KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, bir yanlış iliklenmeye başladı mı hepsi yanlış gider. Burada iki şey var, birincisi: Hayvan barınaklarının rehabilitasyonu ve mevcut yeni kanununuza göre sayısının artırılmasına dönük bir madde; diğeri de sahipli ve sahipsiz hayvanlar, köpekler meselesi.

Şu anda rehabilite edilsin veya edilmesin, mevcut kanunla gelinen noktada ne yazık ki yeterli bir barınağın olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu kanunla da sahipsiz hayvanların tümünün toplanıp bu barınaklara götürüleceğini öngören bir tasarı geldi, kanunlaştığında bunu göreceğiz ama çok net bir şekilde şunu söyleyelim ki şu anda bile yapılamamış, başarılamamış ve sizin bu kanunda başarısızlığı itiraf edip yeni bir yapılanma, yeni bir kanun, yeni bir tasarıyla bu yola çıkıyor olmanız, aslında -kendinizi- net bir şekilde, açık bir şekilde diyorsunuz ki: Biz bu işleri yapamadık, beceremedik, şimdi yeniden başlayacağız. Hayvan sayısı, bugüne göre ve yarına göre daha azken yapamamış olduğunuz bir şeyi, bundan sonra sokak hayvanları ya da sahipsiz olanların tümünü toplayarak nasıl yapacaksınız?

Rehabilite etmeyi düşündüğünüz bu barınaklardaki "rehabilite" kavramı neyi ifade etmektedir? Yani bir padokta kaç hayvan duracaktır? Mesela, bir hayvan barınağı kaç hayvandan oluşacaktır? Burada ne olacaktır, ne var olacaktır, ne olmayacaktır, bununla ilgili hiçbir şey yok; sadece hayvan barınaklarının rehabilitasyonu var. Bu aynı zamanda şu demek: Şu andaki hayvan barınakları uygun değil ki rehabilite etmeye karar veriyoruz, birincisi bu. Dolayısıyla bu rehabilite ederek ya da yeni barınaklar açarak mevcut durumu çözebilmeniz, sokaklardaki bütün hayvanları buraya toplamanız mümkün değil; sadece bir bugün var olan ölüm kampının sayısını arttıracaksınız, bunu çok net biliyoruz çünkü oralar çok kötü. Yani kendi pislikleri içerisinde yaşıyorlar, birbirlerini yiyorlar, aç kalıyorlar, gerçekten felaket gerçekten! Dolayısıyla bu iş ciddi anlamda sıkıntılı, yasanın bütününü de aslında etkileyen temel konu.

Sahipli hayvanlar, sahipsiz hayvanlar: Yani söyledim, yine söyleyeyim: Kulak küpesi olacak, aşıları yapılacak, sahibi olacak, karnesi olacak. Tekrar söyleyeyim: Değerli arkadaşlar, bu ülkenin Tarım ve Orman Bakanlığı kaç büyükbaş olduğunu, kaç küçükbaş olduğunu, kaç mandasının olduğunu bilmiyor. Örneğin, yakın tarihte Kurban Bayramı geçti, Kurban Bayramı'nda kaç hayvanın kesildiğini bilen var mı? Kesilen her hayvan, onun küpe numarası sistemden düştü mü ya da küçükbaş? Bunları yapamamışken, bilmiyorken "başıboş" ya da sokakta "kimsesiz" ya da "sahibi olmayan hayvanlar" olarak adlandırılan bu hayvanı 780 bin kilometrekarede, 50 bin civarında yerleşim alanında, ormanda, mezrada, taşrada, kırda nasıl yapacaksınız arkadaşlar ya; şaka mı yapıyorsunuz, şaka mı yapıyorsunuz, nasıl sahiplendireceksiniz? Bu nedir biliyor musunuz? Ağırlıklı olarak köy halkını, köylerde yaşayan, kırda yaşayan, mezrada yaşayan halkı cezalandırmaktır; onlar bunu hiç yapamayacaklar, mümkün değil bu. Yani kentten 50 kilometre, 100 kilometre uzaktaki insanların yaşam arkadaşları bunlar, koruyucu hayvanlar bunlar, onlarla birlikte yaşıyorlar. Gideceksiniz, o adamın elinden -bu hayvan sahipsiz- onu alacaksınız, köyünden evinin önünde. Valla adam vururlar söyleyeyim, vururlar yani kim giderse gitsin o kapıya, onu vururlar. Olacak şey değil bu arkadaşlar yani bunları kayda alma ihtimaliniz yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ORHAN SARIBAL (Bursa) - Sayın Bakan, şimdi Sayın Komisyon Başkanımız bunu benden çok daha iyi biliyor, sevgili arkadaşım da biliyor.

BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Süremiz bitti, toparlayalım.

ORHAN SARIBAL (Bursa) - O yüzden çok bir şekilde bu maddenin geri çekilmesini öneriyoruz.