir hastane var mesela, onun durumu ne oldu? Bir de ayırdığınız alan da çok büyük bir alan, 6 milyon 300 bin metrekare. Yani, hani Türkiye parsel parsel veriliyorsa herhâlde böyle hepyek verilebilir, böyle toptan toptan. Yani, özetle benim söylemek istediğim şey, Maliye Bakanlığı Hazine arazilerinin hepimize ait olduğunu bilerek hareket etmelidir. O Hazine arazileri bizim, milletimizin, her birimizindir. Orası, mesela belediyelere verilmiş, Sayıştay raporunda ayrıca Sayıştay bu konudaki çekincelerini dile getirmiş. Mesela, 5366 sayılı taşınmazların yenilenmesi amacıyla yapılan belediyelere devirle ilgili olarak geri dönüşlerin olmadığını 6'ncı maddede tek tek anlatmış Sayıştay "Yenileme alanı olarak biz verdik ama bize bununla ilgili bir geri dönüş yapılmadı." demiş. Bir tahsisle ilgili vermiş, yüzde 50 gelir payını tahsil edemediğini, başlangıçtan bugüne kadar, raporunda ayrıca vermiş. 9 adet hazine taşınmazını yine vermiş Bakanlık bir belediyeye, orayla ilgili herhangi bir denetimin de yapılmadığı 777 milyar liralık hasılat payından da henüz hiçbir şey alınamadığı gibi rakamlar var. 17 adet hazine taşınmazının aslında burada yazılandan anladığım ne olduğu belli değil, buharlaşıp uçmuş, yerine rezidans yapılmış, konut veya iş merkezi yapılmış ama şu ana kadar -herhâlde yüzde 50 yüzde 50 anlaşılmış- yüzde 50'den herhangi bir şey alınmamış. Yani, demem o ki belediyelere yapılan devirlerden ya da Hazinenin herhangi bir kuruma ya da şahsa -eğer varsa- yaptığı devir bunlardan devlete bir kâr ya da vatandaşa bir yarar söz konusu değil, benim bu Sayıştay raporunu okuyup anladığım kadarıyla. Bizim, aslında, aslolan kendi arazilerimizin, devlet arazilerimizin kamu yararına kullanılması, mümkünse aslında buraların belediyelere verilmemesi. Yani, Türkiye'nin artık betona evirilmemesi, çevrilmemesi ve mümkün olduğu kadar oraların yeşil alan hâline gelmesi. Maliye Bakanlığı buralardan gelir elde etmek istiyorsa artık başka tür ilerleyen, gelişen teknolojiyle birlikte yeşil alanlardan enerji etkin sistemlerden çok rahat gelir elde edilebiliyor. Bugün siz de takip etmişsinizdir, mesela Fransa'da kara yolları güneş paneliyle kaplanıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yedekci, sözlerinizi tamamlayın lütfen.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Başka bir yere evrilirken eminim bu kadar çok parayla iştigal eden Maliye Bakanlığı da bu gelişmeleri takip ediyordur ve ülkemiz için en faydalısını yapacaktır. Benim genel olarak siyasete bakış açım, herkesin aslında ülke için en doğrusunu ve en iyisini yapmaya gayret ediyor olduğu noktasıdır. Gidiş noktalarımız başka olabilir, gidiş yollarımız başka olabilir ama sonuç itibarıyla hepimizin yapmak istediği şey ülkeye faydalı olmaktır temelinden hareket ettiğinize inanarak bu soruları soruyor, kendi zamanımı ve sizlerin ve değerli katılımcıların zamanını alıyorum.

Bir de şu anda burada bir kısmının da bulunduğu çeşitli alanlarında, Maliye Bakanlığının çeşitli birimlerinde çalışan çok kıymetli kardeşlerimiz, arkadaşlarımız var. Bir kariyer mesleği olduğunu düşünürsek maliyeciliğin, yükselmeleri için yapılan sınavların artık yapılmıyor olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu, kariyer mesleği olan maliyeciliğe bir zarar vermiyor mu?

BAŞKAN - Sayın Yedekci, lütfen bağlayın sözlerinizi.

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Tamamlıyorum.

Binlerce personelin bu sınavı da beklediğini göz önüne alırsak özel uzmanlık sınavının ne zaman yapılacağını öğrenmek isteriz. 2011 yılında -sanıyorum bilmiyorsunuz, sorduğunuz için söyleyeyim- kaldırılmış bu sınav. Kurum personelinin kariyer imkânını kısıtladığı da çok aşikâr.

Teşekkür ediyorum.

Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Sağ olun.