KOMİSYON KONUŞMASI

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sayın Başkan, Komisyonun değerli üyeleri ve bu Komisyonu takip eden bütün vekiller, bütün basın mensupları, danışman arkadaşlar; Meclis bahçesinde Meclis çalışanlarının baktığı kedilerin selamını getirdim. Bu yasayla akıbetlerinin ne olacağını, bu kedilerin bakımını üstlenen çalışma arkadaşlarımız da merak ediyorlar. Onlara da bir borcumuz olduğunu düşünüyorum.

Bu meselede mütemadiyen insanın diğer canlılardan üstün olduğu, evrenin merkezi olduğu ve yüksek çıkarının gözetilmesi gerektiği söyleniyor. Böyle ise eğer getirdiğiniz yasa külliyen boş, külliyen yanlış daha doğrusu çünkü 2019'daki komisyon raporuna çok atıf yapıldı. Bu komisyon raporunda 15 ülkenin buna dair çalışmaları incelenmiş ve aslında orada görülmüş ki şu tarz bir yasa tasarısı çözüm değil, sorunun kendisi, katliamın kendisi ve meselenin büyümesinin kendisi. Bu ülkenin tarihinde Hayırsız Ada katliamı varken, Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken yapılmış katliamlar varken, örneğin Romanya'da hâlen katliam yasası uygulamadayken ve popülasyon sürekli artarken -ya popülasyon diyoruz ama canlılardan bahsediyoruz- demek ki katliamlar hiçbir yerde çözüm olmamış yani baktığınız yerden de kendi yasanız boşa düşmüş durumda. Önümüze kimi örnekler getiriyorsunuz dünyadan, o örneklerin hepsinin yanlışlandığı ortada. Dünyanın tamamında bunlar yanlışlanıyor. Misalen, 2019'da incelenen Hollanda'nın uygulama ve yasaları BM tarafından da en doğru uygulama olarak seçilmiş örneğin. Böyle tasdik ediliyor ki, Hollanda'da 60'lara kadar yanlış uygulamalar da devam ediyor, 1960lar'dan sonra yeni düzenlemeler getiriyor, canlıların katledilmesine karşı önlemler de alıyor ve bugün gelinen noktada yaşananlar canlılar açısından çok daha sağlıklı.

Bu arada bir şeyden bahsetmek istiyorum insan en üstün canlıymış ya. Canlılar üçe ayrılır: Bitkiler, mantarlar, hayvanlar. İnsan memeli bir hayvandır, doğanın bir bileşenidir, doğa bütünleşiktir. Temel biyoloji bilgisini ilk defa alıyor olmalısınız ki gülüyorsunuz, şaşırdınız. Temel biyoloji bilgisidir bu, ilkokulda bize öğretilir ve bunu hâlâ kavrayamamış olmanız çok acı verici. Bu sizin açınızdan da acı verici, toplum açısından acı verici. Misalen, bakın, diyorsunuz ki "Halk sokak köpeklerine karşı." Metropol Araştırma yeni bir anket yapmış, uyutmayı savunanlar 2,7; yaşatılmasını savunanlar yüzde 95. Eldeki rakamlar bile ortada. Yani illa bunlara değinecekseniz, illa bunu halk istiyor diyeceksiniz. Haklar meselesinde referandum vesair gibi yöntemlerin doğru olmadığını biliyoruz ve bunları kendimize dayanak yapmıyoruz ama kendi argümanınız boşa çıksın diye söylüyorum ben bunu. Yaşam hakkının herhangi bir anketten daha üstün olduğunu bilecek kadar bu ülkede yaşadık, gördük, katliam yasalarının çözüm olmadığını gördük. Tarafımızın ölümden mi, çözümden mi olduğunu gösteren bir teklifi konuşmanın utancı bizim değil; bunu da hatırlatalım. Yani bu yasa teklifi tartışıldığı süreçte misal ne oldu? Trakya da bir şoför bir köpeğe çarptı ve bunu utanmadan paylaştı ve köpeği suçlu ilan etti. Yaşam alanlarının tamamı gasbedilmiş bir köpeğin, bir otoyola çıkmasının vebali yine o köpeğe kesildi. Bu arada da 17 yaşında, nüfuzlu bir ailenin çocuğu bir insanı öldürüp yurt dışına kaçabilmişti. Yani, bu çelişkiler ortadadır, bu çelişkileri bir tek siz görmüyorsunuz. Ya da daha dün -önceki gün müydü, net hatırlamıyorum- bir avukat, bir köpeği öldürdü, bunu utanmazca, arsızca paylaştı, hayâsızca paylaştı, sonra bir avukat olduğu hâlde işlediği suçu meşrulaştırabileceğini düşündü, sırtını bu yasa teklifine dayadı, sonra o paylaşımı silmek zorunda kaldı. Siz bu katliamların önünü açtınız. Çocukları düşünüyorsanız eğer daha önce çıkan yasanın uygulanmamasını dert etmeliydiniz. Belediyelerin çoğu sizdeyken hiçbir sorun yoktu, belediyeleri kaybettiniz, siz bu yeni yasayı belediyeleri sıkıştırmak için çıkarıyorsunuz. Bu hususu düşünüyoruz, yeni kayyumların bir yolunu da bunu mu yapacaksınız? Belediyelerin bütçelerine böyle mi el koyacaksınız? Bir başka şey, şunu düşünüyoruz: Bu "beton barınak" dediğiniz şeyler "barınak" diyorsunuz ya, bakın, sosyal medya da var, "barınak rantı" diyor insanlar buna. Barınak rantı için mi bu tasarı geliyor önümüze? Bunu merak ediyoruz. Ya da misal: Komisyon üyelerinin, bu yasa teklifini getirenlerin şöyle bir bilgisi var mıdır: Bu zehri son bir yılda kimler üretmiş, kimler ihraç etmiş, kimler stoklamış, kimler ihalelere hazırlık yapmış, bunun şırıngası için kimler ihale hazırlığı yapmış? Ortada büyük de bir rant var. Canlıların yaşamlarını rant için heba etmek, evet, utanmazcadır. Bu, önemli bir meseledir, bundan vazgeçilemez. Bir de bu yasanın -önceki yasada da sıkıntılı bir mesele var- sahipli, sahipsiz hayvan diye canlılar ayrılamaz. Canlılar yaşam hakkı olarak tanımlanmak zorundadır, nesne değildir, şey değildir. Doğada var olma hakkı olan, yaşama hakkı olan, saygınlık hakkı olan canlılardır. Gördük, kedilerin, köpeklerin bacaklarını, kuyruklarını keserek işkence ettiler. Her gün görüyoruz. Daha bugün Mühye'de bir köpeğe tecavüz edildi. Sürekli olarak sokakta yaşayan canlılara tecavüz ediliyor, bunlarla ilgili hiçbir yasa teklifi hazırlamıyorsunuz, bu kadar yıldır bunların gerçekten... "Sahipli" olarak tanımlanan hayvanların sahibi olarak tanımlandığında "mala zarar" diye tanımlanıyor. Yoksa, hayvanlara yönelik cinsel suçlar, eziyet, işkence, katletme bir suç olarak tanımlanmıyor ve bunla ilgili bir çalışma yürütmezken... Ya, bakın, bir ses kaydı dinleteceğim. Sosyal medya gruplarında, sohbet odalarında dolaşmış.

(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı dinletmeye başlaması)

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Başkanım, böyle bir usul yok.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, onu siz kendiniz şey yapın lütfen.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Biz de annelerin çığlıklarını dinletelim o zaman.

HAVVA SİBEL SÖYLEMEZ (Mersin) - İnlemelerini dinletelim o zaman.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Taklit edin, kendiniz taklit edin, kendiniz taklit edin.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hayır, hayır. Arkadaşlar böyle bir usul yok. Konuşmanıza devan edin lütfen.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Tamam, ben söyleyeyim konuşmanın içeriğini, bunu paylaşacağım.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Buyurun.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Gruplarda "Devlet bizim arkamızda." deniyor. Bu gruplarda deniyor ki: "Gerekirse biz hayvanları taşlayacağız, edeceğiz, kendimize saldırtacağız." diyor, böyle konuşmalar var, bunları açık açık yapıyorlar. "Devlet arkamızda ama bizi vitrine koyuyor." diyorlar. "Bunlar açık sohbet odaları, kayıt altına alınırsa alınsın, bunlar doğrulardır." diyorlar. "Bizi bugün vitrine sürenler yarın açığa çıkmazsa onları da teşhir ederiz." diyorlar. Yani ortada ciddi bir katliam için lobicilik var ya. O kadar lobicilik meselesinde yanınızda sadece Güvenli Sokaklar Platformunu buldunuz. Bakın, içeri alınmayan farklı farklı yapılardan hayvan hakları, yaşam hakkı savunucuları var. Bunlar ne bizim partimizden ne başkasının partisinden, siyasi aidiyetleri farklı olabilir, başka başka siyasi aidiyetlerden insanlar yan yana gelmiş, burada bekliyorlar, sabahtan beri bekliyorlar. Meclis koridorunda itildiler kakıldılar, boğazı sıkılan var. İki gündür Meclis parkında saldırıya uğruyorlar ve açıkçası soruyorlar "Bu Meclis parkındaki canlılar ne olacak? Meclis bahçesindeki canlılar ne olacak? Bu yasayla bizim sokaklarda baktığımız canlılar ne olacak?"

Saldırganlık meselesi -kusura bakmazsanız- bu kadar uygulamadığınız bir yasayla çözülebilirdi ve saldırganlık meselesi oldukça az idi. Siz abartarak, trollerle bu meseleleri yükseltiyorsunuz yani ne olduğu belirsiz hesaplarla bizim bütün paylaşımlarımıza misal saldırı var. Dijital Mecralar Komisyonu üyesiyim, orada da gündem oluyor ama sadece iktidara dair bir trol meselesi olduğunda gündeme oluyor.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Çubuk, lütfen toparlayalım, vaktimizi bir hayli aştık.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ben Meclisteki ilk ve tek vegan vekil olarak bu meseleye ilişkin oldukça doluyum, bütünsel bir yaklaşımım var; ilkesel, felsefi olarak hayvanları tüketmiyorum, yemiyorum ve bunlara karşıyım ve bu nedenle de bu yasanın kendisi benim yaşamımın kendisine de ciddi bir saygısızlık, ciddi bir saldırı.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Teşekkürler.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hayvanlar da çocukları yemesin, biz de onu istiyoruz.

(Gürültüler)

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - O zaman kısırlaştırın, biz de onu istiyoruz. İktidarlıktan doğan görevinizi yapın, biz de onu istiyoruz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Beyefendi, siz hayvanları yiyorsunuz, ben hayvanları yemeyen bir insan olarak...

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Teşekkürler.

Arkadaşlar... Arkadaşlar, hatibi dinleyelim.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ben hiçbir hayvanı yemeyen birisi olarak, bütün yaşamlara saygılı bir insan olarak bütün canlıların korunmasını savunuyorum.

SALİHA SERA KADIGİL (İstanbul) - Sırıtınca işinizi yapmadığınız gerçeği ortadan kalkmıyor.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, hatibi dinleyelim.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bütün canlıların korunmasını savunuyoruz. Yani istismar davalarını biz takip ediyoruz, katledilen işçileştirilmiş çocukları biz takip ediyoruz...

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Çubuk, çok teşekkür ediyoruz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - ...Siz "çocuklar" diyorsunuz. O aileleri kullanmayın.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Çubuk...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - O aileleri kullanmayın. Biraz edebiniz olsa o aileleri kullanmazsınız.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Sayın Çubuk...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bitiremedim sözümü, bitiremedim sözümü.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Efendim, şu anda on dakika konuştunuz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Tamam, toparlayacağım.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Olabilir, olur mu?

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Toparlayacağım diyorum.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Hayır, toparlama değil yani on dakika oldu, demin uyardım, lütfen.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Tamam, ben de toparlayacağım diyorum.

(Gürültüler)

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Lütfen toparlayalım.

Arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim lütfen.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ya, her durumda "PKK" deyip durmayın, bu, öyle her zaman çıkarabileceğiniz bir kart değil ya.

SELMAN ÖZBOYACI (Konya) - Onların istismar ettiği çocukları da takip ediyor musunuz?

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ediyoruz, biz herkesi takip ediyoruz. Siz insan haklarından bahsedecek son vekillersiniz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz?

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Arkadaşlar, hatibe müdahale etmeyelim.

Buyurun.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bütün hayvanların insanların hizmetinde olduğunu düşünen, bütün hayvanların tüketilebileceğini; giysi, ayakkabı vesaire yapılabileceğini düşünen insanlar benim gibi bir vegana canlıların yaşam hakkına dair bir tutarlılık sorgulaması yapamazlar. Bu, hadlerine değildir, kusura bakmayın. Bütün canlıların yaşamı kutsaldır, biz bunu savunmaya devam edeceğiz.

Dışarıda bekleyen yaşam savunucularına da bu mücadeleyi sayelerinde verdiğimiz için çok teşekkür ediyorum, sağ olun.