Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar ve Sakarya Milletvekili Ertuğrul Kocacık ile 132 Milletvekilinin Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2266) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 10 .07.2024 |
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkanım, değerli Komisyon üyeleri, saygıdeğer bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ekranları başında bizi izleyenlere ilginç bilgiler vereceğim. Elbette Komisyon salonumuzdaki herkes konunun ne olduğuna dair bilgi sahibi ama ayrıca bizi izleyenlere duyurmak açısından da paketin içinde neler olduğunu başlıklarıyla ben de bir hatırlatmak istiyorum. Paketin içinde neler var? Taşıtların, iş makinelerinin satışlarını Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yetkisiyle düzenleyen düzenlemeler var. Satıştan başka ne var? Yatırımcılara damga vergisini istisna kılan düzenlemeler var. Başka ne var? BOTAŞ'ın ödenmemiş borçlarının hazineden görevlendirme bedeli alacaklarına mahsup edilmesine ilişkin düzenlemeler var. Yine, BOTAŞ'ın doğal gaz alımlarının özellikle Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında kalınarak yapılmasına ilişkin düzenlemeler var ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına sağlanan istisnalardan ortaklarının da yararlanmasını düzenleyen düzenlemeler var.
Yine, devlet iç borçlanma senedi ihraç edebilmesi için Hazine ve Maliye Bakanına yetki vermeyi düzenleyen düzenlemeler var. Kamuda yine bu teklifte yazılanların incelenmesini takip edip Cumhurbaşkanına iletmeyi gerçekleştirecek düzenlemeler var. Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı olan gelir uzman yardımcılarının görev tanımını düzenleme var.
Avukatların müvekkillerinin veya kendi adına taşınmaz alım satımı, şirket kurulması, dernek, vakıf kurulmasını meslek sırrı olmaktan çıkarıp MASAK'la ilişkileri ve cezalarını düzenleyen bilgiler var. Yine, MASAK tarafından düzenlenen cezaların, özellikle sulh ceza mahkemelerinden alınıp idari yargı ile idari mahkemeler tarafından çözümünü düzenleyen düzenlemeler var ve devlet yardımlarının tek çatı altında toplanması amaçlanıyor.
Yine, belediyelerin sokak aydınlatması için ödedikleri payların yüzde 10'dan yüzde 30'a, bazı belediyelerin de yüzde 5'ten yüzde 15'e yani 3 katına çıkarılmasını sağlayan düzenlemeler var.
Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi kurulması için hazine garantisi verilmesi var.
Birden fazla görevleri olanların kurumlardan aldıkları ücret dışında...
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Özür diliyorum Değerli Hatip.
Sayın Başkan, hatibi dinlemiyorsunuz. Gelen arkadaşımız Bakan Yardımcısı mı şu anda yanınızda konuşan? Sayın Başkan, hatip konuşuyor, dinlemiyorsunuz.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Ben bir bitireyim, ben bir bitireyim efendim.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Arkadaşımız Bakan Yardımcısı mı?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bakan Yardımcısıyla alakalı biz bir bilgi istedik.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bakan Yardımcısı...
Peki, şimdi, mevcut olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Mahmut Bey, bir saniye...
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Benim süremden eksiliyor ama Başkanım ya.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ama yani sizi dinlemiyorlar, özür diliyorum.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, biz ilave süre veririz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yani dinlesinler önce sizi.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, bir müsaade eder misiniz.
Teknik bir bilgi alıyoruz. Biz Sayın Ocaklı'ya süre veririz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ama kanun diyor ki: "Gelen kamu görevlileri kendilerine ayrılan yerden başka bir yere geçemezler." Yani burada hatip konuşurken burada esasen dinlenmesi gereken kişidir.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, mesele anlaşılmıştır.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Gelenlerin kendilerine ayrılan yerden ayrılması İç Tüzük'e aykırı.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Komisyon gündemine hâkimdir, lütfen.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teklifin sahibi Yaşar Bey'dir, cevap verecek olan Yaşar Bey.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Arkadaşlar, buyurun işte, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının dağıttığı form bu.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanal, Komisyon gündemine hâkimdir. Burada da biz İç Tüzük'le yönetiliyoruz dolayısıyla biz teknik bilgi almak için bir konuyu müzakere ettik, biz kendimiz davet ettik.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ama orada sayın hatip kime anlatıyor?
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yaşar Kırkpınar'a anlatıyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Arkadaşlar, bir saniye...
Sayın Tanal, ben Komisyon Başkanı olarak sayın hatip bana konuşmuyor. Şu an bütün hazırun Sayın Ocaklı'yı dinliyor. Orada teklif sahibi var, diğer Bakan Yardımcılarımız var dolayısıyla Komisyonun şu anki gidişatını ve bu ciddi müzakere sürecini lütfen sabote etmeyelim.
Sayın Ocaklı, ilave süre ekleyeceğim size.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bakın, Türkiye Büyük Millet Meclisi... Burada sağlıklı...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Söyledikleriniz Genel Kurulla alakalı Sayın Tanal.
Sayın Ocaklı, kusura bakmayın lütfen. Sayın Tanal müdahale etti, ilave süre ekleyeceğim size.
Buyurun lütfen.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teklifin içinde neler olduğunu anlatmaya devam ediyorum.
Yine, birden fazla görevi olanların kurumlarından aldıkları ücret dışında ayrıca bir ikinci ücret alabilmesini düzenleyen bir durum var. Yine, bu torba yasa teklifinde yaklaşık olarak, toplamda sanıyorum, 30 küsur tane idi, yanlış da bilgi vermeyeyim ama çıkardığım özetlerden saydığım başlıklar var.
Şimdi, bu torba yasa teklifine neden ihtiyaç duyulduğu hususunda biraz yorum yapmak istiyorum. Plan ve Bütçe Komisyonunda -buradaki Komisyondaki arkadaşlarım bilir- her bakanlığın bütçelerinin görüşülmesi sırasında yaklaşık olarak yüzde 110 ile yüzde 130 arasında artan Bakanlıkların bütçelerinin içinden özellikle emeklilere, engellilere ve yaşlılara ikişer, üçer puan düşürülmek suretiyle pay ayrılması gerektiğini biz söylediğimizde ne yazık ki iktidarın milletvekilleri bu önerilerimizi reddetti. Şimdi ne oldu? "Tasarruf tedbirleri paketi" diye bir paket getirdiniz ama getirdiğiniz paketin içinde ne yazık ki bugün için asıl gündem olan emeklinin, öğretmenin, öğrencinin, çiftçinin, herhangi birinin sorununu çözecek herhangi bir düzenleme bir şey yok.
Şimdi, buradaki hikâye şudur değerli arkadaşlar: Bu teklifi hazırlayanlar, -bu cümleyi kurmam biraz ağır gelebilir ama- kolunda Rolex saatiyle "selfie" çekip, öyle Monaco'da ıstakoz yemeyle bu teklifi hazırlarsanız tasarruf tedbiri falan filan olmaz bu, kusura bakmayın. Çünkü bu teklifte vatandaşları ilgilendiren hiçbir şey yok.
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Saatim bile yok.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Yaşar Bey'e mi söylüyorsunuz?
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Yaşar Bey yemedi, sizin arkadaşlarınız yedi, sizin arkadaşlarınız çekti, fark etmez. Teklifte imzası bulunanlara bakarsınız, o önemli değil.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, Sayın Kırkpınar'a söz vereceğim, saatini gösterdi, saati yok, lütfen.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Bunu anlayabilmeniz için, tasarrufun ne olduğunu anlayabilmeniz için önce tasarruf edilmesi gereken yerlere bir defa bakmanız lazım arkadaşlar. Siz oralara bakmıyorsunuz.
Dün getirdiğiniz Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nde âdeta öğretmenlerin yok sayılmasını içeren bir düzenleme yaptınız. Buna dair kendilerini savunmak için Sıhhiye'de, Çankaya Kapısı'nın orada duran öğretmenlere gözaltı yapıldı ve hiçbiriniz ses çıkarmadınız. Yazıktır, bu insanlar asgari ücret altında eziliyorlar, kamuda çalışan emekli öğretmenlerin aldıkları özlük haklarına sahip olabilmek için demokratik bir şekilde talepte bulundular sizden.
Şimdi, tasarruf tedbirleri nerede olur biliyor musunuz? İnsan güvenliğiyle ilgili yerlerde olur.
Bakın, size bir tane örnek vereceğim: Tarih, 5 Mayıs; yer Boğaziçi Üniversitesi. Burada, aramızda da bulunan 10 tane milletvekili mezuniyet töreninde dayanışma için Boğaziçi Üniversitesinin kapısına gidiyor öğretim üyeleriyle birlikte -özel güvenlik görevlileri tarafından engellenerek- bu Meclisin çatısı altında bulunan milletvekillerinin denetleme hakkı engellenip Boğaziçi Üniversitesine sokulmamaya çalışılıyor. Oysa, Rize'nin Ardeşen ilçesinde, bir ay önce, özel güvenlik tedbiri olmadığı için, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur'an kursunun 7 öğrencisinden 2'sinin derede akıntıya kapılarak yaşamını yitirdiğine tanık olduk arkadaşlar. Özel güvenlik görevlisi verecekseniz oraya verin, milletvekillerini korumaya değil veya sokmamaya değil, işte bu can güvenliği olan yerlere verin. Esas "tasarruf tedbirleri" dediğiniz şey... Milletvekillerinin önüne güvenlik görevlileri, ayrıca polis barikatı dikerek tasarruf olmaz. O gün yaşananları Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına buradan da ihbar ediyorum. Elbette ki bunu uygulatanlarla ilgili yasal hakkımızı kullandık, suç duyurusunda bulunduk ama peşini bırakmayacağız. "Buradaki AKP'li milletvekillerinin, MHP'li milletvekillerinin acaba Boğaziçi Üniversitesine sokulmaması gibi bir durum yaşanır mı?" diyerek bir daha düşünmenizi özellikle belirteyim.
Şimdi, torba yasayla ilgili gelen teklifte biz şunu bekleriz: Buyurun, iktidar milletvekilleri, düzenlemeyle buradan tasarruf yoluyla elde edeceğinizi düşündüğünüz kaynakları halkın kendisine aktaralım, biz de sizi bu konuda destekleyelim. Yani ne yapalım, halk kimdir? İşte, 10 bin lirayla yaşamaya mahkûm ettiğiniz emeklidir. Kök maaşı ücretlerinin artırılması...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayın.
TAHSİN OCAKLI (Rize) - İsterseniz, buyurun, onları düzeltelim. Eğer yüreğiniz varsa bununla ilgili siz önerge verin, biz destekleyelim, biz önerge verelim, siz destekleyin diyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi? "En büyük sorunumuz hayat pahalılığı; en adaletsiz vergi, enflasyon." dedi. Burada, Bütçe Komisyonunda, yarın Meclis Genel Kurulunda ele alınması gereken şey, sokakta bas bas bağırılan, sendikaların günlerce söylediği "vergide adalet" kavramının yerine getirilmesidir ama burada dolaylı vergilerle vatandaşın ezilmesine devam edilirken ne yazık ki bu düzenlemeyle yine çalışan, özellikle çiftçi olan, emekçi olan insanların üzerine ayrı yükler gelmektedir. O yüzden, iktidar bu teklifini bence geri çekmelidir, bu teklif yerine emekliyi koruyan düzenlemeleri getirmelidir.
Bakın, çay tarımı yapılan yerlerden şimdi bana uyarı geldi, Sayın Cumhurbaşkanının "Kilogramı 17 TL." diye ilan ettiği çayın bedelini özel sektör fabrikaları şimdi 13 liraya alıyorlar. Hadi, buyurun, bunun için Komisyon bir şey yapsın, bir düzenleme yapın. Ne oldu? Çiftçiyi orada mahkûm ediyorsunuz özel sektöre. Bunun için hiç kimse ses çıkarmıyor, eziliyor insanlar ama ona karşılık, çay üreticisi, sanayicisini desteklemek için Çay Borsası Başkanı açıklama yapıyor. Elbette sanayi yapanlar da desteklensin ama önce çiftçiyle ilgili üzerinize düşeni bir yapın, önce gayrisafi millî hasıla içindeki çiftçiye verilmesi gereken yüzde 1'i bir verin. Onu vermediniz, onu gerçekleştirmediniz.
Şimdi, hazine içinde doğan bu borcu -asıl nedeni birçok vekil arkadaşımızın değindiği gibi- geçiş garantili köprülerden, hasta garantili hastanelerden, bu işte KKM'den doğan borçlanmadan dolayı oluşan büyük borç yükünü, büyük enflasyonu geldiniz halkın sırtına yüklemeye çalışıyorsunuz. Olmaz arkadaşlar, biraz insaflı olun, biraz Allah'tan korkun ya! Bu işi beceremediniz. İktidar bu üretim işini beceremiyor. Türkiye, enflasyonda en büyük, vergileri en yüksek ülke olmaya, vatandaşını hâlâ en çok ezen ülke olmaya devam ediyor. Size bir tek şey yakışır: Bırakın bu işi, "Yapamıyoruz." deyin, çekilin, millete iyiliği böyle yaparsınız.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.