KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AKIN (İzmir) - Evet, değerli milletvekilleri, sabahtan bu yana çok olağanüstü koşullarda bir tartışma yapıyoruz ama maalesef, şu andaki Meclis Komisyonumuzda değil aynı zamanda dışarıda da olağanüstü koşullarda bir çalışma ortamı sağlandı. Sabah televizyon izlediğinizde görmüşsünüzdür "Mecliste darbe mi var?" diye haber yapılıyordu. Neden yapılıyor? Hayvan haklarıyla ilgili yaşanan bu süreç öylesine etkili, öylesine olumsuz hâle gelmiş ki zorla bir yasa geçirme girişiminin bir parçası Meclis girişinde görüşülüyordu. Şimdi, oradaki güvenlik kuvvetlerini konuştuk, "Nereden aldınız bu talimatı?" diye, nereden aldıklarını söylemiyorlar ama talimat aldıklarını söylüyorlar.

Burada yaşadığımız aslında dışarıdakinden farklı değil. Arkadaşlara katılıyorum, eğer, demokratik, katılımcı, müzakereci bir ortam sağlanmadığı sürece bu yasanın çıkması hâlinde bile uygulanması söz konusu olmayan bir noktaya gelecek. Ancak şunu söyleyeyim: Anayasa meselesini ve Anayasa'ya aykırılık konusunu konuşuyoruz. Birçok ülkede ya da bazı ülkelerde "ötanazi" kavramı çerçevesinde insanlar kendi iradeleriyle bir karar verebiliyorlar ama bizim Anayasa'mızda "ötanazi" kavramı söz konusu değil. Bunun çerçevesinde dillendirilecek, işleme koyulacak, hayvanlarla ilgili verilecek bir durum da söz konusu değil. Bizim Anayasa'mızda şunu söylüyorlar: Doğadaki bütün canlılarla birlikte yaşamı savunmak, korumak aynı zamanda insanların görevidir." diyorlar. Yani aslında hepimize yurttaş olarak bir görev koyuyorlar. Bu görevin içerisinde hayvanları katletmek yok, tam tersine, yaşatmak ve birlikte yaşamak diye bir şey var. Bizim insanlarımız, aynı zamanda şimdiye kadar farklı bir kültürle geldiler. Bu kültürle gelmiş olmalarından dolayı da birlikte yaşadıkları kedilerini, köpeklerini, sokakta yaşayan canlıların katledilmesini kabul etmesi mümkün değil. Sizler de biliyorsunuz ve pekâlâ bu konuda aslında inanç olarak da bunu kabul etmek mümkün değil. Şu anda AKP ve MHP iktidarının varlığını kabul ettiğimiz durumda. Bunların daha önceki açıklamaları var, hem Erdoğan'ın hem de Bahçeli'nin açıklaması var: "Yaradan'ın yarattığını kimse öldüremez." diyorlar. Bu açıklamaları yapan insanlar, bugün bizim önümüze bir Anayasa getiriyorlar, öldürme anayasası getiriyorlar. "Ötanazi" kavramı, "uyutma" kavramı, tamamen öldürmeyi yumuşatmak üzere kurulmuş bir cümledir, bunu kabul etmek mümkün değildir. Buradan tekrar sesleniyoruz: Eğer, Anayasa'ya aykırı olan ötanazi kavramı ve aynı zamanda her canlının yaşaması için kurulmuş olan sorumluluğu, bir yurttaş olarak yerine getirmek ve onların temsilcisi olarak biz, vekil olarak yerine getirmek zorundaysak burada aslında her bakımdan, Anayasa'ya, insanlığa, vicdana, ahlaka, gelenek göreneklerimize, inançlarımıza karşı ykırı bir iş yapıyoruz aslına bakarsanız ve ayrıca buradaki arkadaşlarımızın söylediği, şu anda ayrımcılık yapıyorsunuz, taraflı davranıyorsunuz. Komisyon Başkanına ısrarla söylüyorum: Şu anda bu hayvan hakları savunucularının bir kısmını dışarıda bırakarak, baştan bu yana, tam aksine, bu yasadan yana olanları buraya katarak aslında fiilen demokratik olmayan, doğru olmayan, katılımcı olmayan, müzakereden yana olmayan bir tutumu sergiliyorsunuz. Bakın, insanlar için tıp doktorları neyse hayvanlar için veterinerler de aynı şeydir. Veteriner hekimlerimizin açıklaması bu konuyla ilgili çok nettir ama siz onların görüşlerini dinlemiyorsunuz; bu ülkede meşru, demokratik olarak kendilerini ifade eden, onun için eğitim almış olan, onun için bilim insanı olan insanların sözünü dinlemiyorsunuz, sadece kendi aranızda kurduğunuz bir şey yapıyorsunuz.

Bakın, size bir şey söyleyeyim: Daha önce burada sizin Bakanınız olan ve şu anda Düzce'de Belediye Başkanı olan bir yurttaşımız, Belediye Başkanımız size söylüyor, diyor ki: "Ben Bakanlık dönemimde de şu anda Belediye Başkanlığı döneminde de bu yasa çerçevesinde yani şu anda, 2014 yılında yürürlüğe giren ve yirmi yıldır sizler tarafından hayata geçirilmeyen yasa çerçevesinde, pekâlâ, mevcut koşullarda hayvanlarla birlikte yaşamımı idame ettiriyorum. 6 ilçemde ve merkez Düzce ilçemde bu işi yaptım. Siz bunu dinlemiyorsunuz." diye size söylüyor. Kaç kere görüştü sizlerle, bunu biliyoruz, bunun tanığıyız ama kendi Bakanınızı, kendi milletvekilinizi, kendi Belediye Başkanınızı bile dikkate almıyorsunuz, inanmıyorsunuz ama başka bir iş yapıyorsunuz. Hesabınızı kitabınızı... Toplumu bu kadar düşmanlaştıran, hayvanları bu kadar katletmek üzere kurulan bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Bundan geri çekilin, bu yasa durdurulsun; gerçekten katılımcı, demokratik bir tartışma yapalım, sorunların giderilmesi için biz de elimizden geleni yapalım, bu meseleyi çözelim.

Teşekkür ediyorum.

Teşekkürler.