KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok uzatmadan birkaç şey söyleyeceğim. Şimdi, Anayasa'ya aykırılık konusunda tabii, bir şeyler söylemek istiyorum. Şimdi, bu dokuzuncu yargı paketindeki tutumunuz ve muradınız hukuki değil bir sefer, siyasi yani hem tutumunuz hem de muradınız siyasi. Ha, siyaset kötü bir şey değil tabii, burada siyaset yapıyoruz aynı zamanda ama beklenen şudur yani buradaki bu siyasi ortamdan: En azından kimsenin gözünün içine baka baka, gözüne batıra batıra Anayasa aykırı davranmamak. Ama bunu da yapıyorsunuz yani herkesin gözünün içine baka baka Anayasa'ya aykırı yasa yapıyorsunuz. Bu siyasi tutumunuz meşru değil; mesele burada, meşru değil ve bu meşruluğu da yani böyle çok kabadayı bir biçimde ve çok cesurca yapıyorsunuz yani bundaki muradınızı ben anlayamıyorum mesela yani bu siyasi muradınız nedir gerçekten? Anayasa'ya bu kadar açık aykırı bir biçimde yasa değişikliğini önümüze getirilmesindeki muradınız nedir, ne olabilir? İnanın yani bu yasa önümüze geldiğinden beri düşünüyorum yani niye Anayasa'ya bu kadar çok aykırı davranmak istiyorsunuz, neden bunu yapmak istiyorsunuz? Ya, çok açık bir şey. Bakın, kadının soyadıyla ilgili olarak hiçbir şey söylemeye gerek yok, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı var. Bu Parlamentoya süre vermiş "Bu zamanda değiştireceksiniz." denilmiş. Şimdi, süre gelmiş, dayanmış; siz "ancak"ı çıkarmışsınız, yerine "şu kadar ki" demişsiniz. Şimdi, Anayasa Mahkemesinin gerekçesi orada, iptal kararı orada. Tek bu cümle var; bakın, "ancak"ı çıkarmışsınız, "şu kadar ki" demişsiniz. Ya, hepiniz hukukçusunuz, bunu yazanlar, yapanlar. Bunun Anayasa Mahkemesindeki gerekçeleri ortadan kaldırmadığını bilmiyor musunuz? Biliyorsunuz ama buna rağmen yapıyorsunuz. Bakın, buna rağmen yapıyorsunuz. Mesele buna rağmen yapmaktır yani Anayasa'ya rağmen yapmak, Anayasa Mahkemesine rağmen yapmak. Ben bu siyasi muradınızı anlayamıyorum.

Bundan hareketle şunu söyleyeceğim: Şimdi, dün bu yasa teklifini arkadaşlarımızla konuşurken şunu söyledim: Ya, bir Parlamento ve o Parlamentoyu oluşturan siyasi çoğunluk, siyasi parti Anayasa'ya aykırı bu kadar çok yasa yapar mı? Şimdi, sekizinci yargı paketinin genel gerekçesine bakıyoruz: "Anayasa Mahkemesi kararlarının gereğini yerine getirmek." Hangi gereğini yerine getirmek? Yani işte iptal kararı vermiş, Parlamentoya süre vermiş, "Anayasa'ya uygun yasa yapacağız." denilmiş. Dokuzuncu yargı paketine bakıyoruz, yine Anayasa Mahkemesinin iptal kararları... Ya, şimdi, bunu herhâlde yani bana bırakmazlar, genç arkadaşlarımız var, genç akademisyenler de var, bana bırakmazlar. Şu bakımdan çok önemli: Şimdi, Anayasa Mahkemesi 1961'den beri işte hayatımızda var. Sizin iktidara geldiğiniz tarihe kadar kırk bir yıl görev yapmış, yaklaşık kırk yıl, yirmi iki yıl da sizin iktidarınız dönemi var. Şunu karşılaştırmak istiyorum gerçekten: O kırk yıllık dönemde Anayasa Mahkemesinin önüne Parlamentodan iptal yoluyla veya mahkemelerden defi ve itiraz yoluyla kaç başvuru gitmiş yani kaç karar çıkmış bu şekilde? Bir de sizin bu yirmi iki yıllık döneminizde yani Parlamento kaç tane gerçekten sizin çoğunluğunuzla Anayasa'ya aykırı yasa yapmış buralarda, Komisyonlarda, Genel Kurulda; ondan sonra da iptal kararı verilmiş, tekrar gelmiş ve tekrar yapmışsınız? Bakın, bu, eylemli olarak Anayasa'ya, hukuk devletine, demokratik devlet ilkelerine aykırı tutumdur; karşılaştırırsak bu ortaya çıkacak. Bir siyasi parti olarak bunu...

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Bireysel başvuru bizim dönemde gelmiş.

TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Dinleyelim lütfen, dinleyelim.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Arkadaşlar, bakın yani sizin de ciddiye almanız gereken bir şeyler söylüyorum, bakın ciddiye almanız gereken.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Önceden gitme ihtimali yok yani ancak iki sebeple gidilebiliyor biliyorsunuz ama daha sonra bireysel başvuru olunca...

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Bireysel başvuruyu bir tarafa bırakıyorum. Bireysel başvuruyla, biliyorsunuz, yasa iptali olmuyor ve onu söylemiyorum. Ne söylediğimi çok iyi biliyorsunuz yani bu Parlamento sizin siyasal iktidarınız döneminde Anayasa'ya aykırı olarak itirazlara rağmen kaç tane yasa yaptı? Bunların kaçı Anayasa Mahkemesinden döndü, tekrar geldi, tekrar yapıldı ve tekrar Anayasa Mahkemesine gitti? Ve önceki kırk yılda yine aynı Parlamentoda yani kaç tane gitmiş Anayasa Mahkemesine? Ne olmuş? Niye bunları söylüyorum? Bakın, eğer bizim önümüze Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile çok açık bir biçimde yani ortalama zekada, ortalama bilgide bir yurttaşın, hukuk bilgisine sahip olmayan bir yurttaşın bile anlayacağı bir biçimde bizim önümüze Anayasa'ya aykırı bir yasa getiriyorsanız bundaki muradınız Anayasa'ya aykırı davranmaktır bile bile yani bilmiyordum, yapmadım falan filan değil. Anayasa'ya aykırı davranmanın müeyyideleri var o zaman. Ne yapmaya çalışıyorsunuz gerçekten yani yapmaya çalıştığınız nedir? Bu siyasi muradınızı da Bakanlık bürokratları değil de bu yasayı yapanlar bize anlatsalar anlayacağız, ne olduğunu anlayacağız yani.

Onun dışında, değerli arkadaşlar, yani yasa yapma tekniği bakımından torba yasa bilmem ne falan filan hepsi konuşuldu, gitti. Ya, geçen sekizinci yargı paketinde burada çırpındık gerçekten. Size ısrarla dedik ki: "Ya, bu tasarruf, işte, şirketlere falan kayyum ataması, bunlara dokunulmazlık getirilmesi Anayasa'ya aykırıdır." Israrla burada "Hangi şirketlere çökeceksiniz?" dedik, "Ne yapacaksınız?" dedik, "Bizim sahip olmadığımız dokunulmazlıkları, hâkimlerin sahip olmadığı dokunulmazlıkları suç bağışıklığı yönünden Anayasa'ya aykırı bir biçimde neden sınırlı bir şekilde kayyumlara getiriyorsunuz?" dedik. Burada olmadı ama Genel Kurulda çektiniz ama şimdi aynı düzenlemenin -işte, kaçıncı madde, 36'ncı madde- aynısını buraya koymuşsunuz. Ya, arkadaşlar gerçekten olmaz yani böyle bir şey. Bunu başkası yapsa inanın yani ben akıbeti konusunda bir fikir sahibi değilim aynı şekilde, bu şekilde yapsa. Şimdi sizin bu yaptığınız ile silah zoruyla Anayasa'yı değiştirmek ve sayısal çoğunlukla Anayasa'yı değiştirmek arasında ne fark var ya da Anayasa'ya aykırı davranmak konusunda ne fark var ikisi arasında? Bana söyleyin bunu. Hani, böyle çok açık bir biçimde Anayasa'ya aykırı davranıyorsunuz ve bunu sayısal çoğunluğunuza dayanarak yapıyorsunuz ve biliyorsunuz Anayasa'ya aykırı olduğunu, bile bile yapıyorsunuz. Adalet ve Kalkınma Partisinde burada bulunan çok değerli hukukçu arkadaşlarımız var gerçekten yani hukukçuluğuna güvendiğim, bildiğim; anlaşılmaz bir biçimde...

Şimdi, kadının soyadı konusunda yani siyasi hedefleriniz olabilir, başka bir şey olabilir ama bu Anayasa'ya göre yönetiliyorsak, bu Anayasa Mahkemesi karar vermişse, bu Anayasa'nın 153'üncü maddesi varsa daha ne peki ya? Neden yani neden? Oturun, uzlaşın, konuşun, kendi tabanınızı ikna edin, kendi tabanınızı ikna edin.

Bir de bunları, ayıptır söylemesi, 31 Marttan sonra Türkiye'nin birinci siyasi partisinin yani halkın en ilgi gösterdiği siyasi partinin milletvekili olarak söylüyorum. Siz artık Türkiye'nin birinci partisi de değilsiniz, aradan üç ay geçti, değilsiniz ve artık o kibirden de vazgeçin. Muhalefetle, sivil toplumla, meslek örgütleriyle oturun, uzlaşmaya çalışın. Yani o eski çoğunluğunuz yok. Bütün siyasi ortamlar da o siyasi çoğunluğa bir daha ulaşmayacağınızı gösteriyor. Dolayısıyla, bu kadar çok, Anayasa'ya eylemli bir biçimde aykırı davranmaktan vazgeçin. Eskiden çoğunluğunuz vardı, 350-400 milletvekiliniz vardı, her kuruma hâkimdiniz ama şimdi toplum sizin arkanızda değil; bunu da bilin. O nedenle yani kim bunları nasıl Anayasa'ya aykırı yapıyorsa sizin adınıza, vallahi size de kötülük yapıyor siyasi parti olarak; kim yapıyorsa, muratları neyse.

Şimdi, şu var bir de: Bu Anayasa'ya aykırı davranmak nedeniyle -şimdi kadının soyadıyla ilgili olarak bir şey söylemeyeceğim yani söyledim söyleyeceklerimi- yani bir sürü rant meselesi var bunların içerisinde; istimlak meselesi, bilmem ne! Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümüyor. Anayasa'ya aykırı yasa yapıyorsunuz, o arada birçok rant paylaşımı yapılıyor, sonra iptal ediliyor, Anayasa Mahkemesi kararı geriye yürümüyor, o arada taşınmazlar el değiştiriyor, fiyatları yükseliyor, düşüyor falan. Şimdi, başka bir yasayı tekrar getiriyorsunuz. Peki, bu ranttan kimler faydalanıyor? Siyasilere uzanan yol var mı, yok mu? Bu Anayasa değişikliğiyle bizim önümüze gelen yol var mı, yok mu? Bunlara da bir gün herhâlde bu siyasi çoğunluk değişirse bu yasayı yapanlardan başlamak üzere herhâlde birileri de "Ne oldu acaba, buradaki arsanın fiyatı niye bu kadar düştü, niye bu kadar yükseldi?" derler. O yüzden de yani ben gerçekten bir hukukçu olarak da bir yurttaş olarak da burada bir milletvekili olarak da sizleri bir kez daha düşünmeye, ısrarlı bir biçimde, eylemli bir biçimde Anayasa'ya aykırı davranmaktan vazgeçmeye çağırıyorum. Maddeler konusunda da daha sonra konuşurum.

Çok teşekkür ediyorum.