Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Denizli Milletvekili Cahit Özkan ve 133 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2258) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 11 .07.2024 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gece saat bire yirmi var ama vebal olur, üstümde kalır, o yüzden bazı şeyleri söylemek zorundayım. Şimdi, cezaevlerinde 350 bin civarında...
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sabahki oturumda meramınızı dile getirdiniz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yok, ben farklı hususları dile getireceğim.
Şimdi, 350 bin mahpus bir infaz indirimi, genel af bekliyordu. Bunların arasında kader mahkûmları var yani uyuşturucu kullandığı için baronlar cezaevine girecekken kendisi yirmi yıl alıp içeri giren ve hiçbir şeye çare olmayan uyuşturucudan yine kurtulamayan insanlar, hepsi, aileleri bekliyordu, 4'te 4'ler bekliyordu, disiplin afları bekliyordu ama hiçbir şey yok. TMK'yla ilgili değişiklikler olması gerekiyordu ama hiçbiri yok. 2020 yasası çerçevesinde değiştirilen yönetmeliğin soyut ifadelerle denetimli serbestlik ve şartlı tahliyeleri engellemesinin bitirilmesi bekleniyordu, bir şey yok. Hasta mahpuslar çok zor durumdaydı, ATK yerine şehir hastanelerinde rapor verilmesi bekleniyordu yargı paketinde, böyle bir şey yok. 5275/25/(ı) maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet mahpusların ağır hastalıkları durumunda tahliye umudu yoktu, bununla ilgili bir gelişme olabilir diye bekliyorlardı, bu da yok. Yani adam 25-30 kiloya düşmüş, hiçbir şartta cezaevinden hastaneye götürülmüyor ve cezaevinde ölüyordu; bu tamamen gayriinsani, insan haklarına aykırı bir durum ve bu değiştirilmedi, bununla ilgili bir şey getirilmedi. 0-6 yaş arası çocuğu olan anneler için bir yıl daha denetimli serbestlik veriliyor, evet, bu iyi bir şey. Çocuğu hasta olan anneler için infaz indirimi var, evet, iyi bir şey fakat annenin öldüğü ve babanın anne ve babalık yaptığı durumlar için bir yeni durum getirilmesi gerekiyordu, bununla ilgili de bir şey yok, çok zor durumda olan babalar var. Yine, anne-babanın aynı anda tutukluluğunun engellenmesiyle ilgili bir yasa bekleniyordu, bu da yok. Ve fakat çıplak aramaların devam ettiği, kelepçeli muayenelerin devam ettiği, Adalet Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasındaki mutabakatın sağlanmadığı ve insanlık onurunun ayaklar altına alındığı birçok durumun devam ettiğini görüyoruz. Cezaevinde yaşanan ölümlerin, fizyolojik ve psikolojik sıkıntılardan kaynaklı ölümlerin arttığını her geçen gün görüyoruz. Görüntülü görüşme hakkının insanlara verilmediği yani siyasi mahpusun on dakika telefonla görüştüğü ama adli mahpusun ziyaretçisi de gelmediği takdirde bir saate yakın olan görüntülü görüşme hakkının mahpuslar arasında önemli bir eşitsizlik yarattığı belliydi, bununla ilgili de bir şey yok. AİHM kararlarıyla ilgili; Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Yüksel Yalçınkaya kararlarıyla ilgili yargısal adımların atılması gerekiyordu, adalete, hukuka dönülmesi gerekiyordu, bununla ilgili de bir şey yok.
Son olarak -bence- bakın, şu mektuplardan bazı kesitler ben size okumak istiyorum.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Okudunuz Sayın Gergerlioğlu, sabahleyin okudunuz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Hayır efendim.
Bunları, 15 Temmuzun yıl dönümünde bazı erlerin size mektuplarını okumak isterim. Bakın, 15 Temmuz lanetli darbe girişimi sonrası darbeci olmadığı hâlde zindanlarda tutulan erlerin, askerî öğrencilerin mektuplarından bir iki kesit okumak isterim.
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Bunları, Adalet Bakanına gönderin o mektupları. Bu saatte mektup okunur mu? Kitap yazın, okuyalım onu ya; kitap yazın, onu okuyalım. Bunları yazın.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ya, bakın, kitap değil efendim. Siz haksız yere zindanların dibinde kaldınız mı? Ya, şu insanların sesini biraz dinleyin.
Bakın, Karatepe Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Mehmet Aksoy ne demiş: "15 Temmuz gecesi 'Terör saldırısı var.' diye bizi Yalova'daki kamptan otobüslere bindirip götürdüler. Osmangazi Köprüsü'nden ücreti ödeyerek geçtik."
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Zindandakilerin mağdur ettikleri...
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Fahrettin Bey, lütfen dinleyin.
"Sonrasında uyumuştum, arabaya gelen bir taşla uyandım. Her yerden saldırıyorlardı; taşlar, sopalar... Orada bize saldıranlardan kaçmak için bir küçük açıklıktan köprüye çıktık. Gece 02.00 civarındaydı. Erle aynı rütbede bulunan askerî öğrencilere cezayı layık gördüler. Fakir ve nüfuz sahibi olmadığımız için buradayız. Şu anda 20 metrekare bir hücrede, elimde 'ölünceye kadar infaz' yazan bir müddetnameyle ölümü bekliyorum. Sesimiz olun." diyor.
Bakın, yine Kerim Sarı, Boğazlıyan T Tipi Kapalı ve Açık Ceza İnfaz Kurumundan "15 Temmuzdan beri cezaevindeyim. Ailem 'Oğlumuz asker oldu, memur oldu.' diye benimle övünürken darbe girişiminde neye uğradığımızı bilmeden cezaevine girdik. Kimseye ateş etmedim, hemen teslim olduk. Ancak, o gece bana emir veren amirim dışarıda, ben ise içerideyim." diyor.
FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - O darbede öldürülenler mektup yazamıyor Sayın Gergerlioğlu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bakın, Uğur Seldüz, Çorum L Tipi Kapalı Cezaevinden, dikkatle dinleyin. "Askerde tuvalet yıkayan, mıntıka temizleyen bir erdim. Komutanlarım emretti, Atatürk Havalimanı'na gittim. Kimseye zarar vermedim. Darbeyi öğrenince kışlaya döndüm. Savcı daha sonra sanık yaptı, müebbet hapis verdiler. Dosyam Yargıtayda. Bu darbe başarılı olsaydı İstanbul'a vali mi olacaktım? Hayır, yine komutanların tuvaletini temizleyecektim. Ne çıkarım olabilir darbeden? Darbeden bilgim bile yoktu. Sesimizi duyun, duyurun." diyen insanlar bunlar arkadaşlar.
Evet, pek sabretmediniz ama ben size son olarak bir mektup okuyayım. Bu kişi de nasıl gözaltına alındığını açıklayan bir kişi. Cezaevlerinin durumu bu fakat bunlara yönelik bir gelişme yok bu yargı paketinde. Refik Albayrak Manisa T Tipi Kapalı Cezaevinden demiş ki: "Evimi aramaya gelen polisler alt ve üst dairede oturan babam ve abimin evlerini de arama kararı olmaksızın aradı. Evimdeki para da alındı. Dokuz yıl ceza verildi. Küçük kızım şu an yaşananlardan ötürü psikolojik tedavi oluyor, polis görünce korkuyor, infaz koruma memurlarını görünce kaçıyor, ziyaretime bile bu sebepten gelmek istemiyor. Sesimi duyurun."
Bakın, arkadaşlar, evet, bitirdim. Pek sabretmediniz ama bunlar haksız yere cezaevlerine atılan gariban insanlar. Bu mektupları yazıyorlar milletvekillerine ve kamuoyuna seslerini duyurmak istiyorlar.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Gergerlioğlu, toparlayalım lütfen.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Ben bu sesleri duyuyorum, sizin de seslerini duymanız için size bu mektupları okuyorum ama sabretmiyorsunuz, duymak istemiyorsunuz. Biz milletvekiliyiz. Bunlar milletin fertleri ve adil olmayan şekilde yargılanıp cezaevlerine atılan erler, gariban çocuklar, Anadolu'nun fakir çocukları. Siz bu insanların yakınlarından oy da alıyorsunuz ama bu çocuklar bu zindanlarda. Ben hiçbir ayrım da yapmıyorum ve ağır bir şekilde adaletsizliğe uğramış insanların sesini duyuruyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.