KOMİSYON KONUŞMASI

FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu teklifle, 5199 sayılı Kanun'un 3'üncü maddesinin (k) bendinde yapılan değişiklikle "hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği" şeklinde revize edilmektedir. Bu değişiklikle hayvanlar açısından iki olumsuz sonuç oluşacaktır: Birincisi, hayvanlar yaşam alanlarından alınarak sürekli olarak barınaklarda yaşamaya mahkûm bırakılacaktır. İkinci olarak mevcut hayvan popülasyonu düşünüldüğünde mevcut durumda daha kötü koşullara sahip barınaklar artacak; hayvan yoğunluğu konusunda da altyapıya sahip değiliz. Bu, zaten hayvan sağlığı açısından elverişsiz olan mevcut barınaklardaki olumsuz tabloyu daha da ağırlaştıracaktır ve bu durumu sizin verdiğiniz verilerle açıklayayım.

"Hayvanlar sahiplenene kadar barınaklarda kalacak." diyorsunuz ve valiliğin açıklamasına göre 2 milyon, sizin açıklamanıza göre 4 milyon sahipsiz hayvan bulunmaktadır. Türkiye'de 322 hayvan bakım evi bulunmaktadır ve bunların kapasitesi 105 bin olarak bulunmaktadır. Peki, bu kadar hayvanın sayıları fazla ve sokakta iken bu hayvanları nerede barındıracağız, bunun altyapısı var mı? Bir yasa yapılıyor ve bu yasanın altyapısı hakkında herhangi bir çalışma yok ve bu kabul edilemez bir durumdur. Biz tabii ki buna da "Ret!" diyeceğiz, diğer gelen bütün maddelere de "Ret!" diyeceğiz ve bu durumu bir hikâyeyle bitirmek istiyorum sabahın bu saatinde.

Bir derviş suya düşen akrebi kurtarmak için elini uzatınca akrep elini sokar. Derviş tekrar dener, akrep yine sokar; bunu gören, dervişe sorar: "İyilik yaptığın hâlde sana zarar verene ne diye yardım ediyorsun?" Ve derviş buna cevap verir: "Akrebin fıtratında sokmak var, insanın fıtratında ise bu yaratılanı sevmek ve merhamet etmek var. O, fıtratının gereğini yapıyor; ben niye fıtratımı değiştireyim?" Bu dünya sadece insanlar için yaratılmamıştır, bütün canlıların bu dünyada yaşama hakkı vardır ve bu dünyaya en çok zarar veren canlı varlık da insandır. Biz bütün hayvanların yaşam alanlarına inşaat yapıyoruz ve sonra da bu hayvan sayısı artı. Bunları sizin deyiminizle "ötenazi" bizim hak diliyle dediğimiz "Bu fazla olan hayvanları katledelim." Ve ben de buradan yine -hikâye üzerine gidersek- size soruyorum: Niye fıtratınızı değiştiriyorsunuz bir yasa teklifi için? Bu talimat sayıdan geldiği için mi fıtratınızı değiştiriyorsunuz?

Kesinlikle bu yasa teklifinin geçmemesi gerekiyor ve "ret" oyumuzu buradan açıklıyoruz.