Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 2 |
Tarih | : | 23 .07.2024 |
NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kurumların değer temsilcileri, basınımızın çok değerli temsilcileri; gece hayli ilerledi, tabii sabahki enerjimiz kalmadı, hepiniz yoruldunuz, bizler de yorulduk. Herkesin kendine göre bir şeyi var. Bu saatte bu çalışmaların da çok verimli olduğunu düşünmüyorum. Yine de olsun, birbirimizi kırmadan güzel bir şekilde devam ediyoruz, bu güzel.
Benim olduğum bölge İstanbul'dan sonra ihracatta Türkiye 2'ncisi olan bir bölge -Sayın Başkanım bilir, daha önce Bakanlığımızı yaptı, bilir- OSB'lerin yoğun olduğu. Mesele Gebze, bir ilçe diye tanımlanır ama Gebze'ye baktığınız zaman 10 tane organize sanayi bölgesi var. Sadece Gebze'de 100'den fazla AR-GE merkezi var. Bunlar resmî AR-GE merkezleri, devletten teşvik alanlarının dışında bir de özel AR-GE merkezleri var. Örneğin, Bilim İlacın sadece 4.500 metrekarelik bir yerde 150'den fazla çalışan AR-GE mühendisi var. Biliyorsunuz TOGG'un AR-GE merkezi Gebze'de Bilişim Vadisi'nde binden fazla çalışan mühendisi var.
Şimdi, devlet kaybının çok arttığını biliyoruz. Devlet kaybını son zamanlarda ne yapıyor? İşte vergi paketi Genel Kurulda görüşülecek, vergi paketiyle karıştırmaya çalışıyor. Evet, sorunlu kredilerin sayısının arttığını görüyoruz. Finansmana erişim de gün geçtikçe zorlaşıyor. Daha birkaç hafta önce esnafa verdiğiniz can suyu kredisi 6.25'ten yüzde 30'a çıktı, tacire, tüccara 9,25 verdiğiniz kredi 56'ya 60'a çıktı. "Yerli ve millî" diye yola çıktık, Allah'a şükür göz bebeğimiz olan TOGG'u şimdi öldürmeye çalışıyoruz. Yerli ve millîlik nerede kaldı? Hepimiz konuşurken "Allah'a şükür." diyoruz, bu ülkenin vatandaşıyız "Yerli kaynaklarımızı kullanalım, yerli olsun. İnsan kaynağımız işte bu şekilde yetişsin. Millî olalım." diyoruz. Şimdi, arkadaşlar, bu masada oturan hiç kimse istihdama karşı değil, hepimiz istihdamın artmasını isteriz, üretimin artmasını isteriz, ticaretin gelişmesini isteriz. Şimdi, son zamanlarda toplum tüketim toplumu oldu. Biz "Ya, üreterek var olacağız ya da tüketerek yok olacağız." diyen bir neslin çocuklarıyız. Şimdi, artık benim bölgem için söyleyeyim, alın teri ne kadar kutsalsa akıl Teşekkür ederim de o kadar kutsal oldu. diyor. Bir bilişim vadimiz var, kuluçka merkezleriyle dolu Allah'a şükür, bir bilişim vadisinde TR 42 okulları var, euro 42 okulları Türkiye'de iki okuldan biri. Sayın Başkanım, bunda Cevahir Bey'in, sizin ve bizlerin de emeği vardır, biliyorsunuz. Orada her sene 350 öğrencimiz okutmansız eğitim modelinden eğitim görüyor ve benim bulunduğum zamanlar Gebze Ticaret Odası senede 175 bin euro lisans parası veriyordu, her öğrenci için 500 euro ve bu lisans paralarını da...
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Onu da zorla ben aldım senden.
NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Evet, hatırlıyorsunuz. Nereden? Allah razı olsun, öyle bir destek olduk biz de, sizler de şey yaptınız, herkes faydalanıyor. Bugün Türkiye'de 2 okul var biri İstanbul Vadisi'nde, diğeri de Gebze'deki Bilişim Vadisi'nde. Oradaki öğrencilerin bu şeyi bizim ödediğimiz lisans bedeli, her öğrenci için 500 euro ödüyoruz.
Şimdi, çok zamandır bakıyoruz, bu Komisyonun gündemini ben kendim bizzat özellikle takip ediyorum, önce BYD için Plan ve Bütçe Komisyonunda ısmarlama kanun maddesi ihdas edildi. Kabul edersiniz ya da etmezsiniz pat diye bu şekilde geldi. İlk önce ulusal basından öğrendik biz parlamenter olduğumuz, sonra bu hâlde geldi iki üç gün içinde geçti. Şimdi de dijital oyuncular çıktı karşımıza, bir dijitallik var, bunlar için bir kanun yapmaya kalkıyoruz. Evet, geçtiğimiz dönem 2022 yılında bir kanun zaten yapılmış, öğrendiklerimiz bu, sizin anlattıklarınız bu. E-ticarette lisans ücreti getirilerek hem adil ticaretin sağlanması hem de oluşan piyasadan gelir elde etmek için bu kanunun daha önce 2022'de yapıldı. Yanılmıyorsam o dönem oy birliğiyle geçti; sonradan belki itirazlar olmuş olabilir. 2023 yılında lisans ücretlerine ilişkin değişiklik yapılarak parasal sınırlar değiştirildi. Belki ihtiyaç vardı, değişen dünyada teknolojiye bir geçiş vardı, şimdi, 2024 yılında bir değişik daha teklif ediyorsunuz. Şimdi, bu kanun teklifiyle "E-ticaret şirketlerinin ihracat tutarlarını 4'le çarpalım, çıkan tutarı toplam cirodan düşelim, kalan tutarına lisans ücreti ödeyelim." deniyor. "Yatırım tutarında 4 misli tutarı lisans ücretinden düşelim." diyoruz. Sonuç olarak "Vergi ödemeyelim." diyorlar yani bir katkı -vergi demeyeyim de- sağlanmasının gelirlere diyorsunuz. Bu tek maddeyle 15 milyar veya 20 milyar veya adına ne derseniz deyin -bu rakam 10 milyardan, 15 milyardan az bir rakam değil- bu gelirden vazgeçiyoruz. Ne için vazgeçiyoruz bundan o da belli değil. Sevgili milletvekilleri, Sayın Şimşek "Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacağız." diyor. Baktığınızda vergi küfesini hep halkın sırtına yüklüyoruz. Yurt dışına çıkandan Deli Dumrul vergisi gibi 500 lira harç alacaksınız, ne için aldığınız da belli değil. Başka bir ülkede böyle bir uygulama var mı ben bilmiyorum, eğer varsa onu da öğrenmek istiyorum.
Çinli bir ticaret firmasına 15-20 milyar, otomobil firmasına 70 milyar istisna getireceksiniz. 50 liranın hesabını yapan Şimşek acaba bunu biliyor mu? Şimdi, nasıl olur, 50 liranın hesabını yapan Sayın Şimşek bu 78 milyar için sesini çıkarmaz, onu da anlamış değilim. Diğer yandan, Çinli firmalara yapılan bu istisna yerli üretimimizi sekteye uğratıyor. BYD'ye yapılan istisna neden yerli otomobil -demin de söyledim- TOGG'a yapılmıyor? TOGG'da, yerli ve millî bir markamız olsun diye herkes yola çıkmıştı ve hemen hemen 85 milyon, herkes de benimsemişti, sevmişti. Hatta biz "Nazar boncuğu olsun. Bu bizim markamız olsun." demiştik. Eğer istisna yapılacaksa lütfen bugün TOGG'u da konuşalım, bu istisnalar TOGG'a da gelsin; Plan ve Bütçede mi konuşacak, bizim Komisyonda mı, diğer komisyonlarda mı ama muhakkak bunun da olması gerekir. Bazı istisnalar belki var ama yarın öbür gün BYD satışa başladıktan sonra TOGG çok zarara girecek; inanın ürettiğiniz ürünün yüzde 10'unu bile satamayacaksınız. Diğer Avrupa ülkelerinde var, biliyorsunuz kendi markalarına özel kredi bile çıkartıyorlar, bunun da yapılması lazım diyorum.
Trendyola verdiğiniz bu istisna ortada, belli. Adı "Trendyol" olur veya "başka yol" olur, onu bilmem. E-ticaret markaları, esnaf, KOBİ'ler zarar görecek bundan. Bakın, ben ihracatın merkezi bir yerden geliyorum, İstanbul'dan sonra 2'nci sırada olan bir yerden geliyorum. İnanın, Napolyon'un dediği gibi, dünya tek başına bir ülke olsa başkenti İstanbul olurdu. İstanbul'u saymazsanız ihracatta Türkiye'de 1'inci sıradayız. Bunun benim ihracat yapan KOBİ'lerime hiçbir faydası yok. Demin Türker Bey çok güzel bir şey söyledi "Bunlardan almayacağımız lisans paralarını KOBİ'lere verin, KOBİ'ler işini geliştirsin, gelecekte onlara en büyük oyuncu olsun Avrupa'da." diyorum.
Şimdi, Çin devletine bir ayrıcalık tanıyoruz. "Kapitülasyon" demeyeceğim, gecenin geç saati, Başkan biraz kızıyor o kelimeye. Bir ayrıcalık verdiğiniz belli. Neden verilmiş? Onu da çözemedim, sabahtan beri düşünüyorum açıkçası. Yerli üreticilerimiz varken Çin'e neden bu kadar rağbet ediyoruz onu da anlamış değilim. Bugün Çin'e baktığınız zaman, yanılmıyorsam 200 den fazla otomobil markası var. Şimdi BYD'den sonra bir marka daha geliyor değil mi Rıdvan Bey, adı bizde saklı kalsın, bir marka daha geliyor yakında Türkiye.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sizinle mi anlaştılar?
NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Yok. Bizimle anlaşmalarına gerek yok. Bizim o kadar gücümüz yok.
BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ne bileyim yani, biliyorsanız onu söyleyin yani.
NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Yok, Rıdvan Bey'le konuşmuştuk, ben de otomotivci olduğum için oradan biliyorum.
Yeni bir marka daha geliyor. 200 den fazla marka var Çin'de. Bunlar yarın öbür gün geldiği zaman inanın Türkiye Çin'in çöplüğü hâline döner. Arkadaşlar, gelin, tarihe bir ışık tutalım, hep birlikte 11'inci ve 12'nci maddeyi çekelim, yarın gidelim, Genel Kurulda aslanlar gibi duralım. Kendi partim adına ben söz veriyorum, orada kim varsa, Genel Kurulda oyunu kullanacak, oybirliğiyle geçirelim diyorum. Bunu kabul etmek mümkün değil, yanlışı, gelin, yanlıştan dönelim.
Şimdi, diğer taraftan, Sayın Ekonomi Bakanımız diyor ki: "Ulusaşırı küresel şirketlerden yüzde 15 vergi almamız gerekir. Bugüne kadar bunu kaçırmışız." Kamuoyu yapıp bunu da vergi paketine koyacaksınız. O hâlde, ne vergi getirdiysek, neyi istisna yaptıysak bunun da hesabını vermek zorundayız. Evet, çok uluslu ülkelerden ek bir vergi alınacaksa muhakkak alınmalıdır. Üretim, istihdam, ticaret bizim ana felsefemiz olmalıdır ama hiç kimsenin de arka bahçesi olmayı gerek yok. Türkiye, kendi kaynaklarını iyi yönetirse, kendi kendini iyi yönetirse biz piyasalara hâkim oluruz diyorum.
Şimdi, ithalat ile ihracat... Hep ihracatı konuşuyoruz, hiç ithalatı konuşmuyoruz. Hani bizim 2023'te ihracatımız 500 milyar dolar olacaktı? Vietnam'a bakın, 97 milyon nüfus var Vietnam'ın, daha yeni, genç bir ülke sayılır, 1978'de ayrıldı, 1980'de kurulda falan Güney Vietnam, Kuzey Vietnam diye. 97 milyon nüfusu var, yanılmıyorsam enflasyon yüzde 3, işsizlik oranı yüzde 2, geçen seneki ihracatı da 351 milyar dolar ama bütçesine bakıyorsunuz, bütçenin çoğunluğu eğitime ayırmışlar, kendi kaynaklarını kendisi kullanmaya çalışıyor, marka ürünlerinin üretim merkezî olmaya aday.
Şimdi, bu dönemde yerli firmaların ayakta durmak için bir can suyuna ihtiyacı varken faizler yüzde 60'tan konuşuluyor, yüzde 55'ten aşağı finansmana erişim çok zor, o da alabilene aşk olsun. Koca bir pazar da bir firmaya -kusura bakmayın- peşkeş çekiliyor. Ne olur, gelin, hep birlikte bu yanlıştan dönelim diyorum.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.