KOMİSYON KONUŞMASI

ŞAHİN TİN (Denizli) - Teşekkür ederiz.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım. Değerli Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımız, çok değerli kurum, kuruluş ve Bakanlıklardan gelen bürokratlarımız, Bakan Yardımcımız; öncelikle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Tabii, aslında usul tartışması yaparken aslında kanunu da bir anlamda tartışmış olduk, öyle görülüyor.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sayın Bakanım, kanuna mı geçtik?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Geçmedik, geneli üzerinde bitmeden ben sizin önergenizi oylatacağım. Usul tartışmasını bitirdik.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Tamam.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Şimdi, ilk söz verdim, geneli bitmeden sizin önergenize geleceğiz.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Ben anlatacağım bey Ednan Bey, geneli üzerinde bir daha konuşma yapacaksınız zaten. Beş altı saat yapabilirsiniz.

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'miz yürürlük ve yürütme maddeleriyle birlikte toplam 14 maddeden oluşmaktadır.

Teklifle, tüketici ve konut kredileri, doğrudan satış sistemleri, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalar ile idari para cezaları konularında düzenlemeler yapıyoruz.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital ve şubesiz bankacılığın yaygınlaşmasıyla uyumlu olarak, tüketicilerimizin tüketici ve konut kredilerine uzaktan iletişim araçlarıyla hızlı bir şekilde ulaşmalarını sağlamak için 6502 sayılı Kanun'da yapılan düzenlemeyle tüketicilerimizin finansmana erişimini kolaylaştırıyoruz.

Büyük çoğunluğu kadınlardan oluşan ve yaklaşık 2 milyon kişinin gelir elde etmek için faaliyette bulunduğu, ekonomik büyüklüğü 10 milyar TL olan doğrudan satış sistemlerini düzenleyerek hem tüketicilerimize hem de gelir elde etmek isteyen doğrudan satıcılarımıza daha etkin koruma sağlıyoruz.

Diğer taraftan, halk arasında "saadet zinciri" olarak bilinen ve yasa dışı olan piramit satışlar ile doğrudan satışlar arasında ayrımı netleştirerek yasal olmayan piramit sistemlerin doğuracağı mağduriyetleri önlemeye çalışıyoruz.

Aldatıcı ve yanıltıcı reklamlar ile haksız ticari uygulamalara ilişkin idari yaptırım hükümlerinde yapılacak değişiklikle, aykırılığın haksızlık içeriği, ortaya çıkan mağduriyet, elde edilen menfaat ihlali, gerçekleştirenin kusuru ve ekonomik durumu gibi ağırlaştırıcı unsurları dikkate alarak idari para cezalarını 10 kata kadar artırıyoruz.

Yapılan bir diğer düzenlemeyle, hem idarenin işlem maliyetini hem de yargının iş yükünü azaltmak amacıyla, Kanun'un diğer tüm maddelerinde düzenlenmiş olan uzlaşma müessesi, ticari reklam ve haksız ticari uygulamalara ilişkin cezalar da getirilmektedir.

Ayrıca, ülkemizin ihracata dayalı büyüme stratejisi kapsamında belirlenen hedefler ve yurt dışı menşeli e-ticaret pazar yerlerinin ülkemizde son bir yıl içindeki güçlenişi göz önünde bulundurularak, yerli elektronik ticaret pazar yerlerinin yurt dışı satışlarının teşvik edilmesi, rekabetçi güçlerinin, istihdam yaratma potansiyellerinin ve yüksek teknoloji yatırımlarının artırılması amacıyla 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da da düzenleme yapıyoruz.

Bununla birlikte, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun kuruluşuna ilişkin 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde Kurumun gelirlerine ilişkin hüküm ile görev ve yetkileri kapsamında yer alan burs, ödül ve proje teşvik ikramiyesi gibi hususları içeren bir kısım mali hükümler Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olup Kurumun çalışmalarını sürdürebilmesi için uygulamada boşluk doğacak hususlarda yasal düzenleme yapılması ihtiyacı doğmuştur.

Bu doğrultuda, kanun teklifimizle Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun -yani TENMAK'ın- görev ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için, Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olan hükümlere ilişkin düzenleme yapmak amacıyla 2690 sayılı Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun Muafiyetleri ve Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun'un iki maddesinde değişiklik yapılması öngörülmektedir.

Kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bu arada, Değerli Başkanım, usul üzerinde de ben birkaç şey söylemek istiyorum, bu konular da konuşuldu.

Bazı milletvekili arkadaşlarımız sordu: "Bu kanun çalışmaları yapılırken kimlerle görüşme yapıldı?" TOBB'la, İhracatçılar Birliğiyle ve diğer bütün STK'lerle, odalarla ve bu konuya müdahil olmak isteyen her kim varsa -kuruluşlar- görüşmeler yapıldı. Aslında, aynı zamanda, bu konuları tabii ki Bakanlıklarımızın -Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı- temsilcileriyle beraber çalıştık. Burada en çok yoğunluk e-ticaret üzerinde sağlanıyor.

Tabii, değerli milletvekillerimizin hassas olduğu konular var; "Acaba bu kanun maddesiyle birileri mi korunuyor ya da birilerinin, işte, daha fazla kazanç elde etmesi mi sağlanıyor ya da vergide Hazine ve Maliye daha az mı vergi alıyor?" anlamında şüphelerini ve serzenişlerini biz burada duyduk, gördük, bunları tartıştık ama burada, ben, bir kere, bu kanun çalışmalarında vicdanen rahat olduğumu söyleyebilirim. Neden bu konuda rahat olduğunu söylüyorum? Ne ben devletimin ve hazinemizin, milletimizin burada zarar görmesini isterim aynı zamanda ne de burada bu e-ticaret platformu üzerinden ticaret yapan, küçük el sanatlarıyla... Biraz önce Şeref Bey gerçi Kars'taki ve Honaz'daki diğer el sanatlarını veya Babadağ'dakileri, Buldan'dakileri söyledi ama bakın, onlar kalkıp yurt dışına ihracat yapamıyorlar çünkü ufak bir işletmeleri var, el sanatları ya da diğer küçük üretimler yapıyorlar; dolayısıyla, bunların bir platform üzerinden taşınarak yurt dışına satılması gerekiyor. Bu, büyüyünceye kadar; bu şekilde büyükten sonra, zaten hepsi palazlandıktan sonra gidip kendi ihracatlarını yapıyor. Bu anlamda baktığımızda, bunun doğru bir yöntem olduğunu düşünüyorum. Yani, bir maddeden dolayı belki "Bir A firması burada çok para kazanıyor ya da vergi vermesi engelleniyor." gibi bir algı oluşmasını, oluşturulmasını ben doğru bulmuyorum. Eğer öyleyse, 2020 yılında çıkan kanunda, burada, Mecliste hep beraber, oy birliğiyle -Ednan Bey söyledi biraz önce- karar verildi, biliyorsunuz, geçirildi ama ardından da muhalefet olarak -CHP- Anayasa Mahkemesine iptali için gidildi. Yani, orada bir tezatlık olduysa, eğer varsa; bu, hep beraber görülüyorsa bugün bu kanun çıkarılırken neden o zaman bir tezat olduğu söyleniyor? Yani, o gün o kanun çıkarılırken, çıktığında Anayasa Mahkemesine gidilirken hangi amaçla gidildi? "Bu firma korunsun, batacak." diye mi gidildi yoksa "Piyasadaki esnaflar bu anlamda zarar görüyor." diye mi gidildi? Yani, bunun da o zaman mütaalasını iyi yapmak gerekiyor.

Şimdi, burada 270 bin esnaf üretim yapıyor, bunun 70 bini ihracat yapıyor. Bakın, şurada, bugün, 70 bin küçük üreticinin, bu pazar alanında -önümüzdeki birkaç yıl içerisinde- ihracat oranı söz konusu: 19 milyar TL. Eğer birkaç yıl içerisinde bu devam ederse bu oran 200 bine ve 400 milyar TL'ye kadar çıkacak. Yani, bu kanun teklifinin, o anlamda, ben ne ülke ekonomisine ne devletimize ve milletimize zararı olacağını düşünüyorum; burada, daha fazla kazanç elde edileceğini düşünüyorum.

Şimdi, Talat Bey dedi ki: "Esnaflar Odası Başkanıyım." Esnaflardan geliyorsunuz. Biz de esnafız, işte, Şeref Bey aynı şekilde, üretici, ihracat yapıyor bu anlamda, baktığımızda. Yani, şimdi, o zaman burada hangi esnafı korurken bu esnafları dışlıyoruz, ona bakmamız lazım. Eğer niyetimiz, düşüncemiz e-ticaret yapan platformun kapanmasını sağlayacak kanunlarla, ağır vergi şartlarıyla onları aşağı doğru çekmek ve bunların sahada başıboş kalmasını sağlamaksa bu ayrı bir şey; o zaman, bunun cevabını halka vermek lazım. "Biz bu kanun teklifini bundan dolayı istemedik; 270 bin kişi buradan ticaret yapmasın, efendim, iç piyasaya mal satmasın ya da ihracat yapmasın." diye şey yapmanız lazım.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Biz "Kapansın." demiyoruz Başkanım, burada bir yanlış anlaşma var herhâlde.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Bakın, ben bitireyim Talat Bey. Yok, yanlış anlamadım ve ben anladığımı söylüyorum.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Biz "Kapansın." demiyoruz.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Burada sadece seninki değil, ben genel anlamda konuşuyorum.

Şimdi, diğer küçük esnafların da önünü kesen yok; herkes ürettiğini satabiliyor, ticaret yapıyor. Direkt satıyorsa komisyon da ödemiyor e-ticaret platformunda; o zaman, demek ki rekabet etme şansı daha yüksek. Yani, ihracat konusunda, o zaman, önünü açan bu gibi A, B, C firmalarının bence daha çok teşvik edilmesi gerekiyor. Ki para verilmiyor bunlara; burada, sadece, teşviksel anlamda Teşvik Genel Müdürümüz vergi ve diğer muafiyet şeyinden bahsetti ki herkes, her işletme, her üretici bizim gibi teşvik alabiliyor; A, B, C şahısları yani kimse, kimliğine, şeyine bakılmadan her türlü firma burada alabiliyor. Ki biz Türkiye'de, dünyada ilk defa, bugün Amerika'da ya da Avrupa'da uygulanmayan e-ticaret şeyinde lisans ücretini getiriyoruz. Yani, hem vergisini ödüyor adam, KDV'sini ödüyor, stopajını ödüyor hem de -artı- lisans ücretini getirmiş oluyoruz. Neden? Türkiye'de e-ticaretteki dengeyi korumak, esnaflarımızın bu anlamda mağdur olmasını engellemek için.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - TELEKOM şirketleri de ödüyor lisans ücretini; onlar da KDV, vergi ödüyor; onlar da şey yapıyor.

ŞAHİN TİN (Denizli) - E-ticaretle uğraşan firmaları, onların sağlayacağı pazar paylarını, pazar alanlarında yapacakları çalışmaları da destekleyeceğini; bu konularda Türkiye'deki esnaflarımızın daha iyi noktalara gelmesini sağlayacağını düşündüğüm için ben bu kanun teklifimizin, inşallah, hayırlı olacağını düşünüyorum ve emeği geçen bütün arkadaşlara da ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Aydın Vekilimiz Ömer Özmen Bey de ikinci imzacımız ve birçok milletvekili arkadaşımız da burada destekçimiz yani imza sahibi.

Çok teşekkür ediyorum, hayırlı olsun diyorum.