KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan. Sayın Bakan, 2024 yılı çiftçilerimiz için tam bir kara yıl oldu çünkü ne ürettiyse para kazanmadı, bütün ürünlerden zarar etti, alım fiyatları düşük tutuldu ve çiftçi borçlandı.

AYHAN BARUT (Adana) - Hepsi doğru.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bunda sizin kadar Hazine ve Maliye Bakanının size para vermeyerek yarattığı süreç var. Sizi öncelikle kutlarım, şu sunuş konuşmanızda çok güzel bir cümleyi buraya yazmışsınız. Ne diyorsunuz: “Plansız üretimden kaynaklanan kronikleşmiş dertlerimizi bitireceğiz, üretimde istikrar ve öngörülebilirliği sağlayacağız.” Yirmi iki yıldır yapılmayan şeyi yapacağınızı söylediğiniz için sizi tebrik ederim.

TARIM VE ORMAN BAKANI İBRAHİM YUMAKLI - Yaptık, yaptık.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Çünkü Adalet ve Kalkınma iktidarları döneminde “planlama” diye bir kavram yoktu, üretimle ilgili de değerine ürünler alınmadığı için çiftçi gerçekten topraktan uzaklaştı. Bakınız, bu dönemde çiftçiye düşük alım fiyatı uygulandığı için yaşadığı mağduriyeti keşke tüketiciye olumlu biçimde yansıyacak fiyatlarla ürüne erişseydi. 1 kilo buğdayın maliyeti... 7 liradan tüccar aldı, 1 kilo buğdaydan 800 gram un elde edilir, 8 tane de simit yapılır. Simidin bir tanesi 15 lira yani içine susamını, mayasını, tuzunu koysak bile tarlada üreten para kazanamadı, ondan mamul ürünü de vatandaş ucuza alamadı. Bakın, diyorlar ki: “İktidar icra makamı, muhalefet de eleştiriyor.” Eleştirmiyoruz, önerilerde bulunuyoruz, işte size birkaç somut öneri: Bir, modern sulamaya geçebilmek için kuyu sularının ruhsatlandırılması gerekiyor çünkü bankalar başka türlü kredi vermiyor. O zaman gelin, İç Anadolu başta olmak üzere çoğu bölgede kaçak kuyu ruhsatları, kuyu var yıllardır, bunlara ruhsat verelim, modern sulamaya geçsin, vahşi sulamadan kurtulalım ve böylece su kaynaklarını doğru kullanalım. İki, kanun teklifi verdim, çiftçilerin tümünün borçları 2027 yılına kadar ötelensin, faizler silinsin, böylece çiftçiye bir can suyu verilsin. Mazotta ÖTV’yi, KDV'yi kaldıralım, destekten vazgeçin çünkü verdiğiniz destek 20 milyar lira, ÖTV ve KDV’den aldığınız bunun 4 katı. O zaman ÖTV’yi, KDV'yi kaldırın, çiftçinin desteğini de mazotta vermeyin.

Bir de patates bizim bölgede 1 milyon ton yetişiyor. Bu yıl tarlada yüzde 35'i satılır, yüzde 65'i depoya konurdu, tüccar gelmedi, 3 lira civarında bir fiyat verdi, çiftçiler de patatesi depoya koydu. Şimdi "Toprak Mahsulleri Ofisi" diye elinizde bir kurum var. Bu kurum patatesi gitsin, çiftçiden üretim maliyeti artı makul kârla alsın, stoklasın ve bir süre sonra patatesin fiyatı tekrar yükselecek. Bedava vermesin, o piyasayı dengeleyici unsur olarak patatesi piyasa satsın. Tarım Kredi Kooperatifinin 4 bin marketi var, bu marketler eliyle patatesin fiyatının aşırı yükselmesi önlensin. Bakınız, buğdayda, arpada, fasulyede, kavunda, karpuzda, domateste, patlıcanda, biberde, soğanda, çerezlik ayçiçeğinde, üzümde, yer fıstığında, patateste, çayda üretici bu yıl mağdur oldu ama garip olan şu: Domates ekilen tarlaya geçen hafta gittim, boz toprak kırmızıya çalmış, ya bu kurtulabilir, işlenmiş ürüne dönüştürülebilir. Niye bu çiftçinin yanında Tarım ve Orman Bakanlığı olmaz? Niye işlenmiş, dondurulmuş gıdaya dönüştürülmesi için destek sağlamaz? Niye katma değerli ürün üretimine yol açmaz? Niye bununla ilgili tarımsal üretim sağlayacak tesislerin oluşturulmasını sağlamaz? "Saldım çayıra, Mevla'm kayıra." politikasıyla gerçekten bu yıl tüccarın eline bırakılan bir çiftçi var ve bu anlamda da çok dertliler, gittiğimiz zaman bizlere de dert yanıyorlar.

Bunun yanı sıra, yine, şimdi, marketlere bir düzenleme yaptınız. Market gidiyor, yerinden ürünü alabiliyor ama bir bakıyorsunuz, 3 tane aracı el değiştiren fiyatta ürün satıyor. Yani bu marketlerin bu fiyatlarını kimse kontrol etmiyor mu?

Bakanlığınız çok hantal "Gıda Bakanlığı" "Orman Bakanlığı" "Tarım Bakanlığı" diye bölünmeli çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Hem gıda stratejik bir alan, bununla ilgili bir düzenleme yapılmalı ve belediyeler denetimin içine mutlaka alınmalı. 2004'te kaldırılan yetkileri, kapatılan laboratuvarları yeniden açılmalı. Yoksa gerçekten ne yediğimizi, ne içtiğimizi bilmiyoruz, tükettiğimiz ürünün içeriğini kontrol ettiremiyoruz, laboratuvarlar yüksek ücret talep ediyor. Size ihbar gelmezse elinizdeki 7.500 görevliyle bu işi yapabilme şansınız yok. Onun için gıda da gerçekten önemli ölçüde sorunlu.

Bakın, açıkladınız taklit tağşişleri Türkiye çalkalandı çünkü sizin açıkladığınız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Onun için, gıdayla ilgili de yapılması gereken çok şey var.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sağ olun.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Beş dakikada bu kadar anlatılabiliyor. Ama şunu da söylüyorum...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Bir cümle daha, bitireceğim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer, teşekkür ediyorum, Sayın Öztürkmen bekliyor.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sayın Başkan, şunu bir açıklayayım, şimdi onu hemen söyleyeyim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bekliyor...

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 2024 yılında 2025 yılı için koyduğunuz 1 milyon 764 bin ton kırmızı et üretim tahminini 2 milyon 328 bine çıkardınız ve altına da yazmışsınız "İthal hayvanları dâhil ettik." diye, bu Cumhurbaşkanlığı Bütçe Hedefleri'nde var.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Soru kısmında soralım.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ya, bunu ithal hayvanla artırmanın yolu yerine yerli üreticiyi destekleseniz daha doğru yaparsınız.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sağ olun, teşekkür ediyorum.