KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ KARAOBA (Uşak) - Ben de öncelikle Sayın Bakana hayırlı olsun diyorum. Nazik ziyareti için, beklemediğimiz bu ziyaret için teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii, devlette hizmet esastır ama önceki Bakanın yaptığı hizmetleri düşündüğümüzde, önceki Bakanın devamı olarak görmek istemediğimizi baştan belirtmek istiyorum. Sorduğumuz hiçbir soruya neredeyse cevap alamıyoruz. En basit, benim, Uşak iliyle ilgili şubat ayında sorduğum 2 tane soru var "Kaç hasta bakılıyor, kaçı yabancı hasta?" diye, 7'nci aydayız, herhâlde tespit edemediler ya da bildirmek istemediler.

İlk birkaç cümleyi kendi ilimle ilgili söylemek istiyorum. İlimde afili edilen bir hastane var. Daha önce, sosyal sigortalar döneminde ve devlet hastanesi olmak üzere 2 hastane vardı. Sağlık hizmetini kaldırdığını, en azından idare ettiğini düşünüyorduk. Şu an tek hastaneye düştü, bunu afili ettiniz ve üniversite hastanesi yaptınız; yatak sayısı aynı, randevular çok ciddi bir şekilde sıkıntı yaratmaya başladı. Şöyle söyleyebilirim: Son on beş gün içerisinde nöroloji bölümünden randevu almak için, inanın, her gün beş ya da telefon alıyorum. İnanılmaz yoğun çalışıyor, 2 arkadaş var, yetmiyor, her servise bakmak zorunda kalıyorlar.

Çocuk yan dallarıyla ilgili çok ciddi sıkıntılar var. O açıdan, ben öncelikli olarak tabii -planlamanız içerisinde varsa- Uşak'a bir hizmet hastanesi yapılırsa çok sevinirim.

Bir de Türkiye genelinde bu afiliasyon sistemini doğru buluyor musunuz, bulmuyor musunuz; bununla ilgili de fikrinizi merak ediyorum.

İkincisi: Uşak İl Sağlık Müdürlüğü bir aile şirketine dönüştürülmüş durumda. Bakın, 9 eş yani karı-koca, 2 kardeş, 1 anne-kız, 1 amca-yeğen; bunlar benim tespit ettiklerim. Geçmişte idarecilik yapan kim varsa eşleri mutlaka masa başı görevine alınıyor, nöbet sisteminden çıkarılıyor. Kısacası, sendikasına bakılıyor; sendikası uygun değilse "Sen bu işi iyi yapmıyorsun." deyip çok rahat gönderilebiliyor. Daha acısı, yemekhane uzmanı ve benzeri gibi tarzda uzmanlıklara eğitimi olmayan insanlar atanıyor. Bununla ilgili bir değerlendirme yapmanızı, mutlaka sormanızı talep ediyorum.

İhale sistemi son dönem hiç şeffaf değil Sağlık Müdürlüğümüzde -Uşak için söylüyorum- bakın, bir yıldır direkt doğrudan alımlar yapılıyor, bu da ciddi bir şekilde kamuyu zarara uğratıyor diye düşünüyorum.

Genel anlamda, aile sağlığı merkezi grup elemanları buradaki vekil arkadaşları da, bizleri de çok sık ziyaret ediyorlar ve kendilerine bir görev tanımlaması yapılması gerektiğini, aynı işi yaptıkları hâlde eşit ücret alamadıkları için bundan mutsuz olduklarını ve en önemlisi de...

SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU - Aile sağlığı elemanlarının mı?

ALİ KARAOBA (Uşak) - Evet, grup elemanları.

Bunların, şimdi iş tanımlaması... Tabii, hekimin işveren konumunda kaldığı bir ortamda, gönderilen total paradan hekim arkadaşlar da muhtemelen, belki, doğal olarak düşük maaş veriyorlardır; garantileri yok. Bir hekimin iki dudağı arasında çalışma sistemi, bununla ilgili, aslında uzun vadeli bakılırsa sevinirim.

Sağlıkta şiddet, göç... Az önce doğru söylediniz, bu ülkenin kurucusu, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal "Beni Türk hekimlerine emanet edin." dedi ama Türk hekimleri kendilerini bu dönem Sağlık Bakanlığına emanet edemedi ne yazık ki. Şöyle bir rakam vereyim: 2012'de İyi Hal Belgesi alan hekim sayısı ile 2023'te İyi Hal Belgesi alan hekim sayısı arasında 40 kat fark var, 40 kat. Yani, yurt dışına göçmeye çalışan hekim oranları çok ciddi. Bu göçlerle ilgili ne yapabiliriz? Sağlıkta şiddetle ilgili planlamanız nedir?

Gerçekten, ben de bir kadın doğum uzmanı olarak, malpraktis davalarının en çok açıldığı, belki de şiddete en çok maruz kalan dalların birinden olarak söylüyorum, hekimler çok kaygılı. Bu nedenle, son TUS datalarını da incelediğinizde neredeyse kadın doğuma başvuru yok denecek kadar az. Zamanında SSK Etlik Doğumevine çok ciddi puanlarla, 69-70 puanla giriyorduk; şu an sınava girip çıksanız herhâlde kadın doğuma girersiniz. Sizin uzmanlarınız, şefleriniz de gitmemeniz için sizi çok seviyorlar "Sakın gitme, sana her şeyi öğreteceğiz." diyorlar çünkü ciddi sıkıntılar var; bununla ilgili de mutlaka bir destek alalım.

Sağlıkta kıyafet yardımı çok komik rakamlarda ve -bana şey geliyor artık- bunların rakamlarını söylemek istemiyorum.

Bakın, sağlıkçıların misafirhanelerinin olmaması, eğitim süreleri en uzun alan olmasına rağmen çok ciddiye alınmadıklarıyla ilgili kendilerinin çok ciddi bildirimleri var. Örneğin, doktorlarda yeşil pasaport çok ciddi bir sıkıntı. Sizin bugüne kadar oluşturduğunuz özel sektörde çalışmayı teşvik eden performans sistemi, özel hastane sistemi ama "Özel hastanede çalışıyor." diye ya da "Dışarıda muayenehanesi var." diye bir hekimin emekli olduğunda aldığı ücret miktarı ve yeşil pasaport almaması da sizin sorununuz ve bizim sorunumuz; bunu çözmekle yükümlüyüz. Buna mutlaka bir kriter getirip en azından on beş yıl özelde çalışıp BAĞ-KUR'unu, sigortasını yatıran hekimlere de yeşil pasaport hakkının verilmesiyle ilgili ciddi bir değerlendirme yapılması gerektiğine inanıyorum. Bununla ilgili soru önergemiz var, kanun teklifi veriyoruz ama tabii, burada Bakanlık bunu talep ederse çok daha sağlıklı olacağını düşünüyoruz. Burada çoğunluğumuz hekimiz, sizlere de bunlar çok net bir şekilde iletiliyordur.

Şehir hastanelerinin akıbeti ne olacak, fikriniz nedir? Bununla ilgili bilgi almak istiyorum. Bir de şöyle bir şey söylemek istiyorum: Bu ruhsat emlakçılığını bitirecek misiniz? Bakın, şehrim Uşak'a özel hastane açılması için sürekli teşvikçiler arıyoruz. Değerli arkadaşlar, bugün 75 ya da 80 yataklı bir hastanenin ruhsatı 140 milyon, 150 milyon. Yatırım yapmak isteyen teşvikçiyi niye böyle piyasaya düşürüyoruz, bunu anlamış değilim. Bunu Sağlık Bakanlığının bünyesine alın ya da Sağlık Bakanlığı belirli bir rakam oranı belirleyip bunda hem tekelleşmeye engel olup hem ihtiyacı olan yerlere ruhsat verme anlamında daha donanımlı bir şeyler yapamaz mı diye düşünüyorum.

Tabii, sizi bulunca herkes burada mutlaka şehrini anlatacak ama çok uzun konuşmak istiyoruz. Bu tanışma faslıydı, tanışmada bu kadar dinlediyseniz Komisyona geldiğinizde ne kadar dinleyeceğinizi tahmin edin. Onun için, Sayın Bakanım, başarılar dilerken hep "sağduyu" "sağduyu" diyoruz, ben de buradan diyorum ki azıcık da "solduyu" deyin lütfen, biraz da bu cepheden bakın, o zaman belki bu sağlık sistemini bir nebze de olsa birlikte düzeltiriz. Doğrudur, hekimlerimiz özverili çalışıyor, Covid'de çok ciddi şeyler başardı, bunlarla gurur duyuyoruz bir hekim olarak. O hekimliğin Hipokrat andına... Dediğiniz gibi "Herkes doktor olur ama hekim olamaz." duygusu son dönem ciddi bir şekilde azalmış durumda. Hekimseniz bile hekim sizi muayene etmemeye başladı, deontoloji kavramı diye bir şey kalmadı; bunların da doğru sorgulanması gerekir. Mesleğin saygınlığını, güzelliğini bitirirsek bu ülke çok ciddi sıkıntılar yaşar.

Tabii, bir cerrah olarak Sağlık Bakanı olmanızdan çok daha mutluyum çünkü -ben dâhil burada yanlış anlaşılmasın- cerrahi birimler biraz daha sorun odaklı ve anında çözme yanlısıdır, sürüncemede bırakmaz diye hep yorumlarım. Lütfen yanlış anlamayın, özür dileriz.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Komplikasyonda daha fazla oluyor diyorlar.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Komplikasyonda daha fazla oluyor ama cerrahlar daha radikal yaklaşıyor. İnşallah, bu sorunlara da çok daha radikal ve güzel yaklaşırsınız.

Bir de son olarak özür dileyerek, gittiğiniz illerde şehrin muhalif vekillerini de çağırırsanız, toplantılarınızda birlikte gezmeyi isterseniz çok sevinirim çünkü herkes size kral çıplak bölümünü söylemiyor, biz en azından bunlarla ilgili fikrimizi söyleriz. Her zaman bizim de sizlerin söyleyeceğinin etrafında odaklanacağımızı bilin, yeter ki birlikte toplumu ayağa kaldıralım.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Buyurun Sayın Bakanım.

SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU - Bir kere, sanıyorum, Komisyona bir daha geldiğimizde bütçede vesairede herhâlde saatlerce oturacağımız kesinleşmiş durumda.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Geçen sene on iki saat sürdü.

SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU - Yani antrenmanlı gelin diyorsunuz.

Şimdi, öncelikle teşekkür ediyorum. Tabii, bu söylediklerinizin bir kısmını göreceksiniz; neler yaptığımızı, orada fikirlerimizi de eylem planımızı da açıklayacağız ama birkaç hususu özellikle söylemek istiyorum: Ben sadece kamu hastanelerinin Bakanı değilim; özel sektörün de kamu sektörünün de üniversitesinin de vakıf üniversitesinin de üreticisinin de ilaç sektörünün de Bakanıyım. Hepsine de eşitim ve hepsinin de bu ülkenin sağlık hizmetini sunmak zorunda olduğunu, bu milletin sahibi olduklarını bilmesi ve ona göre hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum, ben de öyleyim. Yani "afiliasyon" dediğiniz şey, esasında ortak kullanım yani en etkin ve iyi kullanılmasını sağlamamız lazım malzememizin, cihazımızın, hastane yapımızın, hekimimizin. Buna üniversite, özel sektör, vakıf diye bakmaktan çok, hizmeti, bilimi, öğretiyi ve araştırmayı nasıl iyi yapacaklarını organize etmemiz lazım. Yani sizin afiliasyon yönetmeliğiniz çok mükemmel bir teoride olabilir ama pratikte onu uygulayanlar eğer buna inanmıyorsa veya karşılıklı güven kaybı varsa (1+1=2)'ye uymuyor. Eğer karşılıklı bir güven varsa, karşılıklı ortak anlayış varsa, karşılıklı birbirine empati kurup diğerkâmlığı yaşayıp da hedeflerini doğru tespit ederse her iki tarafta eğitim tarafı, araştırma tarafı, hizmet tarafı... Ki maalesef bizim sektörümüz sadece hizmetten veya sadece bilimden geçmiyor, pratik uygulama zorunlu olan da bir sağlık sektörü yaşamda. Öyle olunca, bunların ortak çalışması, aynı açıya bakması gerekir. Onun için, bence, afiliasyon herkesin ortak hedefi olduğu sürece faydalı olduğunu düşünüyorum. Ama herkes kendisi açısından bakar da karşı tarafın yaptığı işe saygı duymaz, karşı tarafa saygı duymazsa çatışmalar oluyor; bu sefer yaptığınız verimlilik 1+1 2 bile etmiyor. Onun için ben bu konuda karşılıklı anlayışın çok faydalı olduğunu, afiliasyonun devam etmesi gerektiğini düşünen bir yöneticiyim.

Diğer hususlara gelince, işte kıyafeti olsun, pasaportu olsun, onları, müsaade ederseniz eylemle ilgili açıklamamızı yapacağız. Yalnız performans sistemi, performansın Fransızca orijin bir kelime olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum; performans demek başarı demek. Bu performans kelimesine herkes alerji duyuyor, bunun sebebini geçmişte tartışmak istemiyordum. Performansa...

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Bakanım, ana ücretin performansın dörtte 1'i olduğu bir sistem olabilir mi?

SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU - Yok, şu anda öyle değil de. Performansa dayalı ödeme sistemi kullandık biz geçmişte yani başarıya dayalı ödeme. Ama başarının parametrelerini düzgün koyarsanız bu sistemin -performans alerjik bir kelime olduğu için söylüyorum sadece- performansın kaldırılmaması lazım, performans başarı demektir Fransızca, Türkçe karşılığı da başarıdır.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Bakanım...

SAĞLIK BAKANI KEMAL MEMİŞOĞLU - Ama başarının ölçüm parametrelerini iyi koymazsanız öyle tepki alırsınız veya işte eleştirilirsiniz. Onun için ben bunu özellikle ifade etmek istiyorum, yoksa hekim başarılıdır her zaman; Türk hekimi -bir daha söylüyorum- başarılı bir hekimdir, başarılı bir sağlık sistemidir. Bunu tartışmak istemiyorum çünkü "performans" kelimesinin alerji yarattığını, herkes tarafından da sevilmediğini bildiğim için de yalnızca ifade etmekle kalayım. Çünkü bizim yönetici olarak -Sayın Vekilim- bizim en önemli işimiz adalet, hakkaniyet, çalışanla çalışmayanın ayrılmasını sağlatmak; hekim de olsa, hemşire de olsa, sağlık çalışanı da olsa, memur da olsa, özel sektör de olsa bizim hakkaniyetli yönetmemiz gerek, adaletli yönetmemiz gerek. Onun için çalışmayanın çalışandan ayrılacağı bir sistem varsa eğer ve çalışmayan buna itiraz ediyorsa biz orada yokuz Sayın Vekilim.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Sayın Bakanım...