KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET MUSTAFA GÜRBAN (Gaziantep) - Değerli hazırun, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayıştay raporlarına göre Bakanlığın mali ve idari yapısında ihlaller var. Bakanlık, en temel hesap işlemlerinden olan enflasyon düzeltmesini bile gerçekleştirememiştir. Konu enflasyon düzeltmesiyle vatandaştan para alınma olsaydı anında yapılırdı.

Sayın yetkililere sormak istiyorum: Bu mali tablo size yakışıyor mu? Bu durum sadece mali düzenlemelere aykırılık değil, keyfiyeti ve sorumsuzluğu da göstermektedir. Taşınmazların kayıt ve kontrolündeki açıklar kurumsal hafızanın olmadığının kanıtıdır. Taşra teşkilatlarının sahip olduğu taşınmazları kayıt etmemişsiniz; belli ki sizler yönetici değil, idarecisiniz; sizler kurumu yönetmiyorsunuz, idareten duruyorsunuz. Kişisel mal varlığınızdan haberiniz var mı? Ama çalıştığınız kurumdaki mal varlığından haberiniz yok. Sizler emanetçisiniz, emanete hıyanet edemezsiniz, emanete sahip çıkacaksınız. İdari para cezalarının tahakkuk kayıtları eksik. Siz tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözetmek zorundasınız; hangi makamda olduğunuzun farkına varın, işinizi iyi yapın.

Gelelim organize sanayi bölgeleri yapım işlerine. Yapılan işlerde fiyat farkları ÜFE'nin de üzerinde, işi yapanlara haksız avantaj sağlanmış. Mehmet Şimşek'in vatandaşı nefessiz vergilendireceğine, sizleri nefessiz kontrol etmesi lazım. Bu aradaki fiyat farkları kimlerin cebine girdi? Vatandaşın belini büktünüz, gırtlağına çöktünüz. Sayıştay raporlarına göre haksız avantaj sağlayan kişileri, firmaları açıklayacak mısınız? Bu konuda Bakanlığınızca araştırma yapıldı mı, yapıldıysa sorumlulara adli, idari işlem yapıldı mı?

Değerli hazırun, insanlığı ve dünyayı dönüştürecek yeni bir endüstri devrimi dönemindeyiz. Endüstri 4.0 dönüşümü inovasyon, esneklik ve verimlilik sütunları üzerinde yükseliyor, bu dönüşümü kaçıran ülkeler ve işletmeler dünya ticaretinden, teknoloji transferinden ve küresel finansmandan dışlanacaktır. Bu süreçte yeni iş alanlarını üretim ekosistemlerine dâhil etmek, gençlerimizi bu alanlara göre eğitmek, mevcut çalışanların beceri uyumsuzluğunu gidermek gerekmektedir. Bu dönüşümün bilmekle yetinmeyen, ileri düzeyde düşünme becerisine sahip bireylere ihtiyacı vardır, bunu başarabilecek ülkeler yeni sürecin öncüsü olabilecektir, geri kalanlar ise vagon olmaya devam edecek, hatta piyasadan silinme riskiyle karşı karşıya kalacaktır.

Ülkemizde sanayi ve teknoloji sektörünün en temel problemlerinin başında istihdam edilecek nitelikli iş gücü eksikliği gelmektedir. Beşerî sermaye bir ülkenin kalkınmasında en önemli faktörlerden biridir. Ülkemiz, yüksek genç nüfusuyla beşerî sermaye ihtiyacı duymayacak nadir ülkeler arasındadır. Peki, biz beşerî sermayemizi kalkınma için mi kullanıyoruz, yoksa gençliğimizi heba mı ediyoruz? Gençler ellerinde diplomalarıyla kapı kapı iş ararken şirketler de ihtiyacına göre personel aramaktadır, beceri uyumsuzluğu olarak karşımıza çıkan bu durum iş dünyasının personel, gençlerin de iş bulamamasına sebep olmaktadır. Bu durum, eğitim ile istihdam arasındaki ilişkinin kopukluğunu açıkça ortaya koyuyor.

Eğitim demişken, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinde sadece 1 tane TÜBİTAK Fen Lisesi vardır. 1 tane olan TÜBİTAK Fen Lisesi 2021 yılında eğitim öğretim hayatına başlamış. Orta vadeli planlar, projeler, fikirler sözde çok güzel; icraata gelince TÜBİTAK Fen Lisesi 1 tane. Bu okulumuza giren öğrencilerimizin her birisi ayrı bir değer. Sizler atanmış, çocuklarımız ise kazanmış; her birisi demek ki bizden daha değerli; yurt dışına zorla kaçırtmazsanız da hepsi ileride ülkemize en üst düzeyde, inşallah, fayda sağlayacaklar ama pansiyonları bile yok, kalacak yerleri yok. Anlatmaya gelince uçuyorsunuz, mangalda kül bırakmıyorsunuz, ülkenin göz bebeği sadece 1 tane olan okula pansiyon yapmıyorsunuz.

Çok merak ettiğim için TÜBİTAK Başkanına soruyorum ve hemen şimdi cevap istiyorum: TÜBİTAK Fen Lisesinde kaç öğrenci vardır, kadrolu öğretmen sayısı kaçtır? Buyurun. Cevap yok; 1 tane okul var ve cevap yok.

Sayın Bakanım, Sayın TÜBİTAK Başkanım; öğretmen atayamıyorsunuz, valilikten görevlendirme yapılarak öğretmenlerimiz görevlendiriliyor. Hâl böyleyken Endüstri 5.0'ı, Tarım 5.0'ı nasıl konuşacağız? Ülkemizin geleceği olan evlatlarımıza, destek olmayı geçtim, sahip çıkamıyorsunuz.

Konuşmama Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleriyle son veriyorum: "Türkiye Cumhuriyeti'nin özellikle bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk'ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ederim Sayın Gürban. Herkese aynı uygulamayı yapıyorum Sayın Gürban, teşekkür ediyorum.