Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 18 .07.2024 |
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Arkadaşlar birçok konuya değindi, tekrara girmeden 2 ana hususa dikkat çekmek istiyorum.
Aslında, AK PARTİ'li arkadaşlarımız da şüphesiz bu konu gündeme gelecek olsa, kendi vicdanlarının sesini ve sokakta duydukları emeklinin feryadını dinleyerek, değil 12.500 liranın, asgari ücrete endekslenmiş bir en az emekli ücretinin dahi sadra şifa bir gelir olmayacağını teslim edeceklerdir. Bugün asgari ücretliye de 1 Temmuzda zam verilmemesinin bir izahı yoktu. "Bunlar enflasyonu artırır." denildi ama aynı dönemde yüzde 38 oranında enerjiye verilen zammın, buna endeksli olarak yakıta gelen zammın enflasyona etkisinin dikkate alınmadığı bir mantıkla karşı karşıyayız. Bugün değil, 12.500; 17.200 lira ya da arttırılmış bir asgari ücretle emekliye 20 bin lira dahi versek, emin olun, emeklinin evine gelen et miktarı, emeklinin yaptığı pazar alışverişi artmayacak çünkü bugün eğer bir emeklinin evi yok ise Ankara'da, İzmir'de, İstanbul'da en kötü kiralık evin değerinin 8-10 bin liradan aşağıya olmadığı bir dönem içerisindeyiz ve maalesef, gelir adaletsizliğinin büyük bir uçuruma döndüğü bir noktadayız. Lüks yerler dolup taşıyor, oralarda bir boşluk göremiyoruz ama emekli evine bırakınız 1 kilo eti, 1 kilo tavuk eti, hatta tavuk kırıntısı bile götürmekte zorlanıyor ve burada, en önemli, göstergeleri bozan şey, burada TÜİK vesaire eleştiriliyor haklı olarak ama büyük fotoğrafa baktığımızda, bizim iç ve dış borçlanmamızın da ve bu gelir adaletsizliğinin de temel sebebi 2018'den sonra başına buyruk, keyfine buyruk yürütülen politikalardır ve bu da maalesef Türk tipi Cumhurbaşkanlığı sistemiyle eşleşmektedir.
Şimdi, Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan da ifade etti, birçok alanda kayıt dışılık var. Biz şu anda kayıt dışı bir IMF programı dahi uygulamıyoruz. Yani sıkı bir maliye ve para politikası, bir ülkenin ekonomisini düzeltmez. Biz, tabii, gidiyoruz, IMF'ye sunumlar yapıyoruz, takdirler alıyoruz, beğeniler alıyoruz ama eğer IMF'yle kameralar önünde bir imza atılmış olsaydı, o IMF'nin ve Dünya Bankasının "sosyal riski azaltma" başlığı altında programa koyacağı maddeler, emin olun, bugün emeklinin, asgari ücretlinin ve en alt gelir grubunun durumunu daha iyi bir noktaya getirebilirdi. Bu programın sadece para politikalarına, maliye ve finans politikalarına odaklanması -Türkiye'de artık en alt gelir grubunun ki bunun da önemli bir kısmı emeklidir- emekliler açısından gerçekten insan onuruna aykırı birçok vakayla karşılaşmamıza sebebiyet veriyor.
Arkadaşlar ifade etti, bu kısımla bitiriyorum. Bütçe bir tercih meselesidir. 33 milyar... Ancak bu kadar gücümüz yetiyor. Şöyle hızlıca bir bakalım, tekrar ediyorum -sayın vekilim isterse bütün belgelerini de delillerini de konuşuruz- davetiye yoluyla ihale sistemine son verilse, deprem ihaleleri denetim altına alınsa, kur korumalı mevduat programı bu kadar inatlaşılarak sürdürülmese, kamu-özel iş birliği (KÖİ) projelerine dokunulsa, Devlet Malzeme Ofisinin alım sistemine müdahale edilse, kayıt dışılığa son verilse ve -artık özel uçak saltanatından vazgeçtik- filo hâlinde özel uçak seyahatlerinden vazgeçilse emin olun, emekliliğe değil bu 12.500 lirayı 17 bin lira yapmak -açlık sınırını kabul edilebilecek- 25.000 liraya kadar da bir destek vermek mümkün olacaktı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Bu, iktidar bunu tercih etmemiştir. Elbette arkadaşlarımızın da bu durumu bildiğini ve üzüldüğünü kabul ediyoruz. Sayın Başkanımızın da ifade ettiği gibi Genel Kurul seviyesinde bunun düzeltileceğine olan umudumuzu korumak istiyoruz.