BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Evet, Hocam, teşekkür ederiz.

Dünyadaki farklı örneklerle bize bir pencere açtınız. Son tahlilde şunu araya girerek söylemek durumundayım, biraz önceki kısım da söyleyecektim, Burcu Hanım'a söz vermeden önce. Şimdi, bu mesele etkileşim alma meselesi hepimizin bildiği gibi. Etkileşim almak için en absürt, en sakil bir içerik paylaşıyorsunuz. Hani bu köpeğin insanı ısırması haberdir, işte, gazeteciliğin temel kurallarından bir tanesi ama bir insanın köpeğin ısırması çok daha büyük haberdir bağlamında. Çok kısa, sizin bildiğinizi hatırlatmak istiyorum: Etkileşim almak için çok sakil, absürt bir şey yapıyorsunuz. Sonra, izleyiciyi, takipçinizi arttırmak için diyelim ki teşhircilik yapıyorsunuz, takipçi sayınız etkileşiminizi arttırdığında reklam almaya başlıyorsunuz ve reklam aldığınızda daha çok kazanç elde ediyorsunuz. Yani bence bu yasak meselesine... Yani tamam, biz çok yasağı konuşuyoruz, hepimiz yasaklara karşıyız, erişim engeline karşıyız fakat meselenin bir ticari boyutunu ve çok büyük bir... Yani burada Komisyonumuza tüm ağlar geldi, hiçbiri reklam gelirini açıklamadı, Türkiye'de ne kadar kazandığını da açıklamadı ve maalesef, ne kadar vergi verdiğini de Türkiye Büyük Millet Meclisine açıklamadı. Açıkladı mı? Dolayısıyla, meselenin bir ticari boyutunu, ekonomik faaliyet boyutunu, bir gelir elde etme boyutunu görmemiz lazım. Tabii ki biz doğal olarak başka yönlerini konuşuyoruz meselenin, buna dikkat çekmek istedim.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Efendim, Nazım Hocama bir küçük katkı sunabilir miyim?

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Burcugül Hanım müsaade ederse.