KOMİSYON KONUŞMASI

ONUR DÜŞÜNMEZ (Hakkâri) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Geçici maddenin (3)'üncü fıkrasında belirli bir süre zarfında adli hizmet ve ceza infaz kurumlarının ormanlar üzerinde kurulmasına izin verildiği anlaşılmaktadır. Bu düzenleme, orman alanlarının kamu yararı gözetilerek kullanımına yönelik bir geçiş dönemi düzenlemesi olarak tasarlanmıştır. Ancak Anayasa'nın 169'uncu maddesi, ormanların korunması ve genişletilmesi gerektiğini ve ormanların kamu yararı dışında kullanılamayacağını açıkça belirtir. Ormanların gerçek veya tüzel kişilere tahsisi ancak kamu yararının zorunlu kıldığı durumlarda ve belirli şartlar altında mümkündür. Adli hizmet ve ceza infaz kurumlarının kurulması, kamu yararının sağlanması amacı taşısa da orman ekosisteminin korunması ve sürdürülebilirliği ilkeleri açısından değerlendirildiğinde bu tür yapılaşmaların orman alanlarında gerçekleştirilmesi uygun değildir. Anayasa Mahkemesinin 2023/221 sayılı Kararı 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17'nci maddesinin değiştirilmiş hâli olan eğitim, adli hizmet ve spor tesisleri ile ceza infaz kurumlarının devlet ormanları üzerinde kurulmasına izin veren hükmü Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesi orman alanlarının korunmasının anayasal bir zorunluluk olduğunu ve kamu yararının dahi bu zorunluluğu ortadan kaldıramayacağını belirtmiştir. Bu bağlamda geçici maddenin (3)'üncü fıkrası Anayasa'nın 169'uncu maddesine aykırı olup devlet ormanlarının adli hizmetler ve ceza infaz kurumları gibi amaçlarla kullanımına izin verilmesi anayasal yükümlülüğe aykırıdır. Anayasa Mahkemesinin denetiminden kaçınma amacı taşıyan bu düzenleme, hukukun üstünlüğü ve anayasal denetim mekanizmalarının işlevselliği açısından bir endişe kaynağıdır. Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı göstermek ve bu kararların gereğini yerine getirmek, hukuk devleti ilkesinin temel taşlarındandır. Geçici maddenin (3)'üncü fıkrasının Anayasa Mahkemesinin kararındaki gerekçeler ışığında değerlendirilmesi gerekmektedir. Mahkeme, kamu yararı ve zorunluluk hâllerinde dahi orman ekosisteminin zarar görmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Adli hizmetler ve ceza infaz kurumları gibi yapıların orman ekosistemin dışında kurulabilecek olması, bu tür yapılaşmaların ormanlık alanlarda gerçekleştirilmesinin zorunlu olmadığını göstermektedir. Bu nedenle geçici maddenin (3)'üncü fıkrası kamu yararı ve zorunluluk şartlarını sağlamamaktadır.

Orman ekosisteminin korunması ve sürdürülebilirliği sadece hukuki bir zorunluluk değil aynı zamanda çevresel bir gerekliliktir. Ormanlık alanların adli hizmetler veya ceza infaz kurumları gibi yapılaşmalara açılması orman ekosistemine geri dönülemez zararlar verebilir. Bu bağlamda geçici maddenin (3)'üncü fıkrası orman ekosisteminin korunması ilkesine aykırıdır. Geçici maddenin (3)'üncü fıkrası Anayasa'nın 169'uncu maddesi ve Anayasa Mahkemesinin 2023/221 sayılı Kararı çerçevesinde değerlendirildiğinde açıkça Anayasa'ya aykırı görünmektedir. Ormanların korunması ve geliştirilmesi yükümlülüğü kamu yararı gözetilerek dahi ihlal edilemez. Bu nedenle geçici maddenin (3)'üncü fıkrasının tekliften çıkarılması gerekmekte olup ormanlık alanların adli hizmetler ve ceza infaz kurumları gibi yapılaşmalara açılması Anayasa'ya ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerine aykırıdır. Lozan Üniversitesinin hazırladığı 2023 Cezaevi Raporu'na göre Türkiye, Avrupa Konseyine üye ülkeler arasında tutuklu ve mahpus sayısının en yüksek olduğu ülkedir. Durum böyleyken görülen her boşluğa yeni bir cezaevi inşa etmek, toplumda açığa çıkan meselelerin özüne inmekten kaçınmak, çözümü yüzeyselleştirmek ve sorunları derinleştirmek demektir. Cezaevi nüfusunun en yüksek olduğu ülkelerden biri olma ünvanını taşıyan Türkiye'nin ihtiyacı, bu mekânları toplumsal bir ihtiyaçmış gibi çoğaltmak değil, toplumsal sorunlara kökten çözümler üretmek için etkin politikalar geliştirmek ve uygulamaktır.

Öte yandan, Türkiye'deki cezaevleri pratikleri göstermiştir ki cezaevleri iktidarın hâkim çizgisi dışına çıkan, muhalif tutum sergileyen, gerçeği söylemek üzere işini icra eden birçok düşünce mahkûmuyla doldurulmaktadır. Kadın cinayeti failleri haksız tahrik indirimleri ile ceza infaz indirimlerine tabi olurken düşünme mahkûmlarının sudan sebeplerden doğan disiplin cezalarıyla infazları yakılmakta, süreleri uzatılmaktadır. Dolayısıyla amaç, adli suçlarda etkin ceza uygulamalarıyla caydırıcılık teşkil etmek değil muhalefeti sindirmek üzere cezaevlerini araçsallaştırmaktır.

Teşekkür ediyorum.