Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Sakarya Milletvekili Ertuğrul Kocacık ile 132 Milletvekilinin Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2266) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 10 .07.2024 |
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, tasarruf paketi mayıs ayında açıklandı fakat "Acaba tasarrufa dair pratikler görüyor muyuz?" diye bir bakmak gerekiyor. Hemen ardından haziran ayında da açıklanan bütçe harcama kalemleri var tabii. İlk bütçe harcama kalemlerinde, harcamaların da tam gaz devam ettiğini gördük. Şimdi, henüz gündemdeyken biz burada Dışişleri Bakanlığına bağlı bir vakıf kurulmasıyla ilgili bir tartışma yürüttük Bütçede. Ona direkt bir 10 milyon lira transfer edildiğini hep beraber izledik. Ardından sarayın harcamaları hızla devam etti. Yine, Diyanet İşleri paketin hemen açıklandığı dönemde en uygun konaklama ücretinin 6.980 liradan başladığı lüks bir otelde toplantı yapmıştı. Yine, geçen yıl nisan ayında 198 milyon 560 bin lira harcayan saray bu yılın aynı ayında 1 milyar 603 milyon 986 bin lira harcamıştı. Sarayın bir dakikalık harcaması yaklaşık olarak 2 asgari ücrete, 4 tane de en düşük emekli maaşına denk gelmekte.
Bunun yanında tabii, temsil ve tanıtım giderleri. Bunlara bir baktığımız zaman da bunlarla ilgili de kesinti yapılması gereken kalemler olarak anlatılmıştı fakat bunlarda da yine kira harcamaları dâhil olmak üzere temsil ve tanıtım giderlerinde mayıs ayında artışlar görüyoruz. Mayıs ayında sadece temsil ve tanıtım giderlerine 418 milyon lira harcama yapılmış. Bütçe giderleri ise bir önceki yıla nazaran yüzde 97,9 oranında artış göstermiş. Nisan ayındaki temsil giderleri ise yaklaşık 61,2 milyon lira, 418 milyon şimdi.
Bakınız, sonrasında "kâr amacı gütmeyen kuruluşlar" diye tanımlanan kuruluşlar var. Dernek, birlik, kurum, kuruluş, bunlar sandık olarak isimlendirilen kuruluşlar, bunlara da aktarılan kamu kaynakları var. Bunlar yaklaşık olarak 1 milyar 452 milyon lira ve bu derneklerin, kuruluşların büyük bir kısmı yandaş dernekler.
Peki, savunma sanayisine bakalım. Gerçekten savunma sanayisine bu kadar bütçe ayrılması gerekiyor mu, ihtiyaç mıdır? Savunma sanayisi 2024 yılı savunma ve güvenlik bütçesi olarak 1 trilyon 133 milyar liralık bir kalemi yutmuş durumda. Bu da yaklaşık olarak bütçenin yüzde 10'undan fazlası bir kaleme denk geliyor. Oysaki biz biliyoruz ki Orta Doğu'da, komşularıyla barış içerisinde, ülke iç barışını sağlamış bir iktidarın bu kadar büyük bir savunma sanayisi harcamasına ihtiyacı yok. Milyar dolarlık bir kaynak maalesef ki savunma sanayisine harcanıyor ve sadece 100 milyarlık bir tasarruf paketi için bugün asgari ücrete zam yapılmadığını hatırlatmak isterim. Barışa yaptığımız kaynaklar hiçbir zaman heba olmayacak kaynaklardır. Tasarrufu barışta yapmamak lazım, tasarrufu savaşta yapmak lazım.
Garanti ödemelerine baktığımız zaman ise 2024 yılı bütçesinde yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprüler, otoyollar ve Avrasya Tüneli ile yap-kirala-devret modeliyle yaptırılan şehir hastanelerine toplam 162 milyar lira ödenecek. Şimdi, baktığımız zaman şehir hastaneleri 2024 yılında 83 milyar lirayı yutuyor. Daha sonrasında 2025 yılında 97 milyar 905 milyon lira şehir hastanelerine garanti ödemeleri yapılacak, kira bedeli olarak ödenecek. 2026'da ise 99 milyar lirayı bekleyen bir ödeme var. Eğer tasarruf yapılması düşünülüyorsa bu garanti ödemelerine tekrardan bir dönüp bakmak gerek. Söz konusu emekçiler olduğunda kuruş hesabı yapılıyor, yandaşlara milyarlarca lira kaynak aktarmaktan ise hiçbir zaman imtina edilmedi. Yap-işlet-devret modeliyle yapılan ve yandaşlara dolar garantisi verilen projelerde yandaşlar zarar etmesinler diye yılda 4 defa enflasyon zammı güncellemesi yapılmıştır. Bakınız, daha önce kamu-özel iş birliği sözleşmelerinde dövize endeksli geçiş garantileri yılda bir defa TL'ye çevriliyordu. Kur artışları nedeniyle bu önce 2 defaya, 2022-2023 yılları için ise tekrar 4 defaya çıkarılmış durumda. "Acaba bundan 2024 yılı için bir tasarruf yapabilir miyiz?" diye denenmiş ve 2 defa artırım yapılması, TL'ye çevrilmesi düşünülmüş fakat müteahhitlerin baskısı sonucunda 2024 yılında da maalesef 4 defa ücret artışı yapılması düşünülüyor ve burada da bir tasarruf yok fakat ama asgari ücretliye herhangi bir zam düşünülmüyor çünkü asgari ücretli enflasyonun sebebi olarak görülüyor; biliyorsunuz Merkez Bankası bu konuda ısrarcıydı.
Merkez Bankasının 2023 enflasyon hedefinden sapıldığı için yasa gereği Hükûmete gönderdiği mektubunda asgari ücrete tek zam önerisi yer almıştı. Burada diyordu ki: "Asgari ücretin yılda bir kez güncellenmesi, öngörülen dezenflasyon patikasının tesis edilmesi açısından kritik bir önem taşımaktadır." Sayın Başkan, Sayın Şimşek de aynı şeyin vurgusunu yapmıştı zaten. Şöyle demişti o da: "Asgari ücretliyi biz vergi dışı bıraktık diye bize yaklaşık olarak 690 milyar lira yük olmaya başladı." Peki, bakalım, 1 asgari ücretten vergi almayınca ne kadar liradan vazgeçmiş oluyorsunuz? 1 asgari ücretliden vergi almadığınız zaman 100 liradan vazgeçmiş oluyorsunuz. Peki, bu garanti ödemeli kamu-özel iş birliğiyle yapılan projeler ne durumda? Mesela Osmangazi Köprüsü, 1 Temmuzdan itibaren Osmangazi Köprüsü'nden geçen 1 araçtan müteahhit 399 lira geçiş ücreti alıyor. Devlet bu ücret dışında yaklaşık 1.409 lira daha müteahhide ödeme yapıyor. Köprüden toplam geçiş ücreti 1.808 lira. Aracıyla geçenin ödediği ücretin üstündeki ücreti devlet ödüyor. Bakınız, tek araç için yapılan ödeme 1.409 lira, asgari ücretliden kesilen vergiden doğru ise devlete maliyeti yaklaşık 100 lira.
Faiz ödemelerinden bahsedilmedi hiç. Bu yıl faize ödenecek miktar 1 trilyon 200 milyar lira. Peki, niye ödeniyor bu faiz? Devlet borç almış. Kim için almış peki bu borcu diye baktığımız zaman, eğer bu borç alınan miktar emekliye, işçiye, yoksula, yetime dağıtılıyor olsaydı bilirdik; asgari ücrete zam yapılırdı fakat bunun için değil. Bir yıl sonra 1 trilyon 810 milyon lira, 2026'da ise yaklaşık 2 trilyon 295 milyar lira faiz giderlerine harcanacak.
Bunun dışında, büyük kazanandan vergi alınıyor mu diye bakmak gerekiyor. Şimdi, ülkede toplam 1 milyon 100 bin kurumlar vergisi mükellefinin olduğu söyleniyor ve büyük kazananların da kârlarının yüzde 25'ini vermeleri gerektiği fakat bunun ancak -yaklaşık olarak- yüzde 2,5'unun tahsil edildiği. Vazgeçilen vergilerin yaklaşık yüzde 75'i gelir ve kurumlar vergisi. Bunlara "muaf" denilmiş, "istisna" denilmiş ve alınmamış. Bu yıl da 2,2 trilyon vergiden vazgeçilecek fakat asgari ücretliler maalesef ki iktidarın gözüne batmaya devam ediyor.
Tasarruf nereden yapılıyor? Kamuya personel alınması noktasında yine tasarruf yapılıyor. Eğitimden, sağlıktan bu noktada kısıta gidiliyor. Ben en yakın örneği İstanbul'da Bakırköy Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinden biliyorum. 2021 yılı aktif radyoloji teknisyeni sayısı yaklaşık 58 kişiydi. Şimdi ise 2024 yılında bu sayı 46'ya gerilemiş durumda. Neden gündem oldu? Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası burada artan şiddet vakaları nedeniyle aşırı miktarda beyaz kod verilmesi üzerine bunu gündem yaptı. Hasta sayısı çok artıyor fakat bu hizmeti yürütecek personel sayısı ise düşürülmüş durumda. 2024 yılında 46. Atamalarda da yine atamaların bu noktada daha düşük tutulduğunu görüyoruz. Hasta ile sağlık çalışanları karşı karşıya getiriliyor ve devletin tüm politikalarındaki gibi sağlık politikalarındaki ve bu tasarruf politikasındaki sorunların ceremesini halk ve sağlık emekçileri çekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Bozdağ, toparlayın lütfen.
Buyurun.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Şimdi, "Bu geçiş garantisi verilen şirketler peki vergi veriyorlar mı?" diye aslında bakmak lazım. Hemen bunlardan birkaç tane örnek vermek istiyorum: Mesela, Osmangazi Köprüsü, Osmangazi'yi işleten Otoyol Anonim Şirketi onca ödemeye rağmen 2021-2022-2023 yıllarında matrah beyan etmemiş, vergi ödememiş yani Ankara-Niğde Otoyolu için de geçerli aynı durum. Bu yolu işleten şirket ise ERG İnşaat, bu da yine, Ankara-İzmir yüksek hızlı tren yolunu da işletiyor, aynı zamanda hızlı tren yolunun projesini de almış olan bir şirket. 2021-2022-2023'teki kurumlar vergisi sıfır, vergi levhasında ise "matrahsız" yazıyor. Yine, Ankara Hızlı Tren Garı'nı işleten ve yine hazine garantili ATG Ankara Tren Garı İşletmeciliği Anonim Şirketinin ortakları Limak, Kolin, Cengiz İnşaat.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Sayın Başkan, bir dakika istiyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın lütfen.
Buyurun.
HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Bunların da yine vergi levhası matrahsız, onlar da üç yılda hiç vergi vermemişler.
Benzer şekilde, Cumhurbaşkanlığı sarayını inşa etmiş olan ve neredeyse iktidarla özdeşleşmiş olan Rönesans Holding var. Bu da yine aynı şekilde üç yıldır matrah beyan etmiyor. Bunları belirteyim. Vergisini alamadığımız zaman vergi düzenlemesi yaptığımızda da sanırım, maalesef ki sonuç alamayacağız. Bu düzenle, bu tasarruf tedbirleriyle de sonuç alınması pek mümkün görünmüyor.
Teşekkürler.