KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Tekrar çok teşekkür ederim.

Arkadaşlar, yani "hukukçu" dedim, ben bu lafımı biraz daha düzelterek hukukçu diyeceğim. Yani Türkiye'de hukuk, hukukçular eliyle katlediliyor. Sarf, sadece biz hukukçu kimliğiyle bakarsak -burada çok hukukçu arkadaşımız var, hepsinden de ayrı ayrı özür dilerim- yani hukuku hukukçular eliyle de bu ülkede katlediyoruz. Örnek var mı? Var. Mesela, biz, burada, Can Atalay'la ilgili... Can Atalay Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi mi? Üyesiydi. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi miydi? Üyesiydi. Cezaevi Alt Komisyonu üyeliğine seçildi mi bu Mecliste? Seçildi. Peki, o dönemde Can Atalay'la ilgili Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararını verdi ama 3. Ceza Dairesi dedi ki: "Ben Anayasa Mahkemesi kararını tanımam." Anayasa Mahkemesi üyeleri ve Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu. Bunu yapan kimlerdi? Bunu yapan hukukçulardı. Peki, bunu yapan hukukçulardan kim karşımızda bugün? O mahkemede yargıç olan Mehmet Akarca burada başdenetçi olarak karşınızda ve o dönem Anayasa Mahkemesini tanımıyorum... Hukuku katleden ve o kararı tanımayan arkadaşımız bugün başdenetçi, huzurumuza gelecek. Şimdi "hukukçu" deyip burada hukuku tanımayan, hukuku katleden, o kararda imzası olan insanları, eğer, biz burada… Hatta Yargıtay üyesi seçimine girdi. Yargıtay üyesi seçiminde o dönem kendi meslektaşları tarafından 33 oy verildi ve bu insan istenilmedi Yargıtayda. İstenilmeyen bir adamı, kişiyi, biz, burada ombudsman olarak seçecek olursak, hepimizin eliyle hukuku katletmiş oluruz çünkü, hukukçuluğunu orada ispatladı arkadaşımız. Onun için, kamu başdenetçiliği, ombudsmanlık bir teselli makamı, teselli kurumu değil arkadaşlar. Yani, sen Yargıtay Başkanlığına seçilemedin, seni başdenetçi yapıyoruz 133 oya karşı 33 oyla. Benim sizden istirhamım yani "hukukçu" demek yetmez; çünkü "hukukçu" dersek adres buraya çıkacak, bu adres yanlış adrestir, bu adres doğru adres değildir. Çünkü, Can Atalay'ın kararına Anayasa Mahkemesi hak ihlali diyor, efendim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşındı ve tekrar gidildi. Anayasa Mahkemesi: “Ben karar verdim artık, el çekmişim.”  Bu verilen kararların hepsi hukuka aykırıdır. Anayasa'yı tanımayan bir üyeye biz efendim, Türkiye'de şey diyeceğiz: Hak ihlalleriyle ilgili, kötü yönetime karşı araştırma yapacak, karar verecek. Böyle bir beklenti içerisine girmeyelim diye düşünüyorum.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Siz destek mi vereceksiniz?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) -  Nasıl?

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Siz mi destek veriyorsunuz?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ben özür dilerim, siz söz alın konuşun, ben düşüncemi söylüyorum.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Hayır, yani Mehmet Akarca’yla ilgili kim diyor seçilecek diye?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Beyefendi, ben düşüncemi söylüyorum, yani konuşmamı bölmek için... Rahatsız olduysanız da arkadaşlar, herkesin adresi "hukukçu"ya çıktığı için söylüyorum ben, açıklık getiriyorum. Yani sırf laf atmak için…

Buyurun, ben sizi dinliyorum.

AHMET SALİH DAL (Kilis) - Seçilmek için söylüyorsunuz da…

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Özür dilerim, ben sizi dinliyorum. Ben dinlemeyi bilirim, konuşmayı da.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Devam edebilir miyim Başkanım, eğer arkadaş konuşmayacaksa?

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Buyurun, devam edin ama süreyi de verimli kullanırsak çok memnun olacağım.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Kimse konuşmuyor ama.

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Ama gündeme geçeceğiz daha yani beş dakika ayırmıştık bu bölüme, o yüzden.  

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Değerli Başkanım, zaten gündem bu, bakın gündem burada, ben gündem dışına çıkmadım ki.

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Gündemin diğer maddesine geçmek için...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Diğerleriyle, onlarla ilgili de konuşacağım. Ben gündem dışına çıkmadım, siyasi bir şey anlatmadım ki arkadaşlar, olması gerekeni anlattım ama eğer bu rahatsızlık veriyorsa ben anlatmayayım isterseniz.

BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Estağfurullah ama vermek istediğiniz mesaj anlaşıldı.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Düşünce ve ifade özgürlüğü açısından devam etmek istiyorum ben.

Şimdi, burası bir teselli koltuğu olmamalı yani "hukukçu" diyerek de... Yani hukuk da gerçekten Türkiye'de "Hukukçuyum." diyenlerin eliyle katledildi. Yargıtay Başkanı 37 turda ancak seçilebildi. Yani 37'nci turda, o dönem bu arkadaşımız maalesef seçilememişti. Ancak tabii, kimin adayı olarak görünüyordu? AK PARTİ ile MHP'nin adayı olarak görünüyordu. Şimdi, eğer burada bu aday üzerinde ombudsman olarak gizli bir ittifak varsa ben bu gizli ittifakı ifşa etmek için söyledim. Çünkü ben "hukukçu" derken baktım, herkes hukukçu, hukukçu, adres oraya sübliminal yolla mesaj veriliyor, bu sübliminal yolla mesajı açık bir vaziyette izah etmek için ben söz aldım.

Tekrar teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.

Ombudsmanlık teselli veyahut da "Yargıtayda sen seçilemedin kardeşim, sen bekle, biz seni burada ombudsman seçeceğiz..." Bu olmaz ama şunu da söyleyeyim: Şimdi, burada Adalet Komisyonunda olan arkadaşlarımız var; değerli milletvekili arkadaşlarım, Adalet Komisyonunda şöyle bir tartışma açıldı: Adalet Komisyonunda bu yeni görüşülen pakette "Bölge adliye mahkemelerindeki cumhuriyet başsavcı vekillerini kıdeme göre yapmayalım. Niye kıdeme göre yapmayalım?" dediler. "Ya arkadaşlar, idarede devamlılık esastır, emekliliği geliyor, son altı ay veya son bir ay, bir yıl veya iki yıl kuruma faydalı olamıyor." Şimdi, arkadaşlar, Yargıtayda emekliliği verilmiş, emekliye ayrılmış olan birisinin bu aşamadan sonra gelip ombudsmanlığa... Eski ölü hâlde, geçmişte de, yine Yargıtay üyesi bir arkadaşımız ilk kurulduğu zaman Başkandı, Ombudsmandı, o dönem bu kurum gelişmedi. Yani sizden istirham ediyorum, özellikle Mehmet Bey'in yani bu konuda bu Kuruma faydasının olacağını sanmıyorum. Burası, emeklilik sonrası veya emeklilik döneminin bir teselli veya koltuk makamı olmamalı.

Teşekkür ederim, saygılarımı sunarım.