KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, en başta hayvan hakkı savunucuları, sivil toplum örgütleri, veteriner hekimler, konunun tüm paydaşları dışarıda bırakılarak hazırlanan bir kanun teklifinin görüşmelerinden sağlıklı bir sonuç alınamayacağını bir kez daha dikkatinize getirmek isterim. "Hayvan hakları" adı altında can dostlarımızın en birincil hakkı olan yaşam hakkını tehdit eden, akla, mantığa, vicdanlara sığmayan bir katliam teklifiyle karşı karşıyayız.

Değerli milletvekilleri, evet, Türkiye'nin bir sahipsiz hayvanlar, sahipsiz sokak hayvanları sorunu gerçeği vardır. Ankara'da da İstanbul'da da Gaziantep'te, İzmir'de, memleketim Eskişehir'de de var, hiç kimse bunu görmezden gelemez, gelmemelidir. Ancak bununla başa çıkmak için ötenazi kılıfı altında hayvanları öldürecek, katledecek bir kanun teklifiyle karşımıza gelirseniz biz buna sonuna kadar karşı çıkarız, direniriz. Bu dünyayı, doğayı, sokakları paylaştığımız can dostlarımızı öldürme, katletme hakkını kimse kendisinde göremez. Böyle bir şey Anayasa'ya da vicdanlara da aykırıdır. Şimdi önümüzdeki düzenlemeyle sahipsiz sokak hayvanları için yerel yönetimlerce toplanarak "kamu güvenliği" "anatomisi bozuk hayvan" gibi tamamen muğlak, ucu açık ifadelerle "ötenazi" adı altında öldürülmesi yetkisi verilmekte. Değerli arkadaşlarım, 2019 yılında tüm partilerin oy birliğiyle yayınladığı bir Meclis Araştırması Komisyonu raporu hepimizin önünde, elinde. O Komisyon raporunda kısırlaştırma yönteminin çevre ve insan sağlığı açısından en uygun çözüm olduğu ifade edilmekte, "Hayvan hakları fonu kurulsun." denilmekte ama bakıyoruz, önümüzdeki bu teklifte hayvanları korumak için ne fon kurulması düzenlemesi var ne de kısırlaştırmayı temel hedef yapmak var. Peki, ne var? "Hayvan hakları" adı altında can dostlarımızın yaşam hakkını tehdit eden ölüm ve infaz yasasıyla karşımıza çıkmak var. Bu yaptığınız ne hayvan haklarıyla ne dinimizle, kültürümüzle bağdaşır, örtüşür. Bir sorunu yıllardır çözmeyip sıkıştığınızda akla ilk hayvanları öldürmeyi getirirseniz biz burada buna karşı çıkarız. Evet, sokak hayvanlarının bu denli çoğalması ciddi bir sorundur ama bu duruma yıllarca bir çözüm üretilmemesi de daha büyük bir sorundur, sorumsuzluktur. Şu partinin belediyesi, bu partinin belediyesi demeden sormak, "Bu tarihe gelene dek sahipsiz can dostlarımız için ne yaptık?" demek zorundayız. Yaşanılan sorun yıllar içinde dağ gibi büyürken çözüm için hangi adımlar atıldı? Sorun yıllarca sümen altı edilmiş şimdi yerelde iktidarı kaybedince, belediyeleri kaybedince suçu, sorumluluğu belediyelere atmaya karar veriyorsunuz. "Ötenazi" diye can dostlarımızın yaşam hakkını elinden alıyorsunuz. AKP iktidarı boyunca evcil hayvan ticaretini ve üretimini yasaklamak için hangi girişimlerde bulunuldu? Meclisten bunu yasaklamak için bir yasa neden çıkarılmadı? İşte, önümüze getirilen bu kanun teklifinde bile niye böyle bir yasak bulunmamakta? Önümüze getirdiğiniz teklifle hayvanların korunmasına yönelik yasal güvenceleri zayıflatıyor, hayvanları istismara karşı daha da savunmasız hâle getiriyorsunuz.

Sayın milletvekilleri, aklın, bilimin yolunda daha insancıl, daha etkili ve sürdürülebilir bir çözüm mümkünken ötenazi gibi geri dönülmez bir uygulamayı tercih ederseniz vicdanlarda derin yaralar açılır. Bu hâliyle geçerse çok keyfî uygulamalara yol açacak, hayvan hakları ihlallerine ve toplumda güvensizliğe yol açacaktır. Çocuklarımızın, yurttaşlarımızın güvenli sokaklarda yaşaması elbette hepimizin arzusudur ancak sokaklarımızda can dostlarımızın bulunması buna engel değildir. Eğer bu yasayı bu şekilde Komisyondan geçirirseniz Gazi Meclisimiz tarihinde utançla anılacak bir düzenlemeyi geçirmiş olacaktır. İşte, 50 metre ötede, polis barikatının arkasındaki koridorda, işte, Meclisin Çankaya kapısında, işte, Eskişehir'de, Ankara'da, İstanbul'da, tüm şehirlerimizde hayvan hakları savunucuları, hayvanseverler seslerini duyurmaya çalışıyor. "Devlet öldürmez, yaşatır." diyor "Kısırlaştır, yerinde yaşat." diyor "Kanlı yasaya 'Hayır.'" diyor. Bizler kararlıyız.

Değerli arkadaşlarım, yirmi yıldır hiçbir sorumluluğunu yerine getirmemiş siyasi iktidarın sorumsuzluğunun bedeli can dostlarımızın yaşamı değildir, olmamalıdır. Bizler kararlıyız, buna izin vermeyeceğiz. Sizler de elinizi vicdanınıza koyun ve iş işten geçmeden bir daha düşünün, bu yasayı geri çekin.

Teşekkür ederim.