KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, Değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.

Sayın Bakanım, kapsamlı sunumunuz için teşekkür ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Türkiye'nin sanayi ve teknolojide aldığı mesafeyi, kazanımlarını, bilimin ve bilimsel düşüncenin çıktılarının sanayiyle entegrasyonu sonucunda elde edilen yerli ve millî katkıyı dikkatle takip ve takdir ediyoruz. On İkinci Kalkınma Planı’nda da ifade edildiği gibi, Türkiye'nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında yer alması, imalat sanayisinin millî gelirdeki payının yüzde 30'un üzerine çıkarılması, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatındaki payının yüzde 17'ye yükseltilmesi gibi yüksek plan hedeflerine ulaşmada Bakanlığınızın belirleyeceği ve uygulamaya koyacağı strateji ve politikalar kilit role sahiptir. Ekonomide uzun dönemli istikrarlı bir büyümenin sağlanması, sürdürülebilir sanayi üretiminden geçmektedir. Türkiye'nin üst üste on dört yıl ve kesintisiz 16 çeyrektir yakaladığı yüksek büyüme başarısının arkasındaki asıl itici güç, sahip olduğumuz güçlü sanayi altyapımız olmuştur.

Sanayi sektörü içinde gerek üretim değeri gerekse istihdam hacmi bakımından en büyük paya sahip önemli ve dinamik alt sektörlerden biri de imalat sanayisidir. Bu bağlamda kalkınma planı hedefi olarak da konulduğu gibi Türkiye ekonomisinin sektörel yapısında sanayi lehine bir dönüşümün sürdürülmesi önemli görülmektedir. Türkiye'nin imalat sanayisi faaliyetlerinde KOBİ niteliğindeki işletmelerin önemli bir yeri vardır. KOBİ'lerin Türkiye imalat sanayisi içinde toplam işletme ve istihdam sayıları bakımından yüksek ağırlığına rağmen oluşturulan katma değer yönüyle görece daha az ağırlık teşkil ettiği bilinmektedir. Bu bağlamda, KOBİ'lerin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, üretim ve pazarlama faaliyetlerinin ve ölçek büyütmelerinin desteklenmesi yararlı olacaktır. Değerli milletvekilleri, Türkiye, sanayi ve teknoloji alanında güçlü bir vizyon ortaya koyarak birçok yeniliğe imza atmış, atmaya da devam etmektedir. Sahip olduğu ileri teknoloji kapasitesiyle yerli ve millî savunma sanayisinde zirvededir. Ülkemiz için güvenlik ve ekonomik açıdan büyük öneme sahip olan savunma sanayisi alanında her biri milletimizi gururlandıran ürünlerimiz dış pazarlarda da artan bir ilgi görmektedir.

Sunumunuzda vurguladığımız gibi, hiç kimsenin Türkiye'ye zarar vermeyi aklından dahi geçiremeyeceği bir caydırıcılık seviyesine mutlaka geleceğimize biz de inanıyoruz. Savunma sanayisi, sanayinin odak sektörü olarak diğer alt sektörlerin gelişmesine de önemli katkı sağlamaktadır. Bu kapsamda, savunma sanayisi yatırımları stratejik öncelikler doğrultusunda teşvik edilip yönlendirilerek yeni şirketlerin sektöre ve savunma sanayisi ekosistemi içindeki girişimciliklere katılımı desteklenmeye devam edilmelidir.

Artan sanayi kapasitesi, yatırım için uygun ve yeterli yeni alanlar oluşturulması zaruretini de ortaya çıkarmaktadır. Özellikle İstanbul, Marmara Bölgesi ve büyük kentlerdekiler başta olmak üzere organize sanayi ve endüstri bölgelerinin genişleme taleplerini dikkate alan altyapılı yeni uygun endüstri ve teknoloji bölgelerinin oluşturulması, Türkiye'nin büyüme ve kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi bakımından zorunlu bulunmaktadır. Bu sürecin kentleşme politikalarıyla birlikte yönetilmesi, ileri teknoloji yoğun yatırımlara ve sektörlere öncelik veren bir yaklaşımın benimsenmesi, bununla birlikte uygun yatırım yeri taleplerinin bütünüyle karşılanmasını mümkün kılan bir planlamanın yapılması da gereklidir. Tabii, sektörün ihtiyacı olan eleman sıkıntısını giderecek mekanizmaların etkinleştirilmesi de hayati önemdedir.

Türkiye'nin yakaladığı bu gelişmede stratejik adımlardan biri olan Millî Teknoloji Hamlesi’nin başlatılmasının önemli bir rolü olmuştur. Millî Teknoloji Hamlesi Türkiye'nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek, kritik teknolojilerde atılım sağlayacak bir yaklaşımla yapılandırılmıştır. Yerli ve millî üretimi artırma ve stratejik alanlarda dışa bağımlılığı azaltma yönünde politikaların etkin bir şekilde uygulanmasıyla birçok kritik sektörde de yerli ve millî üretim artmıştır. Bu yöndeki katkılarınız için sizleri tekrar tebrik ediyoruz. Bununla birlikte, yerli üreticilerimizin rekabet gücünün artırılmasının, ana ve yan sanayi entegrasyonunun güçlendirilmesinin, tasarım ve üretimde yurt içi katkı payının yükseltilmesinin ve marka geliştirilmesinin, oluşacak yeni sanayi süreci için yönlendirilmiş politikalara hız verilmesinin beklenen hedeflerin gerçekleştirilmesi için önemli olacağını değerlendiriyoruz.

Değerli milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bilim ve teknoloji politikamızın esasını bilime, bilim insanına, bilimsel düşünceye, yenilikçiliğe, teknoloji üretimine ve teknolojinin üretimde kullanımına önem verilmesi ve bilgi toplumuna geçişin sağlanması oluşturmaktadır. Türkiye'nin küresel bir güç hâline gelmesinin yolu millî yenilik sistemini kurmuş, bilim ve teknoloji üretmekte yetkinleşmiş, bunları ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürme becerisini kazanmış, dünya bilimine ve teknolojisine katkıda bulunan ülkeler arasında yer alan bir ülke konumuna gelmesinden geçmektedir. Bu doğrultuda, ülkemizde bütünüyle bilimin ve bilimsel düşüncenin hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklimin oluşturulması önemlidir. Kuşkusuz, Türkiye’de nitelikli adımlarla bu alanda önemli bir aşama kaydetmiş, teknoloji kapasitesi yüksek önemli bir altyapı teşekkül ettirmiş, güçlü bir kurumsal kapasite inşa etmiş, bilgi teknolojilerinde eğitilmiş insan gücü yetiştirilmesine de önem vermiştir. Bununla beraber, bilimsel araştırmalara hem kamudan hem de özel sektörden daha fazla kaynak ayrılmasına ilişkin programlarla ilgili ileri teknoloji üretimine dönük yatırımlar hem yönlendirilmeli hem de desteklenmelidir. Ülkemizde sosyal bilimler ile fikir ve sanat alanında da bilimsel düşüncenin bütünüyle hayat bulacağı ve itibar göreceği bir iklim oluşturulmalıdır. Sosyal bilimlerde araştırma faaliyetleri daha çok desteklenerek milletimizin sahip olduğu değerlerinin ve zenginliklerinin ortaya çıkarılması ve tanıtılması sağlanmalıdır. Devletimizin ve milletimizin dününe ve bugününe ilişkin fırsat tehlike ve tehditlere dikkat çekilmesi suretiyle yaşadığımız çağın ve toplumsal gelişmelerin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlanmalıdır.

Sayın Bakanım, Bakanlığınızın önemli görevlerinden biri de bölgesel gelişmeye ilişkin politikalardır. Çağdaş dünya nimetlerinden bütün vatandaşlarımızın hakça yararlanması, kamu hizmetlerinin ülkemizin her yerinde her vatandaşımız bakımından erişilebilir olması ve refah düzeyinin yükseltilmesi, bölgesel kalkınma politikamızın esasını oluşturmaktadır. Bu amaçla, öncelikle, her il ve ilçe için hedef sektörler belirlenmesini, özellikle küçük ölçekli iller ve ilçeler için “bir il, bir ilçe, bir sektör” prensibinden hareketle hedef alt sektörlerin oluşturulmasını öngörüyoruz. Sanayi ve hizmetler alanında potansiyel arz eden orta büyüklükteki iller belirlenerek, kırsal alandan büyük kentlere doğru olan göçün bu merkezlerde tutularak yerinde istihdam sağlayacak kırsal kalkınma modellerinin yaygınlaştırılmasını gerekli görüyoruz. Üniversitelerin bulundukları yerlerin sahip olduğu potansiyeli dikkate alarak, yörenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlamasını, girişimci ile üniversite arasında etkin iş birliği geliştirilmesini, bu amaçla üniversitelerin harekete geçirilmesini önemsiyoruz. GAP, DAP, DOKAP, KOP gibi kalkınma projelerine hız kazandırılarak tamamlanmasını, üretim ve istihdam artışıyla elde edilen çıktının tüm vatandaşlarımızın istifadesine sunulmasını bölgesel kalkınma için önemli bir unsur olarak değerlendiriyoruz.

Ülkemizin her yerinde yapılan sanayi, teknoloji, ulaştırma, enerji ve benzeri altyapı yatırımlarla bölgeler arası gelişme farkını azaltma yolunda tarihî adımlar atılmış, terörle mücadelede elde edilen başarılarla da ülkemizin her yerinde ekonomik ve sosyal hayatı canlandıran yatırımların önü açılmıştır. Türkiye kamu ve özel sektör eliyle yaptığı hamlelerle, bilimle ve bilimsel düşünceyle desteklenen bir kavrayışla rekabet gücünü artırmaya, küresel önemli bir aktör olarak öne çıkmaya devam etmektedir. Elde edilen bu kazanımların, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ve Cumhur İttifakı’nın sağladığı demokratik siyasi istikrar ve yönetim istikrarıyla daha ileriye taşınarak Türkiye'nin lider ülke olma hedefine ulaşacağına inanıyoruz. Bu yöndeki çalışmalarınıza destek olacağımızı da ifade etmek istiyoruz. Bu düşüncelerle, bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Aksu.