MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Değerli Bakan Yardımcım, şimdi, burada kötü emsal, emsal olmaz. Lütfen, olayı kendiniz veya burada, AK PARTİ'deki iyi niyetli arkadaşlarımız, kimse kendi üstüne alınganlık yapmasın. Şimdi, burada Bakana yetki verdiğimiz zaman, hatırlarsanız, "Civcivlere ben yem aldım." diyen bir örneğimiz vardı. Rahmetli Unakıtan, Maliye Bakanı iken bu civcivlerle ilgili bir gümrüğü iki günlüğüne kaldırdı, civcivlerle ilgili yem ithal oldu, geldi, Yenikapı'da gemiler bekledi, onların girişini yaptıktan sonra kapattı. Şimdi, ne malum ki çok hatırı sayılır olan birilerinin malı, oteli veya büyük fabrika vesairesi ihaleye çıkarılır. O süreye bu yapılmayabilir mi? Değerli arkadaşlar, biz, kanun yapılırken öngörülebilir olmalıyız yani tüm tedbirleri almalıyız. O açıdan, bu yetkinin verilmesi açıkça Anayasa'daki o yasama yetkisinin devrine aykırı diye ben direniyorum ama tabii, karar, takdir sizlerin; bu, bir.

İkincisi, burada, evet, şimdi "mal" diyoruz, menkul ve gayrimenkulü kapsar; katılıyorum ben size. Şufayla ilgili, izaleişüyu; katılıyorum size. Ama değerli üstadım, şunu söyleyelim: Sizin gayrimenkulünüz var, gayrimenkulünüzün intifa hakkını bana verdiniz ve ben de borçluyum. Benim borçlu olmam nedeniyle, benim o intifa hakkımın üzerine haciz koydu Başkan; Başkan da alacaklı, haciz koydu o. Bu şekildeki deyim yani oradaki "mal" kavramı, "mahcuz mal" kapsamı kadar geniş değil. "Mahcuz mal" "mahcuz hak" daha geniştir yani orada "hacizli mal kavramı" daha dardır; bunu söylemeye çalışıyorum. Bu konuda düzeltirsiniz veya düzeltmezsiniz yani ben bir katkı vermek için bunu söylüyorum ama karar sizin. Hatta bu konuda olmuyorsa, sizden istirham ediyorum, icra iflas hukukunda hocalarımız var, arayın bir sorun bir zahmet veya isterseniz bunu Genel Kurula kadar ajandanıza yazın.

ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Hayhay, not alalım.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yani teknik olan bir konuyu söylüyorum ama karar, takdir yine sizin.

Süreyle ilgili dediniz... Üstadım, bilmiyorum, hiç girdiniz mi on-line ihalelere? Bakın, ben size şunu söyleyeyim: Orada otomatik olarak her artışın karşısına bin lira koyun, sizde otomatik olarak talimatını verir, en son siz alırsınız o ihaleyi; orada bir sıkıntı yok ki. Yani hileyişeriye anlamında, benim sizden ricam, o zaman oraya koymuş olduğunuz robota otomatik talimatı kaldırtın. Otomatik talimat verildiği için her hâlükârda bu işi yapan ihale piyasacısı var. Yani o otomatik talimat... Dediniz ya, işte üç dakika düşürme vesaire, öyle yürümüyor üstadım. Yani şu andaki fiilî durum gayet rahat; girin, saat on ikiye çeyrek kala veya on kala, o bitim saatine bakın, otomatik olarak aynı kişi takometreye bağlamış, artıyor o. Orada da tabii, insani anlamda müdahaleniz olamadığı için onu değiştiremiyorsunuz yani, doğru mu yanlış mı bana sorarsanız, o otomatiğe bağlanması da yanlıştır üstat.

Teşekkür ediyorum.

ADALET BAKANLIĞI MEVZUAT GENEL MÜDÜRÜ MEHMET ÖKMEN - Başkanım, biz notumuzu aldık, inşallah "mal" terimi üzerinde çalışacağız Genel Kurula kadar.

Otomatik robot meselesini şöyle arz edeyim: Bunu teknik olarak mümkünse yasaklarız ama teknik olarak her zaman mümkün olmuyor bu. Ben tabii ki elektronik satışa katılmadım ama satışı yapan, elektronik olarak dizayn eden, sistemi kurgulayan hem icra dairemizle hem bilgi işlem dairemizle birlikte ve uygulayıcı hâkim, savcılarla birlikte bu metni kaleme aldık; sadece onu arz edeyim diye söz aldım.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Vallaha o zaman o otomatla ilgili diyorsanız ben bir katkı daha sunayım. Tanımam etmem, şu anda bu asliye hukuk mahkemelerinde daha önce Adalet Bakanlığında yani bilişimle ilgili çok uzman olan bir yargıç var. O yargıcı almışsınız oradan mahkemeye... Onun bu bilişimdeki yerini dolduracak bir yargıç olamaz, açıkça ve net söyleyeyim. Yani böyle bir yargıcın olmasından Türk yargısı adına övünüyorum. Onu, ne olur, oradan alın, bu bilişimin başına getirin. Oradaki o insan mahkemenin kararının gerekçesini yazıyor, yazdırtıyor daha doğrusu yani o insanı orada harcatmayın.

Teşekkür ediyorum.