| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .01.2016 |
HAMZA DAĞ (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, çok değerli bürokrat arkadaşlar; öncelikle Sayın Bakanım, hayırlı uğurlu olsun, Allah mahcup etmesin. Önemli bir bakanlığın görevlerini yüklenmiş durumdasınız. Önümüzdeki süreçte, inşallah, aile ve sosyal politikalar noktasında başarılı hizmetlere imza atarsınız.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı noktasında, öncelikle aile konusuna ve aile temeline bakmak istiyorum. 2011 yılında kurulan Bakanlık... Aslında daha önceki oturumlarda Sayın Usta birkaç defa 2011'deki KHK'dan eleştirilerde bulundu. Eleştirilecek çok yönler var mutlaka, bürokraside oldukları için onlar çok daha iyi biliyorlar. Ama dışarıdan bakan bir göz olarak ben, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının ve Gençlik Spor Bakanlığının bu ülke için ciddi bir kazanç olduğu kanaatindeyim ve bu bakanlıklar noktasında ülkemizde çok ciddi değişim ve dönüşümlerin sosyal olgular noktasında da önemli hizmetlerin yapılabileceği kanaatindeyim.
Aile, bizim için önemli. Her seferinde de söylüyoruz. Aile, toplumun temeli. Sosyal istikrar ve güvenin korunması aile yapısının sağlamlığına bağlı. Aidiyet ve sorumluluk bilinci başta olmak üzere merhamet, fedakârlık, hoşgörü ve paylaşma gibi değerlerin öncelikle çocuklara daha sonra gençlere aktarılmasında, ortak değerlerimizin, değerler hususumuzun geleceğe taşınmasında ailelerimiz ikamesi olmayan çok önemli fonksiyonlar icra etmektedir. Sorunlar karşısında bireylerin destek aldığı ve kendisine sığındığı ilk yapı yine aile ve ailenin merkezde olduğu yapıdır.
Aslında bu cümle birçok şeyi ciddi anlamda kapsıyor. Çünkü bir çocuğun kendi ülkesinin değerleri noktasında, millî değerleri, manevi değerleri noktasında yetişmiş olduğu ilk aşama aile. Aynı zamanda, büyüdüğü, ileri yaşlara geldiği zaman da toplumda şahsen de sıkıntı yaşasa, problem yaşasa, toplumsal olarak da problem yaşasak aile mefhumunun bozulmadığı toplumlar bu sıkıntı ve stresli dönemleri çok daha rahat bir şekilde atlatabiliyorlar, ki bunu kısa tarihimizde de görebiliyoruz. Özellikle 2001 krizini yaşadığımız süreçlerde, benzer krizleri yaşayan ülkelerle bizim ülkemizi karşılaştırdığımızda en temel farklılığın aile yapımız, komşuluk bilincimiz olduğunu ve bu krizden dolayı sıkıntı yaşayan birçok bireyin bu temel değerlerimiz noktasındaki gücümüzden dolayı bu krizi rahat, en azından toplumsal noktada biraz daha rahat bir şekilde atlatmamıza fırsat verdiğini söyleyebiliriz. O açıdan aile çok önemli. Bakanlığın da Aile Bakanlığı ve aile isminin burada ortaya konmuş olması bence referans alınması...
Öncelikle boşanma oranlarında, tabii ki, artışlar dile getiriliyor. Ben de milletvekili olmadan önce avukatlık yapan bir kardeşinizim. Dolayısıyla, avukatlık yaptığımız dönemde de karşılaştığımız birçok noktada bunun çok daha farklı sebepleri var. Bu farklı sebeplere inmek lazım. Dolayısıyla, bunu da mümkün olduğunda azaltacak politikaları mutlaka hayata geçirmemiz lazım.
Sosyal yardımlar konusunda, son yıllarda çok ciddi artışlar var. Bunu zaten herkes kabul ediyor. Muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımız da kabul ediliyorlar. Bu konuda, özellikle sosyal yardım noktasında 19 kat bir artış var. Buna tabii bakış açısında farklılıklarımız var. Muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımız "Fakirlik azaldı ondan sosyal yardım arttı." diyor. Ama benim toplumdan elde ettiğim ve gördüğüm nokta ve dolaştığımızda insanlarla istişare ettiğimizde, görüştüğümüzde, önceden yardım edilmeyen birçok noktada şu anda yardım edilir noktasında olduğu, bu sebeple bütçeden olan kaynağın bu bölüme daha az ayrılırken şimdi daha çok ayrılması sebebiyle bunun ciddi bir artış gösterdiğini görüyoruz.
Burada şöyle bir sıkıntımız olduğu kanaatindeyim sosyal yardımlar noktasında: Birçok alanda sosyal yardım yapıyoruz. Kirayla ilgili yardımlarımız var. Engelli vatandaşlara ve engelliye bakan kişilere yardımlarımız var. Yine, asker yakınlarına yardımlarımız var. Yine, bu kalemleri çokça artırabiliriz. Ama birçok kalem var. Bu kalem noktasında bir koordinasyon sağlamamız lazım. Belki de bu kalemleri belli bir standart noktasında ve belli kriterlerle tek bir çatı altında birleştirmemizde fayda olduğu kanaatindeyim.
Gazi ve şehit yakınlarıyla ilgili biliyorsunuz geçen dönem çıkardığımız bir kanun oldu. 6353 sayılı Kanun'la bu konuda gazilerimizle ve şehit yakınlarıyla ilgili birtakım düzenlemeler yapıldı. Ben, bu bağlamda, bugün Diyarbakır'da şehit olan 3 askerimize ve İzmirli hemşehrim Özgür Erdoğan'a Allah'tan rahmet diliyorum ve aynı zamanda da kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Tabii, en önemlisi de milletimizin başı sağ olsun.
İnşallah, burada müzakere ettiğimiz birçok konularda olduğu gibi... Bu çatışma ortamının devamını hiç kimse istemez. Ama burada herkesin üzerine düşen ve yapması gereken çok önemli hususlar var. Bunu da yerine getirdiği zaman, inşallah, bu ortamın bir an önce ortadan kalkmasını hepimiz canıgönülden istiyoruz.
Değerli Bakanım, değerli bürokrat arkadaşlar, değerli milletvekili arkadaşlarım; özellikle, bu, yetimler konusu önemli. Aslında önemli bir misyon yetimler ve burada Çocuk Esirgeme Kurumlarından koruyucu aile noktasına, sevgi evleri pozisyonuna geçmiş durumdayız. Burada yıllarca çektiğimiz bazı problemler var. Bunun, özellikle buralarda yetişecek çocuklarımızın belirli bazı yapılar noktasında, malum yapılar, paralel yapı noktasında... Bu hususa özellikle dikkat etmek gerektiği kanaatindeyim ve burada, yine, yetişecek çocuklarımızın değerler eğitimi konusunda da önemli bir şekilde yetiştirilmesi gerektiği düşüncesindeyim.
Bu bağlamda, aslında bu başlık altında Avrupa'daki uygulamalara dikkat çekmek istiyorum. Belki şimdiye kadar pek kimsenin dikkat çektiği bir konu değil. Geçen dönem İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda ziyaret ettiğimiz ve bir rapor hazırladığımız Avrupa'daki gençlik daireleri konusu. Avrupa'daki gençlik dairelerinde, birçok Türk vatandaşımızın, Türkiye Cumhuriyeti kökenli insanlarımızın çocuklarının değişik vesilelerle ailelerinden koparıldığını ve koruyucu aile diye çok farklı ailelere verildiğini görüyoruz. Bunun en açığa çıktığı nokta Hollanda'da olmuştu. Altı aylıkken alınan Furkan adında bir çocuğumuzun -biraz önce Garo Bey de paylaşmıştı- LGBTİ bir aileye verildiğini, orada meşru olduğu için öyle bir aileye verildiğini, o ailede yetiştirildiğini... Ve bunu da Sayın Cumhurbaşkanımız Hollanda'ya gittiğinde dile getirdiğinde ciddi anlamda gündem olmuştu.
Bu bağlamda, birçok vaka var. Mesela Almanya'da yaşanan bir vakada, çok genç yaşta, çocuk yaşta Almanya'ya giden bir genç kızımız on yıl önce geçirmiş olduğu bir psikolojik rahatsızlığın yıllar sonra, çocuğun doğumundan hemen sonra dosyasında görülmesinden dolayı çocuğunun elinden alındığını ve birçok mahkemede hakkını savunduğu hâlde, bir süre sonra da çocuğundan ayrı kalmanın getirmiş olduğu o ızdırapla sinir krizleri geçirmesi sebebiyle çocuğunu alamadığını ve bu sebeple... Aslında Google'a girdiğimizde de çok sayıda bu tarzda örneklerle karşılaşıyoruz. Bu önemli bir konu. Yani bu konuda, geçen dönemden bildiğim kadarıyla, ataşe konusunda yetki alınmıştı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından. Bu ataşelerin bu konuyu gerçekten ciddi anlamda takip etmesi gerektiği kanaatindeyim. Yurtdışı Türkler Başkanlığı da herhâlde çalışmıyor. Bu konuda bir görev çatışması olmadan belli bir birimin bu hususa özellikle dikkat etmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bir diğer husus -sürem azaldı- yine bizim sahadan edindiğimiz bazı izlenimler ve bilgiler doğrultusunda, bu, evde bakım maaşında... Belli bir süre sonra ailenin gelirinde artış oluyor ve gelirindeki artışı çoğu da bilmeden, haber verme ihtiyacı hissetmiyor veya bilmiyor ama bir süre sonra oradaki görevliler bunu tespit ettiği zaman geriye dönük, bir senelik, iki senelik cezalar çıkıyor; hem maaş kesiliyor hem ceza çıkıyor. Bu anlamda bize de çokça talepler geliyor. Bu hususu mutlaka düzenlememiz gerekiyor.
Yine, adres değişikliği konusunda, on beş gün içinde bildirimde bulunmadığı takdirde yaşanan bazı sıkıntılar var, bunlara vâkıfsınız zaten.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Dağ.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Son bir söz: Sayın Bakanım, bu, aile ve sosyal politikalar ilçe müdürlüğü... Bülent Bey de bahsetti, bazı yerlerde kaymakamlıklar yerine getiriyor, bazı yerlerde ilçe müdürlükleri. Bu konudaki bu ayrımı da ortadan kaldıracak şekilde bir çalışmayı hep beraber yapmamız lazım diyorum, teşekkür ediyorum.
İyi çalışmalar.