BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ben de Çiçek Vekilimin söylediği yerde alayım. Son sözü direnenler söyleyecek. Bu teklifi belki Meclisten geçireceksiniz ama sokaktan geçiremeyeceksiniz. Belediyelerin çoğunu kaybettiniz ve CHP'li belediyeler açıkladılar, DEM'li belediyeler açıkladılar, "Biz bu yasayı uygulamayacağız, tam aksine yaşatacağız." dediler. Ama ne olacak? Bu Komisyondan bakın, daha bu yasa teklifi tartışılırken hayvanlara şiddet arttı ve Bu Komisyondan bu yasa teklifi geçerse daha da artacak, çağrılar var zaten. İzmir'de 28 kurşunla katledilen insanların arkasından "28 dıkşın" diye "tweet" atan serserilerin savunduğu yasa teklifi bu karşımızdaki. Yani bu hakikaten de bir rezillik. Hakikaten bu lobiciler diyorlar ki: "Çocuklarımızı savunuyoruz." Sonra da 2 çocuk annesi bir kadın anne-babasıyla birlikte İzmir'de katlediliyor ve bulunma dalga geçiyorlar. O sokağın fotoğrafını paylaşıp "Teksas gibi yer." diye paylaşıyorlar. Ar, haya kalmamış insanlar sizin arkanıza dizilmiş, bunu bir düşünün deriz. Deriz de düşünür müsünüz? Hiç sanmıyoruz.

Bizim burada çalışmamızı geçelim, işçi ve memur statüsünde çay ocağında çalışan arkadaşlar, lokantada çalışan arkadaşlar, burada görevli polis memurları yirmi dört saatlerini devirdiler ve mesaiye devam edecekler. Bakın, işçi memur statüsünde olabilir ama paryadırlar. "Köle" bile demiyorum, kölenin belki daha fazla hakkı vardır. Gerçekten burada insanları -sadece vekilleri değil- buradaki Meclisteki çalışma arkadaşlarımızı rezalet bir şartlarda çalıştırıyorsunuz fakat "gık" diyemiyorlar. Sendikalaştıkları zaman mobbinge uğrayan insanlar çünkü istediğiniz sendikaya üye olmazlarsa mobbinge uğrayan insanlar. Bu Meclisten de kimsenin bir hayır beklediği yok, sokaktaki insanın buradan umudu kesilmiş. Boşuna bütün geceyi Ankara'nın parklarında geçirmede hayvanseverler, sizden umut beklemiyorlar, o parklarda bekleyerek başka insanlara çağrı yapıyorlar "Yaşamı savunun." diye, sizin katliamı örgütleyen bu yasa teklifinize karşı yaşamı örgütleyenler var. Niye konuşuyoruz burada? Çünkü yaşamı örgütleyenler şu Meclis sıralarında sadece sizin olmadığınızı bilsinler, umutsuzluğa kapılmasınlar diye. Ama yine de ben de şu sözle bitireceğim: Son sözü direnenler söyleyecek, son sözü hayattan yana olanlar söyleyecek, son sözü barıştan yana olanlar söyleyecek; son sözü eşitlik, adalet, özgürlükten yana olanlar söyleyecek ve bu tasarıda son sözü doğaya saygısı olanlar, doğaya ait olanlar söyleyecek.

Teşekkürler.