KOMİSYON KONUŞMASI

UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Sayın Başkanım, 3'üncü madde sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların hayvan bakımevlerine toplanmasını ve buralarda sahiplendirilinceye kadar bakılacağını belirtiyor. Bu konuyla ilgili 2 hususa dikkat çekmek isterim. Özellikle bir afet bölgesi olan ülkemizde hayvanların iç içe, sıkışık olarak barındırılmasının insani ve vicdani olmadığı gibi tıbba ve yaşam hakkına da aykırıdır. Doğal afetlerde "Can kaybı yok." dediğiniz çok sayıda koyun, keçi, inek ve sığırların yanarak üst üste öldüklerini hatırlatmakta yarar var. Köpekler için düşünelim, mevcut durumdaki hayvan bakımevlerinin sayısı ve kapasitesi düşünüldüğünde 3 milyon 900 bin hayvanın iç içe barındırılması ne hayvan sağlığı için ne de toplum sağlığı için uygun değildir. Normal şartlar altında dahi barınaklar salgın hastalıklarla yıkılıyorken 4 milyon hayvan 105 bin kapasiteli bakımevine nasıl doldurulabilecektir? Bu kapasitede bir personel, iş gücü, insan gücü ve bütçe gücü yoktur. Bu madde hayvanların toplanıp esaret altında tutularak açıkça öldürülmesini öne sürmektedir. 2028 yılına kadar bakımevlerini kurma süresinin uzatılması etkin kısırlaştırma programının uygulanmasında belediyelerin görev ve sorumluluklarını yine, yeniden aksatmalarına neden olacaktır. 2028 yılına kadar topu taca atmak yerine neden bütün il ve ilçelerde nüfusa bakılmaksızın kısırlaştırma ve ilk yardım üniteleri kurulmamaktadır? Seçilen bu yöntem sağ elle sol kulağı göstermekten, sözde kısırlaştırılacağı iddia edilen az sayıdaki hayvanları da uçuruma atmaktan başka bir şey değildir.

Değerli milletvekilleri, bir diğer husus ise sokakta yaşayan hayvanların sahiplendirilmelerine yönelik mevcut yasal engellere yönelik hiçbir değişikliğin önerilmemesidir. Geçici bakımevlerinden gerektiği gibi sahiplendirme yapılmaması, yapılan az sayıdaki sahiplendirme faaliyetlerinin ve verilerinin şeffaf olmaması ve sahiplenecek kişilerin gerekli denetimlerden ve eğitimlerden geçmemesi yıllardır bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Dahası, hayvan sahiplenmek isteyen insanların karşısına apartman, lojman, site yönetim kuralları çıkmaktadır. Sitelerde, site dışındaki sokaklarda ve kendi bölgelerinde besleme yaparken insanların hayvan düşmanları tarafından öldürülmesi, dövülmesi ve bu suçların çoğunun cezasız kalması bir Türkiye gerçeğiyken toplumu kutuplaştırıcı bu vakaların çözümüne yönelik olumlu herhangi bir adım görülmemektedir. Geçici bakımevi olarak işletilmesi gereken barınaklardan sahiplenmek neredeyse imkânsızdır çünkü çoğu bakımevine gönüllülerin ve ziyaretçilerin girmesi, fotoğraf ve video çekmesi de yasaktır. Tüm bunlara bir çözüm ortada yokken getirilen bu düzenleme aslında sorunu tam da çözmek yerine derinleştirmektedir. O yüzden, işte, şu anda -kaç oldu- on altı-on yedi saattir devam etmekte olan görüşmelerde insanlar, 81 ilde milyonlarca insan nefesini tutmuş Meclisten çıkacak kararı beklemektedir. İşte, az ötede gönüllüler bekliyorlar, söylediğimiz her sözü, sizin ağzınızdan çıkacak her sözü inanın, heyecanla bekliyorlar ve bir an önce bu kanun teklifinin çekilmesini istiyorlar. O yüzden biz onlarla birlikte "Devlet öldürmez, yaşatır." diyoruz, "Kısırlaştır, yerinde yaşat." diyoruz, "Bu kanlı yasaya hayır." diyoruz. Değerli arkadaşlarım, lütfen bir kez daha -başta da söylemiştim- elinizi vicdanınıza koyun ve iş işten geçmeden bir daha düşünün, bu yasa teklifini geri çekin.