KOMİSYON KONUŞMASI

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Tamam Başkanım.

Şimdi, şöyle Değerli Başkanım: Sabah bir sunum yapıldı ama biz o sunumda sorularımıza yeterince cevap alamadığımızı düşünüyoruz. Kanun teklifinin tamamı üzerinden baktığımız zaman, olumlu bazı maddeler olmakla beraber, tabii, şeklen bir torba kanun olduğu için gene birbirleriyle ilintisi olmayan birtakım düzenlemeler yapıyoruz. Ben, burada, etki analizinin yeterince açık olmadığını düşünüyorum. Sonuçta genel bütçemizi etkileyecek birtakım düzenlemeler burada mevcut. Bununla ilgili Plan ve Bütçe Komisyonunun bir görüşü alınmış mıdır? Bununla ilgili etki analizleri... Çünkü biz parasal herhangi bir sonuç göremedik. Yani, bir düzenleme yapacağız, bazı gelirlerden vazgeçeceğiz ama bu gelirin ne kadar olduğuyla ilgili net birtakım ifadeler yok. Tabii, iki yıl önce bir yasa yaptık, burada Meclisten oy birliğiyle geçmiş bir yasaydı. Dönemin Ticaret Bakanının da burada önemli katkılarıyla; tüm sektörün paydaşlarının, muhalefetin, herkesin de görüşleri alınarak yapılmış, oy birliğiyle geçmiş bir kanun vardı. Tabii, şimdi, iki yıl önce yapılan bu kanuna yeniden yama yapma ihtiyacı nereden hasıl oldu, buna bir bakmak gerekiyor. Hele dönemin sonunda apar topar böyle bir yasa teklifinin gelmesi, böyle birtakım maddelerle ilgili, özellikle 11 ve 12'nci maddelerle ilgili birtakım düzenlemelerin tekrar yapılması bizce çok da olumlu değil ülke açısından çünkü biz, malum, ekonomik koşullar, enflasyonun yüksek oluşu, alım gücünün düşmesi, dövizdeki dalgalanmalar, ekonomik kriz içinde olan bir ülkeyiz; maalesef pandemiden sonra da bunu düzeltemedik. Maliye Bakanlığı bu konuda birtakım tedbirler açıklıyor. İşte, araç kiralamalarından tutun da bina kiralamalarına, işte, yerel yönetimlerin üç yıl boyunca neredeyse yatırım yapmamasına kadar birçok konuda tasarruf tedbirleri alınırken, yeni vergiler ihdas edilirken, katma değer vergilerinin oranları yükseltilirken, "10 bin lirayla nasıl yaşar bu emekli?" deyip de 12.500 liraya yükseltirken -ki önümüzdeki günlerde gelecek; Meclis bunu yapacak, böyle bir düzenlemeyi- 2.500 lirayı bile emeklimize neredeyse çok görürken yapılacak olan düzenlemenin devlet bütçesi üzerindeki etkisinin ne olduğunun burada açık ve net bir şekilde ifade ediliyor olması lazım. Çünkü, sonuç itibarıyla, biz şunu çok iyi biliyoruz: Bu geçmiş dönemde yapılan düzenlemedeki eşik değerlerini özellikle yüzde 20 ve yüzde 25 civarında aşabilecek firma sayısı bir elin beş parmağını geçmez: bu böyle olunca da bu bir özel düzenleme gibi oluyor. Yani, biz milyonları ilgilendiren, emeklileri ilgilendiren, öğrencileri ilgilendiren, çiftçileri ilgilendiren, taban fiyatlarını ilgilendiren konularda cimri davranırken, elimizi korkak alıştırırken, "Ya bütçemizin boyutu belli, bütçemizin büyüklüğü belli." derken var olan bir kanunda işleyen bir süreç devam ederken, sürecin ortasında böyle bir düzenlemeyi tekrar yapıyor olmanın çok mantıklı ve vicdani olmadığını düşünüyorum. Çünkü şöyle bir şey var maddede, diyor ki: "İşte, bu elektronik ticaret yapan firmalar 2022 yılı içinde büyümeleri yani pazar payındaki yüzde 20 dikkate alınmaz." Bu yüzde 20'yi niye öneriyor Bakanlık? Yüzde 20'yi şunun için öneriyor: Tekel olunmasın, uluslararası şirketler, küresel şirketler gelip yerli şirketleri yutmasın. Bu platformda daha fazla sayıda özellikle de yerli birtakım oyun kurucuları olsun, oyuncular olsun diye böyle bir sınırlama var. Ama 2024 için diyoruz ki: İşte, biz bu lisans ücretini alırken bu yüzde 20 kuralını esnetiyoruz, uygulamayacağız. Peki, başka ne diyoruz? Diyoruz ki: İşte, eğer ihracat yaptıysa ihracatının 4 katını net işlem hacminden düşeceğiz. Ondan sonra ne diyoruz? Teşvik belgesi aldıysa bu teşvik belgesinin de, kullandığı teşvik belgesinin de 4 katını gene bu net işlem hacminden düşeceğiz diyoruz. Peki, ne yapıyoruz biz burada aslında? Yaptığımız şu: Birilerinin net işlem hacmi çok yüksek ve bunun üzerinden, var olan yasayla biz bunlardan lisans ücreti alacağız. Biz, bunları, o tekelleşmenin sınırı dediğimiz sınırın altına çekelim ki ödeyecekleri vergiler düşsün. Zaten elimizdeki bu eşiklere baktığımız zaman zaten burada açık ve net bir şekilde görürsünüz bunu. Yani, mesela 2024 için diyoruz ki: 214 milyar TL üzeri bir miktar olursa net işlem hacminde yüzde 25'e girsin. Onun altına geldiği zaman, 213 milyara geldiği zaman bu yüzde 20'lere falan düşüyor. Yani bizim böyle bir skalamız var elimizde. Şimdi, yedi ay geçmiş, hangi firma teşvik belgesi bekliyor ya da hangi firma ne kadar teşvik belgesi aldı? Bu soruların cevabını bulmamız lazım. Hangi firma şimdiye kadar ne kadar ihracat yaptı? Bundan sonra, bu madde geçtikten sonra, son beş ay içinde ihracata mı yüklenecek? Bunları bulmak lazım. Peki, yurt içi, yurt dışı pazar payı büyüklükleri yüzde 20'nin üzerinde olan kaç tane şirket var? Bu şirketler hangileridir? Mesela bunları bilmek lazım.

Şimdi, ben, özellikle şurada örnek bir hesaplama yaptım. Yani olayın nereye vardığını ya da nereye varacağını daha net bir şekilde görmek üzere. Sabah sağ olsun Bakanlığımızın yetkililerinden bu eşik değerleri ve oranlarla ilgili tabloyu aldım. Arkadaşlarımızla oturduk, hemen basit bir "excel" tablosunda bu işi kendimize göre hesapladık. Şimdi, olay şudur: A şirketi var diyelim, bu yıl 460 milyar lira işlem hacmi olsun. Bakın, hep bu parasal örnek üzerinden olayı anlatacağım. 460 milyar işlem hacmi olsun ve 20 milyar da ihracat yaptığını düşünelim bu şirketin. Bu yıl ödeyeceği lisans bedeli 66 milyar. Bakın, 66 milyar yani biz bugün toplanmasak, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarımız bu teklifi getirmeseler, bugün, burada Türkiye Cumhuriyeti kasasına 66 milyar para girecek.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Nereden girecek 66 milyar?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - X bir firmanın işlem hacmi 460 milyar olduğunu varsayıyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Neye göre varsayıyorsunuz?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Şimdi, Sayın Başkanım, 1,8 trilyon işlem hacmi var burada, tüm Türkiye için, bütün şirketler için diyorum. Sabah da bizim arkadaşlarımız bahsettiler, biraz anlattılar bize bu işleri. Zaten yüzde 23 esnetme falan düşündüğünüz zaman bu işi yani demek ki bir şirket bu sınırlara geliyor, parasal anlamda yüzde 23'lere geliyor. Biz de buna böyle bir hesap yapıyoruz. Kendimizce bir matematik yapıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Yani bu değer aşağı olur, bu değer yukarı olur ama olayı anlatabilmek açısından yani şirketin işlem hacminin 214 milyar üzerinde olması durumunda, bu düzenleme sonunda nasıl bir kazanç elde edeceğini göstermek açısından.

Şimdi şöyle düşünüyoruz: Mesela teklife göre 460 milyarlık işlem hacmi olan şirket 20 milyar ihracat yapmış olsun ve 20 milyar da teşvik almış olsun. Bu hesabı yaptığımız zaman bu şirket ne kadar vergi veriyor biliyor musunuz? 16 milyar. Yani adam 460 milyar para kazanacak. Hiç değiştirmiyoruz, 460 milyar işlem hacmi değişmiyor ama bizim yapmış olduğumuz düzenlemeyle eğer yapmazsak 66 milyar, eğer düzenlemeyi biz buradan geçirirsek 16 milyar. Burada tam 50 milyarlık bir devletin kasasına girmesi gereken bir kazanç devletin kasasına girmiyor. Bakın, biz bu devletin suyunu içiyoruz burada arkadaşlar, bu millet bize maaş veriyor. Biz. emekliye 2.500 lirayı dahi verirken burada kılı kırk yararken, biz tasarruf tedbirleriyle, yeni vergi düzenlemeleriyle -ki yeni vergi paketinde küçük platformlar, e-ticaret yapan platformlarla ilgili yeni vergiler getiriyoruz- vergiyi tabana yayıyoruz, onların üstünde yıkıyoruz ama büyük oyunculara yapacağımız düzenlemeyle buradan ciddi şekilde, şey yaparız arkadaşlar. Devletin kasasına girmesi gereken ama eğer düzenleme yaparsak onların kasasında kalacak bir şeyden bahsediyorum ben. Bu 11'inci ve 12'nci madde ülkemiz açısından sakıncalıdır. Zor günlerden geçiyoruz, hep beraber bir şey yapmak zorundayız. Tasarruf yapacaksak, enflasyonu düşüreceksek -bakın bu enflasyon yüksek tansiyon gibi, düşürmediğimiz sürece başımıza bela olacak, beyin kanaması geçirir bu devlet bu yüksek enflasyonla, tansiyonda olduğu gibi- biz, gelirleri artırıcı yönde, tasarruf edici yönde bir işlem ihdas edebiliriz bu Komisyonda. Bu Komisyon burada, yılın ortasında gelip bir düzenlemeyle büyük oyuncuların işine yarayacak birtakım düzenlemeler yapamaz. Burada bize şunu diyebilirler: "Ya, işte, biz bunları, bu miktarları ödeyemeyebiliriz. Ödemezsek küçülürüz." İstihdamla tehdit edebilirler bizi. Bu pazar var. O oyun kurucu, bu pazarda olmazsa bir başka oyun kurucu bu pazarda olur. Belki de yerli bir oyun kurucu bu pazarda olur. Bu pazar küçülmeyecek, bu pazar daha da büyüyecek. O zaman sen çekilirsen bir başkası o pazara girecek çünkü bu bir ihtiyaç; bunu görerek hareket edelim. Kimse burada "Ben platformumu kapatırım, pencere mi kapatırım?" demesin, başkaları da açar, başka oyun kurucular açar bu pencereleri bu ülke için. Yerli oyuncular açar bu ülkede bu pencereleri.

Bakın, biz bu şekilde tekelleşmenin önüne geçemeyiz. Böyle şirketlerin bu ülkede 50 milyar dolar, 100 milyar dolar cirolara ulaştığını düşünürsek -yarınki hedefleri de var bazı şirketlerin bu yönde- bakın, biz, burada artık bu işleri kontrol edemez hâle geliriz. Her yeri sustururlar, medyayı sustururlar, siyasetçiye manipülasyon yaparlar, sivil toplumu bu anlamıyla yönlendirir, yönetirler. O yüzden, bu yüzde 20'lik kural doğrudur. Bu pazarda başka oyun kurucuların da olması çok önemlidir, değerlidir. O yüzden, biz burada yapacağımız düzenlemenin ben ülkenin hayrına olmadığını düşünüyorum. Hele hele bugünlerde tasarrufu konuştuğumuz, yeni vergileri konuştuğumuz, sıkıntı çektiğimiz bugünlerde -sabah, buradaki Bakanlıktaki arkadaşların söylediği şekliyle söylüyorum, 1-2 firmadan bahsettiler- "Devlete 27-28 milyar lisans ücreti ödeyecekler; ama biz bu düzenlemeyi geçirirsek 6-7 milyara düşecek." dedikleri bir düzenlemeye, burada ülkesini seven, ülkesine bağlı, memleketini seven, bu ekonomik koşullarda zor günler geçiren insanların olduğu bu ülkede asla ve kata geçit verilemez. Hele hele iki yıl önce bu düzenleme...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Daha konuşacak mısınız?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Konuşacağım Başkanım, konuşmayalım mı?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yani kaç dakika oldu?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Olsun Başkanım, Komisyon yani burada sıra tahdidi mi var, kısıtlama mı var?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yani meramınızı anlattınız, anladık.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - İyi de arkadaşlar yani...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Buyurun devam edin, buyurun.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Şimdi, Başkanım, bir iş vardır ki süreyle sınırlanır; bir iş vardır ki süre sınırı tanımaz. 1 Mart tezkeresinde Deniz Baykal konuşurken Meclis Başkanı Bülent Arınç defaten konuşmasını uzatmıştır, "Konuşun Sayın Baykal, bilgilendirin Sayın Baykal." diyerek dönemin Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın konuşmasının süresi bitmesine rağmen uzatmıştır.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Yani konuşmak isteyen başka arkadaşlar da vardır.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Onlar da konuşacak, onlar da konuşur. Hayır Başkanım, işimiz mi var?

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Vaktimiz var.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Yani erken bitireceğimiz bir zaman mı var? Anlamadım yani biz bunun için buradayız.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam da meramınızı anlattınız kaç dakika oldu.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ya Başkanım, anlatalım yani biz konuşalım yani biz doğruyu konuşalım. Süreçte yani...

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Konuşa konuşa doğruyu bulacağız. Bir yanlışlık var, düzeltmeye çalışıyoruz.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Peki, devam edin.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Neyse yani Sayın Başkanım, sizin vicdanınız eğer bu anlamıyla bir Türk olarak rahatsa bu konuda...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Benim vicdanım çok rahat siz hiç merak etmeyin.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - ...bu konuda rahatsa...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Benim vicdanım çok rahat.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Yani eğer biz 20 milyar lira gelir indirimini birilerinin kasasında bırakacaksak, etki analiz raporunda bu konuda bir satır parasal bir şey geçmeden -bunu bakanlık yazıyor- bir satır parasal konular mevzular dahi geçmiyorken, Plan Bütçe Komisyonu bu konuda toplanmamışken, işte, Reklam Kurulu, Rekabet Kurulu, ne bileyim Hazine Maliye Bakanlığının burada değerli üst düzey bürokratları bu konuda bilgilendirme yapmıyorken rahatsa benim diyecek size söyleyecek bir şeyim yok ama dediğim gibi Sayın Başkanım, olumlu yönleri vardır, olumsuz yönleri 11'inci ve 12'nci maddedir. Bu 11'inci ve 12'nci maddeleri çekmek bu ülkenin hayrınadır, bu milletin hayrınadır. Geçen dönem bu işi yapan arkadaşların da doğru yaptığını düşünüyoruz. O arkadaşların da bu konuda ben bu yasanın arkasında durduğunu, bu teklifin onlarca da yanlış olduğunu biliyorum. Dediğim gibi 11'inci ve 12'nci maddenin çekilmesi bu ülkenin hayrına olacak. Biz burada birilerinin değil 80 milyonun temsilcisiyiz diyorum.

Saygılar sunuyorum.