Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 22 .07.2024 |
NEJLA DEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; sadece 5'inci madde değil, aslında tüm yasa çekilmelidir. Hepimiz samimi bir şekilde olaya baktığımızda, yaklaştığımızda tüm yasanın çekilmesi gerektiği kanaatindeyiz aslında. Çünkü her madde ucu açık ibareler, ucu açık tanımlamalarla dolu yani neresinden tutarsak tutalım her türlü ölümle bitiyor bu tasarı. Bence, bu yasa tasarısı çok daha hassas çalışılması gereken, toplumun da hassasiyet gösterdiği bir konu. Dolayısıyla daha uzun bir dönemde, daha sonra bütün kesimlerden temsilcilerle tartışılıp, konuşulup, fikirleri alınarak düzenlenmesi gereken bir tasarı. Aslında, bunda yol, yöntem bellidir, bütün dünya ülkelerinde uygulanan, yüzde 100 de başarı elde edilen "aşılat, kısırlaştır ve yerinde yaşat" yöntemi, ilkesi var. Yalnız, az önce, Sayın Harun Mertoğlu dedi ki: "'Aşılat, kısırlaştır, yerinde yaşat' yöntemi Türkiye'de başarısız olmuş bir yöntemdir." Bu, Türkiye'de uygulanan bir yöntem olmadı maalesef. Eğer hakkıyla gerçekten uygulanmış bir yöntem olsaydı nasıl ki her ülkede başarılı oluyorsa Türkiye'de de başarılı olacaktı, başarısız olan kesinlikle bu yöntem değildir, başarısız olan yöntemin uygulanmamış olmasıdır.
Sayın Komisyon üyeleri, şimdi, geçmişte yaşananlara bakarsanız tarih bir kez daha bu konuda tekerrür edecek ve köpeklerden sonra sıra ne yazık ki kedilere ve başka bir canlıya da gelecektir, diğer türlere de gelecektir çünkü cumhuriyetin ilk yıllarına bakıldığında bu durum açıkça görülmektedir. Bu dönemin gazetelerine bakılırsa ilk kırımdan geçirilen kargalar 1920'lerden itibaren hayvan katliamlarının öznesi olmuştu. Sistematik olarak sürdürülen hayvan katliamı 1924 yılında çıkarılan muzır hayvanların itlafı hakkındaki 13 maddelik düzenlemeyle yasal hâle getirilmiş oldu. 1924'ten 1925 Ocak ayına kadar bir yıl gibi kısa bir süre içerisinde 362 ayı, 20 binden fazla tilki, 7.900'den fazla kaplumbağa, 5 bin civarında çakal, 3.975 sansar, 126 bin küsur tavşan, 199 bin karga ve 25 binden fazla serçe öldürülmüştür, bu tarihte yaşandı yani. En az bu rakamlar kadar sarsıcı olansa bir vekilin öldürülen serçeler için "keyif için avlanan şeyler" demesi olmuştur. Yani 13 maddelik yasa keyif için hayvanların öldürülmesine kadar gitmiştir, biz tam olarak da bundan bahsediyoruz. Yani demem o ki 13 maddelik düzenlemeyle yasal hâle getirilen hayvan katliamı kedi öldürmeleriyle başlayıp en son yaban hayvanlarına kadar gitmiştir öldürmek için her şey, bakın öldürmek için her şey gerekçe gösterilebilinir ve bu gerekçeler, bu ölümler doğa katliamının önünü açar. Peki, bu ne demektir? Doğada besin zincirini kırarak, ekosistemi yok ederek, ekolojik dengeyi bozarak, dengesiz popülasyon artışlarıyla da felaketin sebebi olursunuz anlamına geliyor. Örneklendirecek olursak şöyle yaşanmış: İnsanlar gidip sorumlu, yetkili kişilere dediler ki: "Kargalar ekinlerimize zarar veriyor, toprağı ektiğimiz tohumlarımıza zarar veriyor ve biz yetkililerden bu konu için bir çözüm bulmasını istiyoruz."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN VAHİT KİRİŞCİ - Toparlayalım lütfen.
NEJLA DEMİR (Ağrı) - "E, çözüm belli, yasal olarak da önü de açık, o zaman 199 bin tane kargayı öldürelim." "Yetmedi aynı şekilde serçeler de ekinlere zarar veriyor, e o zaman 25 bin tane de serçeyi de öldürelim." Peki ne oldu dersiniz? Tahmin ediyorsunuzdur bu defa böcek popülasyonu arttı, çekirgelerin istilası yaşandı ve kıtlıklarla burun buruna gelindi ve aynı şekilde insanlar gidip yine şikâyette bulundular çünkü öldürmenin her türlü bir gerekçesi vardır dedik. "Kümes hayvanlarımızı tilkiler yaralıyor, bir de kuduz sorunu var, o da yayılabilir." dediler, yetkililerden çözüm istediler, yetkililer hemen çözüm de buldu, dediğim yasal olarak da önü açıktı. Bu defa da "20 binden fazla tilkiyi öldürelim." dediler ve öldürdüler. Hemen ardından ne oldu? Fare istilaları başladı. Bakın, o fare istilalarıyla birlikte bir de önü alınamayan bulaşıcı hastalıklar da kaçınılmaz sonuç oldu.
Şimdi, arkadaşlar, farkındasınız değil mi? Anlattığım şeylere bakılırsa daha önce öldürmek çözüm olmamış, öldürmek için yasalar çözüm olmamış ama öldürmekten çözüm alınmadığı gibi nasıl felaketlere sebep olduğu belgeleri ve bilgileriyle de ortada şimdi. Bozulan doğal denge bizi vurur sizi vurmaz mı zannediyorsunuz arkadaşlar? Öyle düşünüyorsanız ben söyleyeyim kesinlikle yanılıyorsunuz. Doğal denge inanın ki... Tarihsel sürece, geçmişe bakın, okuyun, araştırın, göreceksiniz, geçmişten dersler çıkarın. Yapacağınız bu değişikliklerle içinde bulunduğumuz zamanı değil bir bütün ekosistemin geleceğini nasıl tehdit ettiğinizin belki farkına varırsınız.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.