KOMİSYON KONUŞMASI

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, çok değerli hazırun; hepinizi en içten saygılarımla selamlıyorum.

Tabii, bu kanun teklifinin asıl kritik maddesi 11'inci madde. Bu 11'inci maddeye benzer düzenleme 2022 yılında Meclisimizde görüşülmüştü, ben de o sırada görev yapmıştım ve Meclisimizde oy birliğiyle geçen bir kanundu. Bu kanunla e-ticaret firmaları belli ölçüde lisans ücretiyle vergilendiriliyorlardı, daha doğrusu lisans ücreti ödemek durumunda bırakılıyorlardı. Bu da ülkemiz açısından önemli bir kazanımdı, dolayısıyla da herkes burada elini taşın altına koydu. Sonrasında, tam da ödeme zamanı geldiğinde yani 2024 olduğunda yepyeni bir yasayla karşı karşıya kaldık. O sırada da ilgili firmalar -burada söylemekte sakınca yok- Trendyol, Alibaba yani Çinli bir firmanın büyük hâkim ortağı olduğu Trendyol şirketi Mecliste de Meclis dışında da önemli kulisler yapmıştı ve bu kulisler de basına yansımıştı. Türkiye'de tartışıldı, sonrasında her seviyede, özellikle basında ve siyasi partiler düzeyinde kimi iddialar ortaya atıldı, hatta bunlar zaman zaman da büyük bir tartışmanın konusu oldu ama şimdi, yine önemli bir kulis yapıldığını, güçlü birilerinin bu teklifi önümüze getirdiğini görüyoruz. Nereden biliyoruz? Bir defa, kamu şu anda gerçekten zor durumda. Sayenizde Türkiye, neredeyse hiç yaşamadığı ekonomik bir krizde, darboğazda ve her gün yeni bir vergi paketinden bahsediyoruz. En düşük emekli maaşını 10.000 liradan 12.500 liraya çıkardığınızda 33 milyar liralık bir ek yük geldiğini, bunun çok büyük bir yük olacağını, bunun sırtında küfe olanlar bakımından karşılanmasının çok zor olacağını, bunun ağır bir küfe olduğunu söylemişti Sayın Cumhurbaşkanı ve 33 milyar liranın çok büyük bir yük olduğu konusunda da siyasi iktidar sahipleri hemfikirler. Oysa, Türkiye'nin milyonlarca, 16 milyon emeklisinden bahsediyoruz, onların aylık gelirinden bahsediyoruz, onların neredeyse beslenememe durumundan, elektrik parasını ödeyememe durumundan veya suyunu ödeyememe durumundan veya eczaneye gittiği zaman katılım paylarını ödeyememesinden bahsediyoruz. Son derece yakıcı bir sorun ama burada Hükûmet son derece cimri davranıyor, 10 bin lira alan emeklinin maaşını 12.500 lira yapıyor ve bunu yaparken de "33 milyar liralık bir yükün altına girdim, bu çok ağır bir yük, ben bunu taşıyamıyorum, bu gerçekten zor bir şey. Özgür Özel 'Bunu 17 bin lira yapın.' diyor çünkü sırtında küfe yok." diyor. 17 bin lira olsa ne olacak? 80 milyar lira olacak. Şimdi, bunu niye söylüyorum değerli arkadaşlar? Çünkü baktığınızda burada getirilen düzenlemeyle "ihracatı teşvik ediyoruz" adı altında ihracatının 4 katı kadar bir kolaylık sağlıyorsunuz bu söz konusu firmaya ve buna benzer tekelleşmiş başka firma var ise. Ayrıca, diğer yatırımlarını da 4 kat çarparak düşürüyorsunuz. Yani burada, bu firmaya olağanüstü bir kolaylık sağlıyorsunuz. Oysa, daha önceki yasanın da yapılışında çok iyi anımsıyorum, tutanaklara da baktım, özellikle yerli sermayenin korunması, yerli üretimin artırılması, e-ticaretin geliştirilmesi, e-ticaretin önündeki engellerin kaldırılması gibi yaklaşımlar söz konusu olmuştu ve biz de bunu doğrusu desteklemiştik ama şimdi böylesine bir kriz durumunda 33 milyar lirayı çok büyük bir yük gibi gören bir iktidarın bizim önümüze, bir firmaya, sadece bir firmaya, bir hesaba göre 30 milyar, bir hesaba göre 80 milyar liraya kadar çıkabilecek bir kolaylığı sağlamasının arkasındaki mantığı burada tartışmak zorundayız ve bu teklifi getirenler -buradan söylemek zorundayız- büyük zan altındalar, büyük zan altındasınız. Size bugün de soracaklar, yarın da soracaklar, tarih önünde de soracaklar. "Bu teklifi niye hazırladınız, niye imzaladınız, hangi ilişkiler sonucunda size bunu imzalattılar?" diye soracaklar çünkü iki yıl önce geçmiş bir yasa var, ilgili Bakan Sayın Mehmet Muş'un da tutumu var, AKP içerisindeki kimi siyasetçilerin tutumlarını biz biliyoruz, MHP içerisindeki kimi siyasetçilerin tutumlarını biz biliyoruz, bizim tutumumuz zaten ortada, dolayısıyla burada kamunun, böylesine büyük bir paradan, böyle büyük bir gelirden niye vazgeçtiğini gerçekten ikna edici bir biçimde açıklanması gerekiyor. Tekrar ediyorum, 2022 yılında da bu kulis tartışmaları oldu, her partiye geldiler, görüştüler hatta buna benzer Amazonla ilgili Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa'da buna benzer yasalar görüşülürken Avrupa Parlamentosu'na bu ilgili firmaların girişinin yasaklandığını biliyor musunuz? Dolayısıyla bakın, burada çok ciddi bir hata yapıyoruz, çok ciddi bir kamu gelirinden vazgeçiyoruz ve bunu da niye yaptığınızı açıklayamıyorsunuz. Gerekçe ne? "İhracatı özendireceğiz." Gerekçe ne? "Yatırımları artıracağız." Yapın bunu. Zaten mevcut kanunda ihracatı zaten düşebiliyor lisans ücretinden, yatırımları düşebiliyor. Niye 4 katı? Çünkü ilk defa ödeme sırası geldi, iki yılın sonunda ilk defa ödeyecek. Beyler ilk defa ödeme zorunluluğuna geldikleri anda buradaki birileri imdada yetişiyor. Bir teklifle geliyorlar ve diyorlar ki: "Biz bunu bağışlayalım." Niye bağışlayacağız, niye vazgeçeceğiz 80 milyar liradan? "Çünkü ihracatı geliştireceğiz." Geliştirdiniz zaten, ihracatı zaten düşüyorsunuz. Niye 4 katı? Şimdi kalem elinizde, ağanın eli tutulmaz, 8 katı niye yazmadınız madem öyle, neye göre? İki yıl sonra bunu azaltacaksınız değil mi? Bir kanun teklifiyle daha gelmeyeceğinizin var mı garantisi? Ya, bu teklifi size kim yazdırdı, kim var arkasında? Çünkü bakıyoruz ve bunlar emin olun tarih önünde ortaya çıkacak, ben bu konuşmayı tutanağa yapıyorum, siz de elbette duyuyorsunuz, dinliyorsunuz nezaketle, çok teşekkür ederim, buradaki Komisyon tartışmaları çok değerli ama bu tutanaklara bunlar geçiyor arkadaşlar. Bunlar konuşulacak, şaibe altında kalacaksınız. Yani ben her birinizin burada masumiyetimden elbette şüphe etmiyorum, elbette ki sizin bir takım ilişkilere girmeyeceğinizden eminim, hiç öyle bir iddiam yok ama birileri bunu sorgulayacak çünkü burada açık, bir şirkete koruma var ve 80 milyar liraya kadar varabilecek bir gelirden vazgeçme var. Şimdi, görüşüyoruz, Genel Kurulda da görüşeceğiz, vergi kanununu görüşeceğiz, her yerden para bulmaya çalışıyor iktidar. Niye? Çünkü bütçe delik. "Emekliye 33 milyar verdim." diye çok büyük bir şey vermiş gibi düşünen bir iktidar, bir firmanın, bir kalemde, bir kanunun, bir maddesiyle 80 milyarını nasıl silebilir ve bunun gerekçesi ne olabilir?

AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) - 80 milyar liraya nasıl ulaştınız?

MURAT EMİR (Ankara) - Şöyle ulaştık, şöyle söyleyeyim: Bu yapılan hesaplara baktığınızda ödeyebileceği paranın ve bu üç yıllık zamana da yayılan bir şey, bir iki yılda değişecek oranlar var biliyorsunuz. Yani ilk başta söyledim bir hesaba göre 30 milyar, bir hesaba göre de 80 milyara kadar varabiliyor ama siz şunu iddia ediyorsanız eğer: "Ya Sayın Emir, bir dakika, 80 milyar yanlış, biz bir kalemde bu firmaya 80 milyar paslamıyoruz, 30 milyar paslıyoruz." diyorsanız bak, buradan tartışabiliriz gerçekten ama bakın, buradaki ekonomistlerin hesapları bunlar. Şimdi, burada oturmuşuz yüce Meclisin çatısı altında Komisyonda, Çinli bir firmanın Türkiye'de ödemesi gereken bir parayı silmeye çalışıyoruz ve neden sorusuna cevap arıyoruz. Neden arkadaşlar ya bunu niye yapıyoruz, kim var bunun arkasında, hangi kulisler var, hangi çabalar var? Dünyanın her yerinde bunların olduğunu biliyoruz ve bunlar ortaya çıkıyor ve Türkiye'de de ortaya çıkıyor ve çıkacak bunlar ve burada kalkacak her el bundan sorumlu olacak, bunun vebali var, hukuki sorumluluğu var, siyasi sorumluluğu var, vicdani sorumluluğu var; yapmayın bunu. Her bir kuruş bakın, şu anda Komisyonda sokak hayvanları konuşuluyor, ben orayı bıraktığımda araştırma önergesi vardı, tartışıyoruz. Efendim, sokak hayvanlarını elbette bu sorunu çözelim. Nasıl çözeceğiz? Para lazım. İş orada sıkışıyor ve iktidar diyor ki: "Belediyelere ben yazarım, talimat veririm, kanunu yazarım, belediyelerin zaten ayırmak zorunda oldukları bir fon var, bir oran var bütçelerinden, bunu ayırmayanı cezalandırırım bir yıldan üç yıla kadar. Ben oraya para ayırır ve ben bu sorunu ona çözdürtürüm." diyor. Ama bunun yetmeyeceğini, yani sadece bir barınağın bile maliyetinin bunu katbekat aştığını aslında hepimiz biliyoruz. Sorun parada sıkışıyor. Bakın, Türkiye'de çocuklarımızı doğru dürüst aşılayamıyoruz arkadaşlar, Türkiye'de çocukların aşılanma sorunu var. Mesela, sayın vekiller, meningokog aşısı yani meningokogsemiyi önleyen aşı Türkiye'de parayla alınıyor. Şu anda eczanedeki fiyatı 4 bin lira civarında olması lazım. Avrupa'nın neredeyse tamamı, Amerika Birleşik Devletleri, çocuklarına meningokog aşısını yapıyor, rutin aşılama programında yapıyor. Yani biz çocuklarımızdan menenjit aşısını esirgiyoruz yoksul bir ülkeyiz diye ama Çinli bir firmaya bir kalemde siz diyin ki 30 milyar lira ne fark edecek, o diyor ki 50 milyar lira, ben de diyorum ki 80 hesaplayan da var. Yani inanmayan beri gelsin hesaplayalım. Bunu biz nasıl yapabiliriz? Dolayısıyla burada bu kanuna açıklık getirenlerin "Ya biz burada ihracatı özendireceğiz, biz burada yatırımı artırıyoruz, özendiriyoruz, biz burada e-ticareti geliştireceğiz." diye açıklama yapmalarını kabul etmiyoruz. Bu değil, bu değil bu başka bir şey çünkü 4'le çarpmanızın bir gerekçesi olması lazım ve bunu gerçekten rakamlarla ortaya koymanız lazım, bunu yapamıyorsunuz, dolayısıyla burada, daha açık, daha şeffaf, daha samimi konuşmak zorundayız. Burada tekrar ediyorum, hukuki, vicdani, ahlaki, siyasi sorumluluk vardır, vebal vardır, yetim hakkı vardır, bütçenin talan edilmesi vardır; buna hiç kimsenin izin vermemesi gerekir. Aynen 2022'de olduğu gibi, o sırada da bütün partilerden milletvekilleri hep birlikte buna karşı çıkmıştık, yine aynısını yapmalıyız, yine demeliyiz ki: Bu Meclis harcanacak her bir kuruşun peşindedir, kimseye de peşkeş çekilecek 1 liramız yoktur, bu mesajı vermelidir. Komisyonumuza da bu düşmektedir.

Sabrınız için teşekkür ederim.