Komisyon Adı | : | MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU |
Konu | : | Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve 101 Milletvekilinin Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi (2/2239) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 04 .07.2024 |
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; uzun bir maratonun sonuna doğru geliyoruz, eğitim personeliyle ilgili çok uzun da bir madde okuduk. Bir akademi kurulması konusunda hepimiz anlaşıyoruz, hepimiz uzlaşıyoruz çünkü Millî Eğitim Bakanlığında görev yapan öğretmenlerin buna ihtiyacı var. Bu akademide olacak insanların, görev alacak personelin doğal olarak akademik personel olması gerekir. Öğretmenler gibi zaten belli bir bilgisi olan, yıllara dayanan deneyimi olan kişilerin, eğitim verecek olanların kendilerinin de akademik ünvanı olması gerekir, onlara bir katkı yapacak gruplar olması gerekir.
Bir başka vesileyle arz etmiştim, iktidar milletvekillerimize önerimizi tekraren yapmak istiyorum: Ülkemizde 97 tane eğitim fakültesi var, bu eğitim fakültelerinin tamamı Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış durumda. Mevcut 20 bin öğretmen alımı yapılacak, bu 20 bin öğretmen alımı da doğası gereği Türkiye'nin dört bir yanına dağılacak. Biz bunu eleştiriyoruz ama elinizdeki kaynaklar çerçevesinde asgari ücret seviyesinde bir maaş verebileceksiniz. Bu arkadaşlarımız belli bir süre asgari ücret maaşla devam ediyor olacaklar ve bunların bir başka ile gitmesi yani orijinalde planlandığı gibi 30 ildeki yerlerde olması, doğası gereği bu arkadaşlarımızın başka bir şehirde yaşamalarına ve bir yaşam kurmalarına, bir barınma alanı oluşturmalarına gereksinim gösterecek. Dolayısıyla bu, öğretmenler için kötü; bu, bizler için kötü, gereksiz bir kaynak israfı. Bir yanda akademisyenlerden, eğitim fakültelerinden yararlanamıyoruz; diğer yanda, öğretmenlerimiz de olmayan paralarını harcamak durumunda kalacaklar.
Çok basit, çok uygulanabilir, dünyada da ve Millî Eğitim Bakanlığının diğer uygulamalarında da kullandığı bir yöntem öneriyoruz. Eğitim fakültelerimizle, potansiyeline inandığımız öğretmenlerimizin keyifle gidebilecekleri bir sözleşme imzalayınız, bir protokol imzalayınız. Bu protokol kapsamında nerelerde eksik görülüyorsa, bu hazırlık eğitiminin içeriğinde ne olacaksa bunları vermek üzere üniversitelerle protokol yapınız. Gerekiyorsa bu protokolleriniz çerçevesinde verilecek eğitimleri çapraz bir şekilde dış eğitmenlere, dış gözlemcilere değerlendirtiniz. Ben bunu geçmişte yaptım, kendi bulunduğum kurumlarda dışarıdan aldığım hizmetlerde onları verenleri, yine katılımcı gibi takip eden, onlara geribildirim veren, kaliteyi artıran çalışmalar yaptık. Böylelikle, ne sağlarız? Eğitim fakültelerimizin uzman hocaları kendi illerinde bu eğitimleri vermiş olurlar. Öğretmenlerimiz bir yıl, bir buçuk yıl, 3 dönem, 4 dönem başka kentlerde eşlerinden, çocuklarından, sevdiklerinden ayrı kalmamış olur, ekonomik zafiyet yaşamamış olur. Gelin, bir eğitim personeli oluşturmayın çünkü bu kuracağınız eğitim personeli de o üniversiteden, bu üniversiteden, şu üniversiteden seçerek aldıklarınız olacak, onlar da belki yerlerini değiştirmek zorunda kalacaktır. Dolayısıyla bu, akla mantığa uygun değil. Türkiye'nin tüm üniversitelerine ya da hangi kriterle bazılarına karar vereceksiniz, en azından, mümkünse her ilde bir üniversitenin eğitim fakültesiyle anlaşarak bu eğitimleri onları aracılığıyla verelim.
Kampüsler orada, sınıflar orada, materyal orada, eğitmen orada; yapacağınız tek şey, bir protokolle bu hizmeti üniversitelerle birlikte geliştirmek ve bunun bir başka artısını daha söyleyeyim: Siz Türkiye'deki eğitim fakülteleriyle bunu yaparsanız orada elde edeceğiniz deneyimlerle eğitim fakülteleri de siz neyi eksik görüyorsanız onları kendi programlarına yedirerek YÖK'le birlikte kendi programlarının geliştirilmesini de sağlar. Çok açık bir dille söyleyeyim: Amacınız üzüm yemekse yapmanız gereken budur, eğer amacınız -öyle olduğuna inanmak istemem, derin kuşkularım var Sayın Yusuf Tekin'in şahsında ama- elemekse o zaman benim dediğim tabii ki doğru bir seçenek gibi gözükmez. O yüzden, bu bizce çok akla ve mantığa uygun olan önerimizi bu vesileyle tekrar iletmek istiyorum.
Önümüzde Genel Kurul var, oraya kadar getireceksiniz. Komisyon bir ön tartışma alanı, Genel Kurulda tekrar tüm siyasi parti gruplarıyla tartışacağız. Eğitim fakültelerimiz dışlanmamış olur, onore edilmiş olur çünkü bu taslakta en çok eleştirdiğimiz şey, eğitim fakültelerine "Bunu beceremiyorsunuz." demesidir, örtük olarak söylediği budur. Dolayısıyla, eğitim fakülteleriyle birlikte... Ki bu eğitim fakültelerinin sayısını bu kadar arttıran, bu kadar kapasitelerini yükselten de sizin iktidarınızdır. Dolayısıyla kendi yaptığınız bir işi de yanlışlamamış olursunuz. Çok açık, çok net bir öneride bulunuyoruz; Sayın Bakanla lütfen görüşün, doğrusu budur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MAHMUT ÖZER - Sayın Vekilim, lütfen toparlayalım.
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Doğrusu budur, yapılması gereken budur. Bizim önerimizin bir eksiği varsa lütfen gelin, bizi ikna edin. Biz ikna olmaya hazırız, bunlara da açığız.
Saygılar sunuyorum.