KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler.

Yeni göreviniz hayırlı olsun.

Sayın Bakanım, bu, sevk zorunluluğu gelecek mi? Gelmesi gerekiyor. Bu daha önce bir denenmişti pilot bölgede, 2004'tü zannedersem. Şu andaki mevcut sağlık sistemindeki 850 milyon poliklinik ve 150 milyon acil poliklinik sayısının düzeltilmesi için, bence, makro düzeyde en önemli yapılması gereken şey sevk zorunluluğu, bir. Benim şahsi önerim şudur: Bu hastaların birinci basamağa gelmesi için teşvik edecek olan en önemli şey şu, birinci basamaktaki katılım payının sıfır -zaten muayene de sıfır benim bildiğim- ilaçta da yüzde 20'den yüzde 10'lara falan çekilebilir diye düşünüyorum. Birinci basamaktan ikinci basamağa sevksiz olarak gidenler için de hiç sevk almadan giden birisi için, mevcut katılım payı zannedersem 9-10 civarında olması gerekiyor şu anda -sistemden uzak kaldık dört beş senedir- bunun yüzde 100 artırılması yani gönüllü giden ikinci basamağa, ilk aşamada o... Daha önce facia yaşanmıştı, zannedersem 2004 yılı olması lazım. 4 ilde pilot denenmişti.

Şimdi, burada, eski Bakan diyeyim, bakanlar eskimez de Sayın Hocam da buradayken, bu, özel hastanelerde, bakın, şu anda bir kanser cerrahisi -ki ücret alınmaması gerekiyor özel hastanelerde, öyle biliyorum- onkolojik cerrahide şu anda bir hastanede 850 bin lira istemişler bir hastadan. Şimdi, bu SGK'nin maksimal alabileceği yani SGK'yle anlaşmalı hastanelerin maksimal olabileceği para 200 lirayken, bakın, burada bir sürü milletvekili arkadaşımız da var, siz gittiniz hastanede SGK anlaşmalı olsa dahi şu anda 2 bin, 3 bin, 4 bin liralık muayene farkları ödüyorsunuz. Paket dışındaki, paket dâhilindeki olan şeyler de ödenmemesi... Bu konuda, SGK ile Sağlık Bakanlığı... Aslında SGK ödeme kurumu ve Türkiye'nin yüzde 98-99'u SGK çatısı altında ama maalesef, Sayın Bakanım, sizin zamanınızda da oldu o şey, ben bir sizinle konuşmuştum, hatırlıyorsunuz, yaptırımların artması gerekiyordu ama yılda 2 defa 100 bin, 200 bin lirayı geçmeyen bir cezalandırma sistemi var özel hastaneler için ve bu da mevcut...

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Caydırıcı olmuyor.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) -

Caydırıcı olmuyor, caydırıcı olabilir, ruhsatını iptal edersiniz. Yani bu yükümlülüklerini yerine getirmeyene 1 veya 2-3'üncü, basit bir şeydir o, aslında yönetmelikle değişebilecek şey; yapılmadı.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - İzin verirseniz bir şey söyleyeyim parantez içinde.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Tabii.

BAŞKAN VEDAT BİLGİN - Birçok hastanenin ruhsatını iptal ettim fakat öyle bir şebeke kurulmuş ki ben ruhsatı iptal ettim, on beş-yirmi gün geçti veya bir ay geçti, mahkeme kararıyla döndüler ve burada, Sayın Bakanımla paylaştım ben, bu konuda çok ciddi bir sorun var.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Bu konuda Sağlık Bakanlığıyla bir protokol düzenlenebilir Sayın Bakanım. Yani, gerçekten, şu anda ben size bir şey söyleyeyim, bugün için katarakta 30 bin lira vermek ne demek ya! Çünkü kamudaki hastanede randevu alamıyorsunuz, randevu alamadığınız için özel hastanede 30 bin liraya yaptırıyorsunuz. Ama alabileceği, SGK anlaşmalı hastanenin alabileceği maksimal 2-3 bin lirayı geçmiyor fark. Ama hasta bunu vermek zorunda kalıyor. Öbür taraf cezai yaptırımına da göz yumuyor "Ben yılda 100-200 bin lira ceza ödeyeceğim, onu bir günde tahsil ediyorum." diye düşünüyor ve bu zinciri kırılıyor. Bakanımın böyle bir şebeke olduğunu söylemesi de biraz garip geldi bana ama yani yetki sizde, Sağlık Bakanlığı ve SGK'de yani Çalışma Bakanlığında. Bu, neden çözülemiyor, neden göz yumuluyor, merak ediyorum ve merak etmenin de ötesinde yani gerçekten çok garip, ucube bir şey ya. 2024 Türkiye'sinde, bugün gidelim, şurada 4 bin lira muayene ücreti alıyorlar, 3 bin lira muayene ücreti alıyorlar. Maksimal alabileceği para 200 lira ve bunun içine tam kan tahlili, ultrasonu vesaire hepsi dâhil.

ALİ KARAOBA (Uşak) - Yaptıkları da şey ama "Fark alıyoruz." demiyorlar, otopark, vale hizmeti gibi başlıklar altında alıyorlar.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Hiçbir şeyden alınamaması gerekirken alınıyor.

Şimdi gelelim, Sayın Bakanım, lokal olan şeye de gelmek istiyorum. Bir de şey soracağım size, mecburi hizmet. Şu "mecburi" lafını -veya zorunlu hizmet- ne zaman kaldıracaksınız? Dünyanın hiçbir yerinde mecburi hizmet yok bu bizdeki gibi, gelişmiş ülkelerde yok. Adamlar Alaska'nın dağ başında, karın içinde doktor ve diğer sağlık personelini temin edebiliyorlar ama biz neden edemiyoruz Sayın Bakanım? Neden Ağrı'daki, Kütahya Simav'daki, Kütahya merkezdeki, Eskişehir'deki hekime aynı ücret uyguluyorsunuz? "Sözleşmeliye geçince düzelecek." falan diyorsunuz ama yine olmuyor. 500'üncü günü gören, mecburi hizmeti bitiren arkadaşımız bulunduğu ili terk ediyor çünkü her yerde ücretlendirme aynı ve bundan dolayı da... Bu mecburi hizmeti Recep Akdağ kaldırmıştı da zannedersem altı ay idare edebildi. "Mecburi hizmet insanlık dışıdır." sözünü siz de kullanır mısınız?

İkincisi...

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Doğru değil ağabey, katılmıyoruz ona. Olur mu? Mecburi hizmetin kaldırılması doğru bir şey değil.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Efendim...

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Mecburi hizmetin kalkmasıyla ilgili, katılmıyoruz, doğru bir şey değil.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Mecburi hizmetin kaldırılması gerekiyor, kaldırılabilir.

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Ben katılmıyorum.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Kaldırılabilir. Ya, mecburi hizmet beş yüz gün, bin gün olsa yine kaçacak ki ve zaten son üç yüz...

Bakın, bir şey söyleyeyim: Ortodontistler var Türkiye'de, ADSM'de -burada diş hekimi arkadaş var mı bilmiyorum da- ortodontistler ve periodontistler mecburi hizmetlerinin bitmesine üç ay, dört ay, beş ay, altı ay kala artık ortodontik tedaviye başlamıyorlar bile. Biliyorsunuz değil mi sebebini? Çünkü diyor ki: "Performansı benden sonrakine yazılacak." O performans da "verim" demekmiş Sayın Bakanım bu arada.

TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Hepsini totale vurmak doğru bir şey değil Sayın Vekilim.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Efendim...

TUBA VURAL ÇOKAL (Antalya) - Bunu yapan vardır da hepsini totale vuramazsınız.

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - "Büyük bir çoğunluğu." dedim, büyük bir çoğunluğu. Totale vurmuyorum da azınlık da olsa... Bakın, buradaki bu sağlık sisteminde demek ki bir aksama var. Her neyse...

Şimdi gelelim lokal olan şeye. Kütahya'da -Bakan Yardımcılarınız da bunun farkına varmıştır büyük ihtimalle- bir eğitim araştırma hastanesi vardı ve bu eğitim araştırma hastanesinin yanına 28 Mart seçimi öncesinde diğer şehir hastanesi henüz tam olarak bitmeden şehir hastanesi açıldı, seçim öncesi makas kesildi ve mevcut eğitim araştırma hastanesinin hemen hemen tüm ekipmanları diğer hastaneye taşındı -eğitim araştırma, biri kamuya ait, biri şehir hastanesi, müteahhittin işlettiği hastane- şu handa 2 hastane de yarım çalışıyor. Birinde kardiyoloji var, birinde kardiyoloji yok; birinde kalp damar var, birinde kalp damar yok. Yani birimler taşındı, şu anda 2 hastane 1 tam hastane yapmıyor, onu söyleyeyim. Bu tıbbi ekipman ve sarf malzemelerinden müteahhidin temin etmesi gerekenlerinin kamu hastanesine taşınması bir suç teşkil etmesine rağmen yapıldı ve şu anda o şehir hastanesine bu malzemelerin kirası ödeniyor. Bu bir usulsüzlük, bunu cumhuriyet savcılarına da bildireceğim gerçi ama duyarlı olunmadı o konuda. Aynı hastanede üç aydır maaşını alamayan taşeron elemanlar var ve yaptırımlar yapılmadı. Kütahya'daki tüm 112 acil servis ambulansları şehir hastanesiyle çalışıyor, son üç ayda diğer hastaneye giriş gösteremezsiniz, onu da söyleyeyim.

Sayın Bakanım, mecbur hizmet ve sevk sorumluluğuyla ilgili inşallah çözüm bulursunuz. Ben "mecburi hizmet" lafının Türkiye'de kaldırılabileceğine inanıyorum. Bir de sevk yapılmasını teşvik edici hâle getirildiğinde sağlık sorunun çözüleceğine inanıyorum çünkü mevcut hastanelerden randevu bulamayınca 150 milyon acil... Ya, dünya ortalamasında dünya da 1'inciyiz benim bildiğim. Yani bu sağlıkta dönüşüm herhâlde dedi ki: "Diğer birimlere gerek yok, acil bu işi çözer." Dünya 1'incisi acil performansımız var, bunun bitmesi gerekiyor. Dünya 1'incisi ikinci basamak, üçüncü basamak tedavi müracaatımız var. Bir de birinci basamaktaki arkadaşların en önemli şikâyetlerinden biri -diğerlerini arkadaşlar konuştu da- şu 200'e yakın değişik rapor var -işte, silah raporundan tutun "sporcu olur" raporuna, vesaireye kadar- onlarla ilgili de gereken değişiklikler yapılır mı, bilmiyorum.

Sağlık şu şekliyle yamalı bohçaya benziyor, sadece artistik otelcilik hizmeti var. Hiçbir zaman hekim arkadaşların çabasını göz ardı edemeyiz ama maalesef, dünyadaki en karmaşık sağlık altyapısı var. Birinci basamak yok; RPT ettirmekten, reçeteyi tekrarlatmaktan öteye gitmeyen birinci basamak sağlık hizmetini çözmek gerekiyor açıkçası, bunu söyleyeyim.

Göreviniz tekrar hayırlı olsun.

Teşekkür ediyorum.