| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ç) Türk Standardları Enstitüsü d) Türk Patent ve Marka Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi f) Türkiye Uzay Ajansı g) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ğ) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı h) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ı) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı i) Kalkınma Ajansları (Ankara, Bursa Eskişehir Bilecik, İstanbul) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .11.2024 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri, Sayın Bakan, Bakanlık ve kurumlarımızın değerli temsilcileri, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizin teknolojik dışa bağımlılığının azaltılmasını, sanayide yapısal dönüşümün sağlanmasını, yerel kaynakları harekete geçiren, nitelikli iş gücü istihdam eden, dijital çağa uyum sağlayan ve nihayet uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi oluşturulmasını "Lider Ülke Türkiye" hedefine ulaşılması bakımından oldukça önemli görüyoruz.
Bilim ve teknoloji politikamızın esasını bilime, bilim insanına, bilimsel düşünceye, yenilikçiliğe, teknoloji üretimine ve teknolojinin üretimde kullanımına önem verilmesi, üretim yöntemlerinin rekabetçi düzeye ulaştırılarak sanayileşmenin gerçekleştirilmesi ve bilgi toplumuna geçişin sağlanması oluşturmaktadır.
On İkinci Kalkınma Planı'nda yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim eksenlerden biri olarak belirlenmiştir. İmalat sanayisinde yatırımı, üretimi, istihdamı ve ihracatı artırmaya yönelik politikalara öncelik verilmiştir. İhracata dönük, teknoloji yoğun, katma değeri yüksek, yerel kaynakları azami seviyede kullanan, yeşil ve dijital dönüşümü odağına alan bir üretim yapısıyla ülkemiz imalat sanayisinin rekabetçiliğinin artırılması ve önemli bir üretim merkezi hâline getirilmesi hedeflenmektedir.
2019 yılında açıklanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Strateji Belgesi, ağırlıklı olarak teknolojik dönüşümü tasarlamış, ülkemizin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı temin edecek kritik teknolojilere yönelik politikalar "Millî Teknoloji Hamlesi" yaklaşımıyla uygulamaya konulmuştur. Türkiye, Millî Teknoloji Hamlesi'yle bugün ileri teknolojileri kendi imkân ve kabiliyetleriyle geliştirip üretebilen bir noktaya ulaşmıştır.
Burada maketlerini gördüğümüz KAAN, KIZILELMA, HÜRJET, GÖKBEY gibi konuşma süremde saymakla bitiremeyeceğim nice eserler -hamdolsun- Türk mühendisleri tarafından tasarlanıp millî ve yerli imkânlarla üretilmektedir. Yerli ve millî üretim potansiyelinin tümüyle harekete geçirilmesi, savunma sanayisindeki dev atılımların daha da güçlendirilmesi, enerjide yerli katkının daha da artırılması, savunma sanayisinde yakalanan ileri teknolojinin başka alanlarda da elde edilmesi hedeflenmelidir.
Türkiye, Eylül ayında açıklanan 2024 Küresel İnovasyon Endeksi'ne göre orta-üst gelir grubunda 3'üncü sıraya yükselerek önemli bir başarı elde etmiştir. Genel sıralamada ise 2023 yılına oranla 2 sıra birden yükselerek 37'nci sırada yer almıştır. Türkiye, yaratıcı çıktılar kategorisinde 16'ncı sırada yer almıştır. Ticari markalar ve endüstriyel tasarımlar alanında ise dünya genelinde 1'inci sıraya yükselmiştir. Bu durum, Türkiye'nin entelektüel varlıkları başarılı bir şekilde ticarileştirdiğini göstermektedir.
Şüphesiz teknolojik gelişmeyi, yenilikçiliği, verimliliği ve istihdamı esas alan üretim ekonomisi yaygınlaştırılmalı, Türkiye dışa açık ve rekabetçi bir yapı içerisinde dünya ekonomisiyle bütünleşerek bölgesel ve küresel gelişmelerin önde gelen belirleyicileri arasında yer almalıdır. Küresel ölçekte uluslararası rekabet baskısının giderek arttığı günümüzde imalat sanayisinde rekabet gücü belirleyicileri arasında en temel bileşenler olarak teknolojik dönüşüm ve yenilik yapma kapasitesi ön plana çıkmaktadır.
2023 yılında yüksek ve orta-yüksek teknolojili sektörlerin toplam imalat sanayisi ihracatından aldığı pay bir önceki yıla göre artarken orta-düşük ve düşük teknolojili sektörlerin payında azalış görülmüştür. Ocak-Eylül 2024 döneminde ise orta-yüksek teknolojili sektörlerin payı artarken diğerlerinin payında azalma olmuştur. Yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki payı artırılmalı, nispeten düşük teknolojili sektörlerde tasarım, markalaşma ve etkin pazarlama yoluyla katma değeri yüksek bir yapıya geçiş sağlanmalıdır.
Son yıllarda Türkiye'yi yüksek teknoloji üretim merkezi hâline getirecek büyük ölçekli yatırımlar hız kazanmıştır. Bu kapsamda ağustos ayında Cumhurbaşkanımız tarafından tanıtımı yapılan HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı'yla yarı iletkenler, mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, dijital teknolojiler, haberleşme, uzay ve bu alandaki değer zincirlerini geliştirecek 30'un üzerinde başlıkta vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolar tutarındaki kaynağın yüksek teknoloji yatırımlar için tahsis edilmesi öngörülmektedir.
2023 yılında yerli ve millî ilk yer gözlem uydusu İMECE'nin uzaya fırlatılmasının ardından 2024 yılında ülkemizin yerli ve millî olarak geliştirilen ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A uzay yolculuğuna başlamıştır. Millî Uzay Programı kapsamında 2024 yılında uzaya bilimsel misyonları gerçekleştirmek üzere ilk Türk vatandaşı gönderilmiş, on sekiz gün süren görev sırasında 13 bilimsel deney gerçekleştirilmiştir. Ayrıca yörünge altı araştırma uçuşu da 2'nci Türk astronot tarafından gerçekleştirilmiş olup bu kapsamda 7 bilimsel deney yapılmıştır. Ay Araştırma Programı'nın ilk aşaması olan AYAP-1 projesinde Ay'a ulaşması planlanan uzay aracının riskleri tanımlanmış, görev ve ön tasarım çalışmaları yapılmış olup kritik tasarım aşamasına devam edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 5,1 oranında büyüme kaydetmiş, 2024 yılının ilk yarısında yüzde 3,8 büyümüştür. Sanayi sektörü 2023 yılında binde 8; 2024 yılının ilk altı ayında yüzde 1,2 oranında ılımlı büyüme kaydetmiştir. Son yıllarda dünyada yaşanan pandemi, savaş, jeopolitik riskler ve krizlerin küresel ekonomide yavaşlamaya ve dış talep koşullarında bozulmaya yol açmasına, enflasyonist baskılara ve ülkemizde Şubat 2023'te yaşanan asrın felaketi depremlere ve yapılan seçimlere rağmen Türkiye'nin ekonomi alanında gösterdiği performans gerçekten anlamlı ve değerlidir.
Dış ticaret açığı ve cari açık hızla azalmakta olup istihdam ve iş gücüne katılım oranı tarihî seviyelere yükselmiştir. İmalat sanayi, istikrarlı büyüme, cari açığı azaltma ve kalıcı istihdam yaratma, teknolojik gelişim ve yenilikçilik gibi faktörler açısından kritik öneme sahiptir.
İmalat sanayi üretimi 2023 yılında yüzde 2,5; Ocak-Temmuz 2024 döneminde yüzde 0,3 artmıştır. İmalat sanayi ihracatı 2023 yılında binde 2, Ocak-Temmuz 2024 döneminde yüzde 3,7 oranında artmıştır. 2023 yılında ortalama yüzde 76,3 olarak gerçekleşen imalat sanayi kapasite kullanım oranı 2024 yılının ilk dokuz ayında ortalama yüzde 76 olmuştur. İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi ekimde 45,8'e yükselmekle birlikte hâlen eşik değerin altındadır. Ekim ayında Mevsimsellikten Arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi bir önceki aya göre 3 puan artarak 102,2 olmuş, böylelikle dört ay sonra 100'ün üzerine çıkılarak iyimser görünüm tarafına geçilmiştir. Üretim hacminde azalış bildirenler lehine olan seyrin de artış bildirenler lehine döndüğü gözlenmektedir. Bu süreçte sanayicilerin üretimini sürdürerek artırılabilmesi için özellikle KOBİ kredi koşullarının iyileştirilmesi, finansmana erişim için düşük faizli ve uzun vadeli kredi ile vergisel teşviklerin devreye girmesi, ihracatı destekleyici politikalara daha fazla öncelik verilmesi gerekli görülmektedir.
AR-GE harcamaları günümüz ekonomi dünyasının itici gücü ve ulusal rekabet ortamında önemli desteklerden biridir. Dünyada AR-GE harcamaları ile ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında doğrudan bir ilişki vardır. 2023 yılı itibarıyla AR-GE harcamalarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak yüzde 1,42'ye, AR-GE personeli sayısı yüzde 6,7 oranında artarak 290.850 kişiye çıkmıştır. Ancak AR-GE harcamaları ve insan gücündeki artışlar yeterli değildir. AR-GE ve yenilik faaliyetleri, küresel gelişmeler ve ülkemizin öncelikleri doğrultusunda artırılmalı ve geliştirilmeli, kamu ve özel kesim tarafından AR-GE ve yenilik faaliyetlerine daha fazla kaynak ayrılmalı, AR-GE insan gücü sayı ve nitelik olarak artırılmalıdır. Kamu kaynakları küresel düzeyde rekabetçi, AR-GE ve yenilik yapabilme kabiliyeti yüksek, sermaye yapısı güçlü, ölçek ekonomisinden azami düzeyde faydalanılabilecek üretim yapılarını oluşturacak şekilde kullanılmalıdır. Araştırma altyapılarının AR-GE ve yenilik ekosistemindeki etkinlikleri artırılmalı ve performansları izlenmelidir.
Ana ve yan sanayi entegrasyonu güçlendirilerek tasarım ve üretimde yurt içi katkı artırılmalı, marka geliştirilmelidir. Patentin ekonomik değerinin tespitinde yardımcı olmak, sanayi kesimi ile buluş sahibini bir araya getirmek ve yenilikçilik sürecinde destek sunmak için yeni mekanizmalar geliştirilmelidir. Yeni nitelikli endüstri bölgeleri oluşturulmalı, mevcut bölgelerin etkin kullanımı sağlanmalı, yatırımcıyı cezbedecek şekilde altyapısı tamamlanmalıdır.
Bilimsel ve teknolojik alanda atılım yapabilmenin önemli araçlarından olan teknokentler ve teknolojik serbest bölgelerin gelişimi ve yaygınlaşması temin edilmelidir. Millî teknoloji üretim merkezleri oluşturulmalı, bu kapsamda Ankara Türk dünyası bilimsel araştırma merkezi kurulmalıdır. Ortak bilimsel ve teknolojik araştırma ve geliştirme merkezleri vasıtasıyla uluslararası düzeyde bilimsel ve teknolojik iş birliği artırılmalıdır. Bilişim Vadisi Projesi geliştirilerek yaygınlaştırılmalı, sektörde faaliyet gösteren firmalar için altyapısı hazır alanlar tahsis edilmeli, ayrıca ülke düzeyinde farklı sektörlere ilişkin benzer projelerin uygulama imkânı bulabileceği uygun alanlar oluşturulmalıdır.
Millî yenilik sistemi kurularak bilimsel ve teknolojik araştırmaların yenilikler ve buna bağlı olarak verilecek patentler aracılığıyla üretime ve toplumsal faydaya dönüşmesi sağlanmalıdır.
İleri teknolojiye dayalı tasarım ve girişimcilik kapsamında şirket kuruluşları desteklenmeli, işletme sürecinde teşvikler getirilmelidir.
Dijital çağa uyum sağlayan ve dönüşümünü sağlıklı bir şekilde gerçekleştiren, uluslararası rekabet gücüne sahip bir sanayi hızla oluşturulmalıdır.
Sanayide dijital dönüşümün sağlanmasına destek olacak dijital dönüşüm merkezleri artırılmalıdır.
Üniversitelerin geleneksel fonksiyonlarının yanında bilginin ticarileştirilmesi yoluyla katma değerli ürün üretimi artırılmalı, marka ve patent üretme yetenekleri geliştirilmeli, sektör iş birliği güçlendirilmelidir.
Ülkemizde sosyal ve fen bilimleri ile fikir ve sanat alanında bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklim oluşturulmalı, temel eğitimden başlamak üzere eğitim ve üretimde aklın ve bilimin hâkimiyeti sağlanarak öğrenci ve üreticilere sorgulayıcı ve araştırmacı bir kimlik kazandırılmalı, araştırmacı insan gücü kapasitesi artırılmalıdır.
Yeni sanayi süreciyle birlikte oluşan veri araştırmacılığı, endüstriyel programcılık, robot koordinatörlüğü, 3 boyutlu yazıcı uzmanlığı, kullanıcı arayüzü tasarımcılığı, yeni teknolojiler mühendisliği, e-ticaret uzmanlığı, siber güvenlik uzmanlığı gibi meslekler için yönlendirilmiş politika çalışmalarına hız verilmelidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk sanayisinin gelişiminde organize sanayi bölgeleri kritik önem taşımaktadır. 81 ilde üretimin ve ihracatın kaynağı hâline gelen ve doğrudan istihdam sağlayan organize sanayi bölgeleri Türk sanayisinin gururudur. İhracat hedeflerine ulaşmada OSB'lerin rolü son derece büyüktür. OSB'ler, firmaların üretim maliyetlerini düşürmelerine ve daha verimli bir üretim altyapısına sahip olmalarına olanak sağlamaktadır. İhracatta katma değeri yüksek ürünler üretmek, inovasyonu teşvik etmek ve uluslararası pazarlara açılmak, OSB işletmelerinin katkıları sayesinde mümkündür. Dünyaya örnek gösterilen OSB'lerimizin kazanımlarının korunması ve geliştirilmesi Türk sanayisinin geleceği için gerçekten çok önemlidir. Hem OSB'lerimizin kapasitesini artıracak hem de OSB sanayicilerimizin rekabet güçlerini daha yukarıya taşıyacak çalışmalar sürdürülmelidir.
KOBİ'lerimiz için stratejik ürün destek programları etkinleştirilmeli, dijital dönüşüme ve inovasyona yönelik teşviklerle KOBİ'lerin yeni pazarlara açılması sağlanmalıdır. Küresel ekonomik gelişmelerden olumsuz etkilenmemesi için KOBİ'lerin rekabet gücünü koruyacak finansal destek mekanizmaları güçlendirilmelidir.
Sanayicinin iş gücü ihtiyacını karşılayacak şekilde uzun vadeli eğitim-istihdam ilişkisi kurulmalı, OSB'lerde kurulmuş olan mesleki lise ve yüksekokullarına eğitim desteği verilmeye devam edilmelidir.
Ekonomide istikrarlı bir büyümenin sağlanması, üretim, ihracat ve istihdamın artırılması bakımından özel sektör yatırımlarının desteklenmesi önem arz etmektedir. Dijital ve yeşil dönüşüm süreci de dikkate alınarak teşvik sistemi yenilenmeli, teşvik verilecek sektör ve projelerde mutlaka seçici olunmalı, verilen teşviklerin getirisinin ne olduğu iyi analiz ve takip edilmeli, teşvik politikaları buna göre belirlenmelidir.
İlçe bazlı teşvik sistemine geçilmesi önemli bir gelişme olmuştur. Belirlenen ilçeler 1 alt bölge, OSB'lerindeki yapılan yapılar ise 2 alt bölge teşviklerinden faydalanabilmektedir. Örneğin, Konya'nın 31 ilçesinden 21'i bu kapsamda yer almıştır; Ereğli, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir, Çumra, Ilgın, Kulu gibi gelişme potansiyeli bulunan ilçelerimiz kapsama girmemiştir. Esasen, ilçelerin sosyoekonomik gelişme endeksinde bulundukları kademeye karşılık gelen bölge teşviklerinden yararlandırılması, gelişme potansiyeli yüksek olan ilçelere yönelik de özel uygulamalar getirilmesi doğru olacaktır.
Standardizasyon ve kalite sektöründe uluslararası ve bölgesel ticaretin enerji, ulaşım, çevre yatırımlarını ve kalite, sağlık, hijyen, güvenlik, çevre kaygılarının artması, standardizasyonun önemi ve uygunluk değerlendirme hizmetlerine duyulan ihtiyacı artırmıştır. Türk Standartları Enstitüsünün kalite altyapısının güçlendirilmesi amacıyla laboratuvarların modernizasyonu ve kapasitesinin artırılmasına yönelik çalışmalar hızla tamamlanmalıdır.
Helal Akreditasyon Kurumu akreditasyon faaliyetlerini sürdürmektedir. 2024 yılı ilk yarısında toplam 176 akreditasyon talebi gelmiş, 82 akreditasyon kararı alınmıştır. Ülkemizde toplam 1.300'ün üzerinde helal belgeli üretim tesisi akreditasyon güvencesine kavuşmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çağdaş dünya nimetlerinden bütün vatandaşların hakça yararlandığı, kamu hizmetlerinin her vatandaşımız bakımından erişilebilir olduğu bir kalkınma modelinin gerçekleştirilmesi ve az gelişmiş yörelerde yaşayan insanımızın refah düzeyini yükselterek bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesi Milliyetçi Hareket Partisi olarak bölgesel kalkınma politikamızın esasını oluşturmaktadır. Bu amaçla öncelikle her il ve ilçe için hedef sektörler belirlenmeli, devlet-millet iş birliği içinde uygulamaya konulacak projelere destek verilmelidir.
Üniversiteler bulundukları bölgelerin sahip olduğu potansiyeli dikkate alarak ekonomik ve sosyal kalkınmalarına katkı sağlamalı, girişimci ile üniversiteler arasında etkin bir iş birliği geliştirilmelidir.
Yerel potansiyeli harekete geçirmek amacıyla az gelişmiş yöreler için risk sermayesi ve kredi garanti fonu sistemi geliştirilmelidir. Görece geri kalmış bölgelerde çevresine hizmet verme bakımından merkez olma işlevi taşıyan illerde cazibe merkezlerini destekleme programı uygulamasına devam edilmelidir.
Kalkınma ajansları tarafından sonuç odaklı program uygulamasına devam edilmeli, yönetim danışmanlığı alanında destek programları tasarlanarak uygulamaya konulmalıdır.
GAP, DAP, DOKAP, KOP gibi kalkınma projeleri hızla tamamlanmalı, yeni bölgesel ve kırsal kalkınma projeleri devreye konulmalıdır.
Metropoller dışındaki önemli sanayi, hizmet ve turizm merkezi niteliğindeki şehirlerin uluslararası alanda rekabetçi bir üretim yapısına kavuşturulması amacıyla başlatılan Üreten Şehirler Programı'nı çok önemli görüyoruz. Üreten Şehirler Programı geliştirilerek Anadolu'yu şaha kaldırmak için yeni bir fırsata dönüştürülmelidir.
Bilindiği gibi Marmara havzası ağır sanayi yatırımlarından dolayı sıkışmıştır. Sürdürülebilir kalkınma için sanayinin Konya gibi Anadolu'daki yeni merkezlere doğru kaydırılması gerektiği açıktır. Bu kapsamda uygulanacak politikalar ve alınacak tedbirler ülkenin kalkınmasına ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının giderilmesine önemli katkı sağlayacaktır.
Konya, ülke ekonomisine önemli katma değer sağlayan üretim merkezlerinden biridir. Esnek üretim yapısıyla imalat sanayisinde küresel piyasalara entegre bir endüstriyel büyüme odağı olmaya doğru ilerlemektedir. 754 fabrikanın üretim yaptığı, 65 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayan Konya OSB'de gerek yeşil dönüşümünde gerekse dijital dönüşümde diğer bölgelerimize örnek olacak çalışmalar yapılmaktadır. Konya OSB Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve TSE tarafından belirlenen 4 başlıktaki 40 farklı performans göstergesini eksiksiz yerine getirerek Türkiye'de Yeşil OSB Sertifikasını alan 9 OSB'den biri olmuştur. Konya büyük ölçekli yatırımlar için duyulan yeterli alanlara fazlasıyla sahiptir ve deprem riski en düşük iller arasındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Konya'ya pozitif ayrımcılık...
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun Başkanım, tabii ki.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Konya'nın bir savunma sanayisi üssü olması yönünde de önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Konya savunma sanayisinde stratejik ve rekabetçi bir güce ulaştırılmalıdır. Beyşehir, Üzümlü ve Huğlu'da yüz yılı aşan mazisi bulunan ve dünyanın dört bir yanına av tüfeği ihracatı yapan silah sanayisi daha da geliştirilmeli ve savunma sanayisine entegre edilmelidir. Bu çerçevede Beyşehir silah ihtisas organize sanayi bölgesi projesi uygulamaya mutlaka konulmalıdır.
Bakanlık ve kurumlarımızın bütçelerinin hayırlı ve bereketli olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Kalaycı, teşekkür ederim.