KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.

Şimdi, beni burada rahatsız eden iki tane husus oldu değerli arkadaşlar. Birincisi yani orman yangınları oluyor, çölleşme var, göllerimiz kuruyor, sel felaketleri oluyor, ciddi çevre felaketlerine maruz kalan bir ülkeyiz. Şimdi, böyle bir ortamda yani çevre dediğimiz mesele bir siyasi partinin meselesi falan olamaz; sadece merkezî yönetimin, sadece yerel yönetimin meselesi de olamaz, hatta sadece tek bir ülkenin meselesi bile olmuyor. O yüzden, dünyada hep birlikte buna çözümler aranırken tutup şimdi Bakanın -ben CHP milletvekili falan değilim ama ortada bir adalet varsa- böyle bir tarafı sürekli suçlayıcı bir dille konuşmasını ben doğru bulmuyorum. Yani bunu hep beraber çözeceğiz. Burada merkezî yönetimin İzmir Körfezi’yle ilgili meselede sorumluluğu yok mu, kusuru olmamış mı? Yani onun da vardır, orada yerel yönetimin de vardır. Marmara’daki müsilaj meselesi yani sadece bir dönemdir Belediye Başkanlığı yapan Belediye Başkanının suçu mu? Yani burada yıllardan beri gelen bir problem var, hâlâ da problem çözülmüş falan değil. O yüzden, meseleye böyle bakmak lazımken hele hele Çevre Bakanı yani alanı itibarıyla herkesle hakikaten hoşgörü içerisinde bir tutum sergilemesi gerekirken bu tavrı çok yanlış.

İkincisi, arkadaşlar, vicdanınıza -diğer bakanları da dinliyoruz- şurada bir bütçe sunumu gördük mü? Elbette bunları anlatabilir ama bunların yeri burası değil. Yani bunları bir basın toplantısı yapar, zaten bunlar yapılıyor, anlatılır. Bir de yirmi iki yıl… Bakın, son yıla ilişkin, 2023 diye bir tane rakam gördük mü şurada? Sayın Bakan, size biz yirmi iki yıllık bütçe vermedik, yirmi iki yıllık bütçenin burada bize hesabını vermiyorsunuz. Bütçeler yıllık verilir, bunun yıllık hesabı verilir. Demek ki buradan şu çıkıyor: Demek ki son yıllarda hiçbir şey yapılmadı, hâlâ 2002’ye gidip… Ya, 2002 dünyanın en kötü tarihiydi, bunu kabul ediyoruz, 2002’de hiçbir şey yoktu; ateş bulunmamıştı, tekerlek keşfedilmemişti, hiçbir şey yoktu, hepsini siz yaptınız! Ama geçen yıla göre ne yaptınız? 2002 iktidar ortağı da sizin şu andaki ittifakınızın bir ortağı. Yani siyasi nezaket açısından zaten bu üslup uygun değil. O yüzden, bunları yapmamak lazım. Şimdi, burada İç Tüzük 160 çok net bir şekilde şunu söyler Sayın Başkan, der ki: Genel Kurulun çalışma düzenini ve huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyali getirmek ve kullanmak kınama cezasını gerektirir. Burası Genel Kurul değil Komisyon ama İç Tüzük hükümleri de kıyasen komisyona uygulanır. İsmail Bey doğru bir şey söyledi, geçenki tezeğe de karşı çıkmak gerekirdi ama tezek burada o kadar odağa falan oturmadı. Tezek getirmek de yanlıştır ama buraya şunu getirip onu orada tutmak… Mesela, dün buraya helikopterler, şeyler getirildi, biz bir şey dedik mi? Demedik çünkü burada işi provoke edici bir şey yoktu; anlatabildim mi? Yani bunu yapmak bence Sayın Bakana hiç yakışmadı, hiç de bir şey kazandırmaz kendisine.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERHAN USTA (Samsun) - Yani sizin meseleniz... Herkesle birlikte, ülkeler arası, bütün özel sektörüyle, belediyesiyle, merkezî yönetimiyle, hep birlikte çözülecek bir meselede siz yaptıklarınızı kendinize, yapılamayanları da bir başkasına yüklerseniz bu çözüm olmaz ve eğer bu üslup bugün devam ederse hakikaten bitmesi zor olur.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Usta, teşekkür ediyorum.