KOMİSYON KONUŞMASI

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli vekillerimiz, aynı şeyler üzerinde dönüp duruyoruz ama bu 6'ncı madde, 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Kanun'un temelinde 6'ncı madde vardı. Ne diyordu 6'ncı madde? Hayvan popülasyonunu kontrol etmek için yakala, kısırlaştır, yerine bırak prensibine dayanıyordu. Biz de bu 6'ncı madde üzerinde ağırlıklı olarak bir değişiklik yaptığınız bir yasa maddesiyle karşı karşıyayız. Tabii, yasayı toptan reddediyorum da ama bu 6'ncı madde ve ötanazi olayı tabii çok çok farklı. Şimdi, burada yerel yönetimlere doğru evrilen bir süreç var. Yerel yönetimler de ne yapacaklar? Sokak hayvanlarını yakalayacaklar, bakımevlerine götürecekler ve bu bakımevine götürürken bir türlü... Çünkü hayvan kaçacak, yakalamaya çalışacaklar, ya vurarak götürecekler, ya orada ölecek yani burada başlayacak bu ölüm işi. Daha sonra, bakımevlerine gittiklerinde çok fazla hayvan sayısıyla orada zaten karşılaşacağız ve "Nasıl ıslah edilecek?" onlarla ilgili herhangi bir şey yok.

Şimdi, hayvanları da böyle 2'ye ayırmış vaziyetteyiz: sahipli hayvan, sahipsiz hayvan. Aslında bunların hepsini -geçen konuşmamda da söyledim- biz insanlar yarattık. Hayvanların yerinde bizler oturuyoruz, her yer taş, her yer taş bina. Bundan kurtulmadığımız sürece, bu hayvanlara gerçekten iyi bir bakım vermediğimiz sürece, kısırlaştırmayı kontrollü bir şekilde yapmadığımız sürece bu hayvan artışı, hayvanlardaki artış devam edecek. Bu konuyla ilgili yaptığınız uluslararası araştırmada -eğer yaparsanız- bizim gibi ağır ötanaziyi kabul eden Romanya'da -2013 yılında kabul edilmiş- Bükreş'te 150 bin köpek öldürülmüş ama hâlen azaltamamışlar ve gerçekten de ülkelerinde bir kaos ortamı çıkmış; aynı şeyler bizde de olacak. O nedenle, gelin el birliğiyle ortak akılla yeniden değerlendirilip yeniden bilim insanlarıyla bilimden uzaklaşmadan bu maddelerin hepsini çekerek -yeni bir- "Hayvanlara daha iyi nasıl bakabiliriz..."

Bu hayvanların hepsi bize emanet, biz insanız ve can alma yetkimiz yok yani gerçekten yok. Bunlar burada konuşulunca, anlatınca, bir de dışarı çıkıp insanlarla karşılaşıp... Sürekli bu konu konuşuluyor biliyorsunuz. Artık hepimizin böyle gözlerinden yaşlar akmaya başladı ya, buna bizim hakkımız yok, toplumu bu kadar germeye. Daha gerçekçi sorunlarımız var: İnsanlarımız aç, köpeklerimiz aç. Toplumda bir açlık yaşıyoruz. Çay üreticileri bir taraftan çaylarını satamıyorlar, buğday satılamıyor, o kadar çok sorunumuz var ki... Sürekli gündem değiştiriyorsunuz. Şimdi konu, en hassas konu ya... Biz bu hayvanlarla beraber yaşamak istiyoruz.

Evet, istemiyoruz ki bu hayvanlar gidip birilerini ısırıp herhangi bir şey yapsın. Benim kendi oğlumda da yaşadım, benim oğlum da bir köpek tarafından ısırıldı ama "Gideyim de ben o köpeği öldüreyim." diye bakmadım. Mümkün olduğunca rehabilitasyon yapmamız lazım ve biz birlikte yaşamak zorundayız. Bu insanların ve hayvanların birlikte yaşayarak ortak yaşam kurması, herkesin ve çocuklarımıza bunları anlatmamız hak bu yani ben vicdanen... Lütfen herkes elini vicdanına koysun ve bu yasayı hemen geri çekin.

Teşekkür ediyorum.