Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 17 .07.2024 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tam da bu ortam için, bakın, tam da bu ortam için yani sonuçta bu yasanın görüşülmemesi lazım, bu ortam için.
NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Murat Pınar burada mı merak ediyorum? Parayla kedi köpek satan bir insanın...
BAŞKAN VAHİT KİRİŞÇİ - Arkadaşlar, lütfen, bir milletvekili arkadaşımız söz talep ve söz verdik, bırakın da konuşsun arkadaşımız.
Buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Şimdi, yasama çalışması yani okuduk, buradayız yani ayıptır söylemesi tecrübe sahibiyiz de milletvekili olarak. Yani sonuçta, insanların canının acıdığı yerden yapılmaz. Hatta böyle dönemlerde zorunlu bir toplumsal ihtiyaç için yapılır. Şimdi, böyle bir zorunlu toplumsal ihtiyaç gerçekten var mı bu yasayla ilgili olarak, zorunlu bir toplumsal ihtiyaç?
Şimdi, yasamız var hayvanlarla ilgili, özel yasamız var, genel yasalarda bununla ilgili düzenlemeler var; ikincil mevzuatta yani genelge, yönetmelik, bunlarda hükümler var. Yani o hükümler neye yetmiyor ki böyle bir yasaya Adalet ve Kalkınma Partisi tam da bu dönemde, Parlamentonun kapanacağı bir dönemde, yasama çalışmalarının bu sıkışıklığı içerisinde bizim gündemimize getirdi? Gerçekten sormamız gereken soru bu. Yani hangi zorunlu toplumsal ihtiyaç tam da bugün hani 1 Temmuzdan itibaren Parlamentonun kapanması lazımdı, Anayasa uyarınca, İç Tüzük uyarınca, o zorunlu toplumsal ihtiyaç nedeniyle sokak hayvanlarıyla ilgili olarak bu yasayı toplumun gündemine soktu ve burada tartışıyoruz ve sonuçta Türkiye'nin gündemi bu oldu.
Şimdi, şunu biliyoruz: Adalet ve Kalkınma Partisinin siyaset yapma tarzından biliyoruz. Adalet ve Kalkınma Partisi, toplumun bir bölümünü ilgilendiren veya genelini ilgilendiren bir sıkışıklık yaşadığı zaman yani önemli bir siyasi mühendislikle, gündem mühendisliğiyle sonuçta toplumun odaklandığı yeni başka bir yere çeker. Siyaset tarzı yirmi iki yıl boyunca kamuoyu anketleriyle, başka bir biçimde bu şekilde olmuştur. O nedenle, toplumsal zorunlu bir ihtiyaç olmadığı hâlde bu yasayla ilgili olarak şimdi bunu gündemimize taşıdı. "Neden?" diyeceksiniz, Adalet Komisyonunda dokuzuncu yargı paketi sabah saat 06.00'da kabul edildi, itirazlar kabul edilmedi, onlarca saat orada görüşmeler yapıldı. 4tane önemli Anayasa'ya aykırılık var. Kadının soyadıyla ilgili olarak, kadın örgütlerinin, muhafazakâr kadın örgütlerinin ortaklaştığı bir talep var. Bu talep geçmişken ve herkes o gündeme odaklanmışken ve başka rantla ilgili düzenlemeler varken bir de baktık ki aynı gün yani geçtiğimiz hafta perşembe günü saat 16.00'da Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanı ve milletvekilleri bunu Türkiye'nin gündemine getirdiler ve dokuzuncu yargı paketindeki Anayasa'ya aykırılıklar, kadın-erkek eşitliğiyle ilgili mesele gündemin dışında kaldı, bu tartışılmaya başlandı. Neden bugün komisyona geldi peki, neden geldi? Çünkü vergi paketi var, vergi paketiyle ilgili olarak açlık sınırının dibinde yaşayan, yoksulluğun dibinde yaşayan emeklilerle ilgili düzenleme var. O düzenleme yarın Parlamentoda konuşulacak, onun konuşulması lazım, hepimizin bunu kendimize mesele yapması lazım ama sonuçta siyasi gündem, sokak hayvanlarıyla ilgili zorunlu bir toplumsal ihtiyaca cevap vermediği hâlde, bu şekilde gündemleştirildi ve o gündemle örtülmeye çalışıldı. Yani, sizin siyaset yapma tarzınızı biliyoruz ama yani bu şekilde olmaz gerçekten. Yani, Meclis koridorlarında yurttaşlarımız dövülerek olmaz. Bu görüntüleri Türkiye'ye göstermek zorunda değilsiniz, doğru değil. Bu doğru değil yani sizin açınızdan da doğru değil bizim açımızdan da doğru değil. Meclis koridorlarında eğer insanlar tartaklanıyorsa, sivil toplum örgütü yöneticileri tartaklanıyorsa bu ne olur biliyor musunuz, bakın, ne olur: Meclisin önünde, sokakta, her yerde, Hakkâri'de, Edirne'de bunu yapanlara cesaret verir, bunu yapanlara cesaret verir. Eğer Meclisin koridorunda yani buraya çok özenle girmiş, kayıtla girmiş insanlar, referansla girmiş insanlar tartaklanıyorsa, o görüntüler Türkiye'de paylaşılıyorsa bunu yapanlar buradan bir meşruluk alırlar ve cesaretle bunu Türkiye'nin her yerinde yaparlar. Buna hakkımız yok ya, hakkımız yok ve sizin de hakkınız yok yani sizin kendi kişisel tarihinize, bir komisyon başkanı olarak, bunca yıllık milletvekili olarak bunu yazdırmanıza gerek yok.
Dolayısıyla, bunlar doğru şeyler değil. Yarın öbür gün karşınıza bir yerde çıkar bu yasanın görüşme tutanakları falan, bunlar doğru değil. Yani bu yasa hayvanlarla ilgili yani sonuçta canlılarla ilgili, insanlarla ilgili değil, ortaklaşabiliriz en azından. Bu imkân var ama bu imkânı da ortadan kaldırıyorsunuz. Ha, şuna sevindim ben, biz Türkiye'nin birinci partisiyiz, sonuçta size nasıl muhalefet yapılacağını da öğretiyoruz. İşte, arkadaşlarımız burada pankart tutuyorlar, itiraz ediyorlar, yarın öbür gün bu tecrübeyle belki daha doğru muhalefet yaparsınız, bizden öğrenirsiniz ama bu yaptıklarınız doğru değil.
Anayasa'ya aykırılığa gelince, bakın, Anayasa'ya aykırılığa gelince, Anayasa'nın 63'üncü maddesi çok açık. Yasanın maddeleri, sokak hayvanlarını, sokak canlılarını ölüme mahkûm eden bir düzenleme içeriyor, 63'üncü madde çok açık, şunu ifade ediyor: "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır." "Korunmasını sağlar." diyor, çok açık bir biçimde Anayasa'ya aykırı. Dolayısıyla, bu Anayasa'ya aykırılık sorunun da evveliyetle çözülmesi lazım.
Teşekkür ederim.