BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Bir saniye, çok özür dilerim.

Milletvekillerimin söz söyleme hakkını sonuna kadar savunuyorum. İnanılmaz nitelikli tartışmalar yaptık. Farklı fikirlerdeyiz, doğru. Artık toplantımızı yavaş yavaş toparlayıp tamamlamamız lazım. Söz isteyen vekillerimiz var, bundan sonra söz alacak vekillerimizin, rica ediyorum, daha kısa... Şimdi Hasan vekilim diyecek ki: Ya, Hocam, bize sıra geldi, sınırlama geldi. Estağfurullah, asla sınırlama değil.

HASAN ÖZTÜRK (Bursa) - Zeynep Hanım "Konuşulacak çok konu kalmadı." dedi ama maşallah çok iyi fikirler üretildi.

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Zaten konuşulmayan neredeyse hiçbir konu kalmadı. Burada hemfikiriz. Yani ben Ahmet Büyükgümüş'ün söylediği meseleyi çok önemsiyorum. Değerli arkadaşlar, ben söylemekten hicap duyarım. Sosyal medya, tamam, bir özgürlük alanı -söyledik zaten- yeni dünyanın agoraları fakat son tahlilde burası sadece bir özgürlük meydanı değil, aynı zamanda bir ticari faaliyetin olduğu ve ondan sonra çok büyük bir ekonominin döndüğü alanlar. İşte Sayın Tuncay Özkan söyledi. Tamam efendim, doğru, o yansımadı ama Zeynep Hanım'ın sadece bir kelimeyle bu "ifşalaşma" meselesi ve sizin söylediğiniz "mahremiyet duygusunu kaybetme" meselesi, bunları bizim sakin bir biçimde konuşmamız, mütalaa etmemiz lazım. Bu etkileşim alma uğruna artık nereye varacak, ne edecek? Son sözüm şu: Biliyorsunuz, bedava peynir kapanda oluyor. Yani burası sadece özgürlük alanı değil, bunu çok güzel söyledi. Okan Bey'e referans vereceğim yani burası küresel dünyanın yeni hegemonya alanı olduğu -böyledir demiyorum- böyle bir tartışmanın olduğuna da dikkat çekmek isterim.

Şimdi, Hasan Vekilime sözü bırakıyorum.