Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 17 .07.2024 |
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP iktidarı tarafından getirilen hayvanların yaşam hakkını ellerinden alan, vicdan ve merhametle bağdaşmayan ve toplumda infial yaratan bir yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Kanun teklifinin adı "Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" ancak bu kanun teklifinde hayvanları koruma yok. Bu kanun teklifinde hayvanları yok etme var, hayvanları öldürme var. Teklife göre sokaklarda yaşayan hayvanların kısırlaştırılıp, aşılanıp, rehabilite edildikten sonra alındıkları yere bırakılmasını esas alan ve hayvan hakları açısından büyük bir kazanım olan 5199 sayılı Kanun'un 6'ncı maddesi yürürlükten kaldırılıyor. Mevcut yasadaki "yakala-kısırlaştır-sal" yöntemi terk edilerek "yakala-kısırlaştır-tut-sahiplendir" metoduna geçiliyor. Hepimiz biliyoruz ki getirilmek istenen yöntem, fiili olarak "yakala ve öldür" şeklinde olacak. Sokakta yaşayan tüm hayvanlar toplanıp bakım evlerine hapsedilecek, nihayetinde hepsi "ötanazi" adı altında öldürülecekler. Dünya Sağlık Örgütü "kısırlaştır-aşılat ve yerinde yaşat" sisteminin popülasyonun azalması için en uygun yöntem olduğunu söylüyor. Bizler üretimi durdur, ticareti yasakla, kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat yöntemini yani ölüme karşı yaşamı savunuyoruz.
(Uğultular)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaş hatibi dinleyelim lütfen, biraz sessiz olalım.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Değerli komisyon üyeleri, bu kanun teklifi 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun genel ilkelerine ve 2019 yılında yayımlanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hayvan Haklarının Korunması Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporuna tamamen aykırıdır. Bu teklifte iktidar katliam uygulamasını yerel yönetimlerin üzerine atıp sorunun çözümü noktasında sorumluluktan kaçmaya çalışıyor. Erteleye erteleye krize dönüştürdüğü mevcut sorunu şimdi belediyelerin kucağına bırakıp kenara çekiliyor.
Değerli milletvekilleri, teklife göre saldırgan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen, hastalığı bulunan veya sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılacak. Oysaki 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 4'cü maddesinin (b) bendi ihbarı mecburi bir hastalığın ortaya çıkması veya ortaya çıkma şüphesinin varlığı hâlinde hayvanların izole edilmesi veya itlaf ve imha edilmesi yetkisini Tarım ve Orman Bakanlığına zaten veriyor. Şu anda ortada böyle bir hastalık ya da kuduz salgını olmadığına göre böyle bir maddeye ne gerek var? İşin maddi, vicdani ve siyasi sorumluluğunu Bakanlıktan alıp neden yerel yönetimlerin üzerine bırakıyorsunuz? Hayvanları Koruma Kanunu ve Veteriner Hizmetleri Kanunu'nun hükümleri ortadayken ve bu konuların yasal çerçeveleri çizilmişken yeni bir kanun yapmanın gereği nedir? Niyetiniz sokaktan toplanan hayvanların rahatça öldürülmesinin yasal kılıfını hazırlamak mıdır?
Değerli milletvekilleri, sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrol altına alınması gerektiği ortadadır ancak bu kontrolün ötenazi yoluyla veya toplu hayvan katliamına sebep olacak yaklaşımlarla sağlanması doğru değildir. Halk sağlığının korunması için modern veterinerlik hizmetlerinin artırılması, belediyelere bağlı veterinerlik birimlerinin güçlendirilmesi ve kapsamlı aşılama programlarının uygulanması gereklidir. Kısırlaştırmanın hızlı ve yaygın bir şekilde yapılması, kapsamlı bir seferberlikle sokak hayvanlarının sayısının azalması hedeflenmelidir ancak teklifte bunlarla ilgili hiçbir planlamadan da bahsetmiyorsunuz.
Ayrıca, yasa teklifi, sokak hayvanlarının varlığının yarattığı psikolojik etkilerden bahsediyor ancak hayvanların ötenaziyle öldürülmesinin toplumda yaratacağı duygusal yıkım göz ardı ediliyor. Bu durum toplumsal barışı ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir.
Değerli milletvekilleri, bu yasa teklifinde sorunu gerçekten çözecek olan bilimsel, akılcı ve vicdani hiçbir tedbirden bahsedilmiyor. Köpeklerin azalıp yok olmasını istiyorsunuz ama üretimi yasaklamıyorsunuz. 2019 yılında tüm partilerin imzasıyla bu Mecliste hazırlanan Meclis Araştırma Komisyonu raporunda "Popülasyon kontrolü için uygun ve insancıl seçenek kısırlaştırmadır." diyor. Bu teklifte kısırlaştırmanın esamesi okunmuyor. Ne merdiven altı üretim ne de hayvan satışı hakkında tek bir kelime geçmiyor Neden? Çünkü sorunu çözme konusunda samimi değilsiniz. Bakım evlerine alınan hayvanlar sahiplendirilinceye kadar buralarda bırakılacak. Türkiye'de 1.389 belediye ve sadece 105 bin kapasiteli 332 barınak bulunuyor. Mevcut barınaklar da ağzına kadar dolu. Bahsi geçen 4 milyon sokak köpeği hangi bakım evlerine yerleştirilecek? Mevcut hayvan bakım evlerinin kapasiteleri göz önüne alındığında sokak hayvanlarının tamamının bu merkezlerde barındırılması gerçekçi değildir. Belediyelerin bakım evlerini artırma hedefi iyimser bir yaklaşımdır ancak bu sürecin idari ve mali açıdan sürdürülmesi konusunda ciddi şüpheler bulunmaktadır.
Değerli komisyon üyeleri, hayvan refahı, zoonotik hastalıklarla mücadele, çevre sağlığı, halk sağlığı, koruyucu hekimlik gibi bilgi ve yasal yetkiye sahip veteriner hekimlerden görüş ve destek alınmadan hazırlanan bu taslağın insan sağlığı ve hayvan refahı arasında doğru dengeyi sağlaması mümkün değildir. Bu yasa, yüzyıl önceki "hayırsız ada katliamını" tekrar yaşatacak bir yasadır. Yüz sene sonra bu yasaya "evet" diyenler de "hayırsız ada" emrini verenler gibi anılacaktır. İçinde merhamet duygusu taşıyan, vicdanı olan hiç kimse bu yasaya "evet" dememeli çünkü hiçbir hayvanın yaşam hakkı elinden alınamaz. Hayvanların yaşam hakkını elinden alan bu yasaya biz "hayır" diyoruz ve yasanın geri çekilmesini istiyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.