ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; saat iki buçuk. Ben de hem Genel Kurulu bu hafta nöbetçi olmam sebebiyle hem de Millî Eğitim Komisyonunu elimden geldiğince takip ettim. Yoğun bir çalışma hem bizim Komisyon üyeleri hem diğer muhalefet partilerinin Komisyon üyeleri hem iktidar partisinin Komisyon üyeleri -sizler- yoğun bir çaba harcıyorsunuz ama beni çok üzen bir durum var çünkü -bunu Meclis Genel Kurulunda da söyledim- üzülerek söylüyorum, bugün Bakan burada olmalıydı -arkadaşlarımız söylemiştir ama- bugün Millî Eğitim Bakanının burada olmaması üzüntü verici bir durum.

Bakın, bugün Bakan Yardımcısı var -kızmasın bana- atanmış birisi, buradaki milletvekilleri 30 bin oy alarak, 100-150 bin arası oy alarak seçilip gelen insanlar. En meşru zemin Türkiye'de yasama organı, sonra yargı organı yani burada seçilmiş insanların karşısına Bakan gelip bu yasa teklifini savunmuyorsa bence burada bu görüşmelerin olamaması gerekiyor. Dönem dönem maalesef, bu saygısızlık yapılıyor. Bazı Bakanlar geliyor, yasa teklifini savunuyor, sorulara cevap veriyor. Bu Bakan niye gelmiyor arkadaşlar? Şimdi, Komisyona gelmeyen bir Bakan Meclise gelirse ne olacak? Apayrı bir tartışma. Meclise gelirse bu Komisyona niye gelmedi? Komisyon üyelerine bir saygısızlık. O yüzden, gerek iktidar -AKP, MHP- grubu gerek muhalefet grubu öncelikle Meclisin saygınlığını korumak adına bunu sorgulamalı ama ne acı ki...

Murat Kurum herhâlde 3'üncü kez Bakan olarak atanıyor. Meclis otuz dakika ara veriyor, otuz dakika ara verdikten sonra Meclis, en az 150 milletvekili sıraya giriyor Murat Kurum'u tebrik etmeye. Sonra ara veriyoruz, "Ya, bu kanun yetişmeli." diyor Grup Başkan Vekili. Peki. "Zamanla yarışıyoruz." diyor. "E, o zaman senin milletvekillerin de bir çiçek alıp Bakanı gidip makamında ziyaret etseydi." dedim.

Şimdi, bunu niye söylüyorum? Bakın, eğer ki biz kendi değerimizi bilmezsek, kendi değerimizi korumazsak, bu Meclisin ne kadar önemli bir kurum olduğunu bu Bakan Yardımcısı ve Bakana anlatmazsak böyle olmaz arkadaşlar. Sabaha kadar bu Komisyon çalışacak, Komisyon Başkanı çalışacak. Ki o da eski bir Bakan, ki dönem dönem onu da eleştiriyordum; pişmanım, gelen gideni aratıyor -üzülerek söylüyorum- biz görmedik ondan bu davranışları yani bazen de haksızlık mı yaptım diyorum. Ama böyle olmaz. (AK PARTİ milletvekillerinden "Özür dile." sesleri)

Olabilir, ben özür dilemekten de hiç şey yapmam ama bu Bakanı gördükten sonra dedim ki eyvah, eyvah, eyvah!

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sözün arasında "Sizden özür diliyorum." deyin de biz de bu gecenin mutluluğunu yaşayalım.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya onu gördükten sonra pişmanlıklarım var, bunu söyleyeyim.

Şimdi, burayı tenzih ediyorum, Meclisi tenzih ediyorum. Bakın, ben de bir fıkra anlatayım -milletvekillerimizi, sizleri tenzih ediyorum ama ben bu bakan ve atanmış seviciliğini sevmiyorum- şimdi, Bakan geliyor, herkes "Sayın Bakan, Sayın Bakan, Sayın Bakan, Sayın Bakan..." sıraya giriyor. Bir yurttaş papağan alacak, gidiyor "Papağan ne kadar?" diyor. "300 lira." diyor. "Niye?" diyor. "İngilizce biliyor." diyor. Sonra yanındaki papağan var, "Bu ne kadar?" diyor. "Bu 600 lira. Bu hem İngilizce hem Fransızca biliyor çünkü." diyor. Üçüncü "O, 2 bin lira." diyor. "O niye 2 bin lira?" diyor. "Ona herkes Bakanım." diyor çünkü diyor.

Şimdi, bakın, bu olmaz. Biz doğruya "doğru", yanlışa "yanlış" demeliyiz. Bakan burada olmalı, Bakanın yüzüne her şeyi konuşmalıyız; ayrıcalığı mı var? Bugüne kadar herhâlde bu dönem, ay sonu bitecek, 30'a yakın Bakan geldi, hepsi açık açık cevap verdi, tartıştık, ağır eleştirilerde bulunduk, kavgaya varan durumlar oldu ama bu saygısızlığı yapmadı. Bence yarın Bakanı arayın, Meclise gelsin, bunun hesabını versin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Milletvekilim, toparlayalım.

Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitiriyorum.

Burada içerikle ilgili, arkadaşlarım gerekli eleştirileri yapıyor, önergeleri veriyor, muhalefet şerhini dört dörtlük yazacak, Mecliste direnecek, ben çok teşekkür ediyorum onlara ama ben Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili olarak Meclisin saygınlığını, grubumun saygınlığını hatta tüm grupların saygınlığını korumak zorundayım. Sizler sabaha kadar çalışacaksınız, Bakan gelmeyecek, atanmış bir Bakan Yardımcısını yollayacak. Ben almazdım onu buraya, almazdım, Bakan gelecek derdim. Bu hepinize yapılmış bir saygısızlık, böyle olmamalı diyorum, teşekkür ediyorum ama umarım Genel Kurulda böyle olmaz.