Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a) Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ç) Türk Standardları Enstitüsü d) Türk Patent ve Marka Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi f) Türkiye Uzay Ajansı g) GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ğ) Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı h) Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ı) Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı i) Kalkınma Ajansları (Ankara, Bursa Eskişehir Bilecik, İstanbul) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .11.2024 |
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine bir rutindeyiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bütçesi var; aslında, şimdiye kadar gelmiş olan diğer bakanlıkların bütçelerinden daha farklı değil her şey. Her şey şu: Bakanlıklarımızdan veya bürokratlarından değil de sarayın Strateji ve Bütçe Başkanlığından gelen, tasnif edilmiş, yazılmış çizilmiş, rakamları konulmuş bütçeleri bizden bir iki gün evvel herhâlde siz öğreniyorsunuz, sonra da biz öğreniyoruz Sayın Bakan.
Şimdi, Sayın Bakanım, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatında hakikaten rekor seviyede artış olduğundan bahisle bir söz ettiniz; bu doğru aslında ama yüksek teknolojili ürünlerin Türkiye bütçesi içindeki payı toplamda yüzde 3,5'e tekabül edebiliyor ve üzülerek söylüyorum yani bu ihracat rakamlarının bizim aslında çalışan emeklimize, çiftçimize, esnafımıza veya işsizlere herhangi bir katkısı yok. Bunların belki o üretimi ve ihracatı yapan şirketlere, firmalara katkısı var ama bizim beklentimiz bu değil. Bizim beklentimiz... Ben Doğu Karadeniz'den geldim, oradaki tarımda çalışan ya da sanayide çalışan kesime ne yapabildik teknolojiyle ilgili? Geçen yıl, mesela, ben yine aynı sandalyeden Bakanlığınıza şunu demiştim: Ben o bölgeden geliyorum; bana çayın, fındığın toplanması, üretiminin çoğaltılabilmesi için teknoloji olarak bir şeyler geliştirmediniz. Bu yıl da bir şey değişmedi, buna dair hiçbir şey gelmedi. Dolayısıyla, burada bu gelirden yararlanan belli bir kesim var. Şöyle bir cümle daha kullandınız aslında: Ya, hakikaten bir altın çağ yaşama meselesi var özellikle. Bizim Rize Milletvekilimiz de çay tarımı için Meclis kürsüsünden "Altın çağ yaşıyoruz." demişti, siz de "Tarım ve teknolojik ürünlerde altın çağ yaşıyoruz." dediniz. Ya, bunların hiçbiri doğru değil, altın çağ falan yaşamıyoruz aslında yani teknoloji ürünlerindeki artışın olması Türkiye'nin altın çağ yaşadığı anlamına gelmiyor, bu doğru değil. Bizim baktığımız alan bu değil en azından. Mesela şöyle düşünün: Hepimizin göz bebeği olan TUSAŞ'ta yaşanan bir saldırı oldu, bu saldırıda yaşamını yitiren şehitlerimiz oldu; endişelendik, korktuk. Vefat edenlere başsağlığı diliyorum. Mesela niye orada güvenlik konusunda, teknolojik üstünlüklerimizle bir güvenlik sağlanması hususunda bir şey olmadı ya da neden bu saldırı oldu? Yüksek teknolojilerin üretimi meselesinde neden bu güvenlik zaafıyla karşı karşıya kaldık? İnsan düşünüyor bunu tabii yani. Bundan sonra kurumlarımızın yine tehdit eden değişimlerine karşı ürettiğiniz teknolojik gelişimlerin ne tür fayda sağlayacağını bize anlatın, biz de öğrenmiş olalım.
Herkes "Sayın Bakana bir sor." dedi, aslında bazı arkadaşlarım da söz etti. Sayın Cumhurbaşkanını tarlada hakikaten de ayağına galoş giyerek "Ben 2021 yılında traktörü, elektrikli traktörü Türk çiftçisinin kullanımına sunacağım." dedi. Mesela, siz neden bu bunun gerçekleşmesi için üzerinize düşen görevi yapmadınız? Örneğin, acaba saraydan size "Bu traktörün üretilmesiyle ilgili teknolojisinin çalışmasını yapın." diye bir talimat geldi mi? Siz bunları geldi de mi yapamadınız yoksa satılan bir hayal miydi? Bunları öğrenmek isterim. Tabii, "Hayal miydi?" sorusunu Sayın Cumhurbaşkanı cevaplayabilir elbette ama Bakanlığınıza böyle bir talebin gelip gelmediğini de işin doğrusu öğrenmek istiyorum.
Siyasi olacak biliyorum ama gerçekten de burada kararları biz veremiyoruz, siz de veremiyorsunuz, iktidarın ve ortağı olan milletvekillerinin hiçbir katkısı yok. Biz burada herhangi bir bütçenin eksik olan kısmının biraz tamamlanması için, biraz yükseltilmesi için -personel alınması olabilir, bir hizmetin yapılması olabilir- küçük ve Türkiye bütçesinin içinde büyük yerler tutmayacak herhangi bir öneri yaptığımızda dâhi blok olarak bütün önerilerimiz şu ana kadar reddedildi. Geçen yıl 730, bu yıl da başladığından beri muhalefet ekibinin verdiği bütün önergeler reddedildi. Bu hâliyle biz bu Plan ve Bütçe Komisyonunun verimli bir çalışma yaptığını nasıl söyleyebiliriz? Dolayısıyla, hani sizin söylediklerinizin saraydan gelmediğini ve söylediklerimize karşılık olmadığını biz nasıl söyleyebiliriz?
Şimdi, bu DOKAP meselesinde -DOKAP Başkanım arkada oturuyor, benim yabancım da değil, hemşehrimdir- bir türlü anlaşamıyoruz. Biz, bu DOKAP'ın yani Yeşil Yol Projesi'nin daha doğrusu -düzeltelim orayı- DOKAP'ın üstlendiği Yeşil Yol Projesi'nin Karadeniz'i yaralayan bir proje olduğunu düşünüyoruz. Neden yaralıyor? Çünkü DOKAP'ın amacının, DOKAP'taki Yeşil Yol'un amacının ne olduğunu biz hâlâ anlayamadık. Bugün yeniden tekrarlayabilirsiniz ama kamuoyunda şu bilgiler var: Yeşil Yol Projesi; birincisi, üzerinde turizm destinasyonları belirlenmiş, sahipleri belli olan kişiler için; ikincisi de maden şirketlerinin Batı'ya çıkardıkları ürünleri transfer etmek için hazırlanmış bir projedir. Burada kamu yararı yoktur, o Yeşil Yol'dan bizler halk olarak kendimiz yararlanamayacağız.
Sayın Bakan, Rize'de -özellikle oradan geldiğim için söylemek zorundayım- yirmi iki yıldır devam eden bir sorun var, küçük sanayi sitesi. Ya, bu insanlar bir yere sıkıştılar; ne yer gösteriliyor ne çözüm sunuluyor; ortakları her gün sürekli olarak bir şikâyet hâlinde. Teknoloji üretecekseniz, eğer faydamız olacaksa işte Rize'deki bu insanların sorunlarını çözmek için el atın; biz de mutlu olalım, memnun olalım.
Yine, beklentimiz, Türk çiftçisinin hakikaten desteğe çok ihtiyacı var. Teknolojik anlamda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kaynak ayırmayla ilgili çiftçiye mutlaka bir çalışma yapması lazım; bunun yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Normalde, evet, elbette bir büyüme var yani kendi içindeki büyümesini kabul ediyorum ama bunun vatandaşa yansıması açısından bir fayda görmüyorum. Örneğin yapay zekâda Türkiye'de çok geride kaldık, yapay zekâyla ilgili dünya çok büyük adım atmışken biz henüz hiçbir şey yapmadık. Geçen yıl uzaya gönderdiğimiz bir astronotumuz vardı, şimdi onun da bir komutan olarak atanması olarak bir durum duydum -doğru mudur bilmiyorum- havacılıkla ilgili bir yere atandığını duydum. Yani o uzay çalışmasının bilimsel karşılığının basına yansıyan bir hâlini henüz daha ben görmedim açıkçası ama bir Uzay Komutanlığımızın olduğunu duydum. Bu, sizi ilgilendiren bir durum değil ama teknolojik açıdan nasıl bir bağ vardır, belki bir cümle söyleyebilirsiniz.
Sayıştay raporlarında yer alan bazı hususlar var. Bazı binaların kendi değerinin beyanlarının yapılmadığı, bunların enflasyon düzeltmesinin yapılmadığı şeklinde bilgiler var. Bunlar çok önemli değil, herhâlde bunları düzeltirsiniz, teknik şeyler olduğunu düşünüyorum ama özetle söyleyebileceğim şey şu: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bütçesinde halka değebilecek olan, toplumun bütün katmanlarına değebilecek olan hususlar ya yok ya anlaşılmadı; var ise siz açıklarsınız, biz de yok olduğunu iddia ediyoruz.
Yine de bu bütçenin halkımız için hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Verdiğiniz sunum için de teşekkür ediyorum.
Saygılarımı sunuyorum.
OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ocaklı, teşekkür ederim.