KOMİSYON KONUŞMASI

GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Evet, Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, sayın milletvekili arkadaşlar, Bakanlığımızın değerli bürokratları; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Konuşmama başlarken 2025 yılı Bakanlık bütçenizin Bakanlığa ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim.

Tabii, Sayın Bakanım, burada muhalefet partisinin milletvekili arkadaşlarımızın kendi seçim bölgelerinin gerçeklerini gündeme getirme üslubu, dili birbirimizden farklı; herkesin kendine göre bir haklı gerekçesi var, bunları işin muhatabı olarak da size iletmekle ilgili burada kullandıkları dilin de söylemin de kendilerine göre seçim bölgelerinde mutlaka bir gerekçesi vardır ama ben olaya farklı bir bakış açısıyla bakmak isterim. Demin Veli Ağbaba Malatya Milletvekilimiz de Elâzığ-Malatya kıyaslamasını yaptığında ortaya koydu. Bir hakkı da vermek lazım; biz 2020 yılında Elâzığ'da bir deprem yaşadık, Sivrice merkezli bir deprem yaşadık ve deprem sonrası bütün devletimiz oradaydı; bakanlıklarımız oradaydı, parti ayrımı yapmaksızın bütün belediyeler oradaydı, sivil toplum örgütleri oradaydı ve siz 3 bakanımızla birlikte bir ay boyunca Elâzığ'dan ayrılmadınız ve Elâzığ'da kalarak hem yıkımlarla ilgili hem de sürecin planlanmasıyla ilgili emek verdiniz. Hatta ben şunu söylüyorum: 2023 Maraş merkezli depremde siz Bakan olsaydınız, belki de bugün arkadaşlarımızın birçok konuda eleştirileri eleştiri konusu olarak kalmayacaktı yani belki de daha pratik, daha seri hareket etme kapasitesi olacaktı. Biz depremi yaşadıktan sonra zaman zaman sizin TOKİ konutlarının bölgesiyle ilgili, seçilen yerlerle ilgili eleştiriler de getirdik ama zaman geçtikçe gördük ki aslında süreç doğru planlanmış, doğru işler yapılmış ve bir başarı hikâyesi oluşmuş. 2020 yılında bizim TOKİ konutlarımız genelde şehrin çevre bölgelerinde, zeminin daha sağlam olduğu bölgelerde tercih edilmişti. Biz "Ya şehri niye dağıtıyorsunuz? Şehri kırsala niye dağıttınız? Merkezde yapsaydınız." diye bir söylemde bulunmuştuk -öyle değil mi Ejder?- ama 2023 depreminde gördük ki bir deprem sürecinde nüfus yoğunluğunun dağıtılması çok doğru bir kararmış trafiğin işleyişiyle ilgili, vatandaşın anlık tepkisiyle ilgili.

Benim bir iki önerim de olacak Sayın Bakanım. Bunlardan birincisi, gerçekten Elâzığ'da TOKİ konutlarının yapılması süreciyle ilgili bir başarı hikâyesi var mı? Var. Şu anda yaklaşık 30 bin konut teslim edildi, hemşehrilerimiz bu konutlarda oturuyorlar; mimarisiyle, çevre düzenlemesiyle son derece de memnunlar. Başta TOKİ Başkanı, TOKİ personeli, Bakanlık olarak size, emeği geçen herkese de teşekkür ederiz ama burada uygulamada bize göre tespit ettiğimiz bazı aksaklıklar da var. Yani buralar yalnızca yerleşim alanı olarak tercih edildi ama sonuçta burada bir yaşam da var. O yaşamın günübirlik devam etmesi için yani nüfus hareketliliğinin sürekli şehir merkezinde olmaması için bizim sizden ricamız, bu TOKİ konutlarının yapıldığı bölgede günübirlik ticari hayatın da sürdürülebilmesi için ticari alanların da yapılması. Aynı zamanda öğrencilerin servisle okul bölgelerine gidip gelmemeleri açısından buralarda okulların da yapılması. Yani bunlar yapılırsa orada yeni bir mahalle kültürü gelişir ve insanlar orada ihtiyaçlarını karşılamak için şehrin nüfus, trafik yoğunluğunu da abartmadan kendi bölgelerinde günlük yaşamlarını devam ettirirler.

Sayın Bakanım, Elâzığ'da TOKİ konutları bir başarı hikâyesidir. Bunun en güzel örneğini 2023 depreminde yaşadık. 2023 depreminde aynı depremden biz de etkilendik ama Veli Bey'in de örnek verdiği gibi, ama bizim daha çok Elâzığ'da 2020 yılında yapılan konutlardan dolayı ne bir binamız yıkıldı ne de bir can kaybımız oldu yani orada bir başarı hikâyesi oluştu ve Malatya'yı ayakta tutan da o deprem sürecinde can suyu olan da Elâzığ'dı. Yani Elâzığ'ın kamu kuruluşları, Elâzığ'ın halkı Malatya'yla gönül birlikteliği kurdu; arabasını yükleyen -gıda, erzak, giyim, kuşam, ne derseniz deyin- Malatya'ya can suyu oldu, her şey... Ve 80 bin nüfusu biz Elâzığ'da misafir ettik Malatya'dan.

Şimdi, bunu niye söylüyorum. Elâzığ'ın çevre illeriyle bağlantılı olan çevre yolları teknik olarak son derece donanımlı, duble yol, bütün yollarımız duble yol. Demir yolları ağımız var, son derece sağlıklı ve ulaşılabilir. Bir havaalanımız var, 2 tane pistimiz var; hava ulaşımında da bir sorunumuz yok. Ayrıca, Elâzığ'ın Keban Barajı'ndan dolayı Elâzığ yarımada yani deprem bölgelerine deniz yoluyla da ulaşabiliriz. Bunu niye anlatıyorum. Elâzığ'da kentsel dönüşüme de biraz ağırlık verilirse Elâzığ... Özellikle son dönemlerde bilim adamlarının uyarıları var yani Tunceli ve Bingöl'de deprem uyarıları var "7 şiddetinde ve daha büyük deprem olabilecek." diye. Elâzığ'ın buralara her anlamda müdahale edebilecek potansiyeli var. Biz lojistik merkezi olmak istiyoruz yani Elâzığ'ı depreme hazırlıklı bir kent hâline getirirseniz tam anlamıyla, bir lojistik merkezi olursa yani orada AFAD Bölge Müdürlüğü kurulup, işte, Kızılayın üretim çadırları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erol...

GÜRSEL EROL (Elazığ) - Sayın Başkan, önemli diyorum, rica ediyorum sizden; bir dakika daha.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Şöyle Sayın Erol: Bütün herkese aynı uygulamam var, başta uyardım hepinizi.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Hemşehrime bir dakika daha...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, hepimiz birbirimizin hemşehrisiyiz.

GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Arkadaşların zamanlarından ben rica edeceğim.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erol, sizin sürenizi aşarsam hepsine aynısını yapmak zorundayım.

Toparlayın lütfen.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, herkese eşit olunmaz.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Herkese eşit olunur.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bazen eşitlikler, eşitsizliğe sebep olur.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Eşitliği en çok siz savunuyorsunuz Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Eşitliği ben savunuyorum ama...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erol'a müsaade edin, tamam, Sayın Erol'u uğurlayalım.

GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Mikrofonun açık olması önemli değil ama bu konuşmayı bitirmek istiyorum.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Salt eşitlik, eşitsizlik doğurur.

GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Bakanım, Elâzığ bu açıdan önemli yani lojistik merkezi olması önemli. Buna yönelik bir çalışma yapılırsa sevinirim.

Ben ayrıca 26'ncı Dönem Tunceli Milletvekiliyim. Her toplumun kendine göre değerleri, inançları farklıdır Sayın Bakanım yani simgesel değeri olan yapılara insanlar ziyaret yaparlar, orada kurban keserler, inanırlar. Bu bir kayadır, bir ağaçtır, bir nehirdir yani değişik simgesel değerlere sahip inançları vardır insanların ve Tunceli Munzur Vadisi de Alevilerin inanç gösterdiği, adak adadıkları, kurban kestikleri bir yer. Burası birinci derece sit alanından ikinci derece sit alanına çevrilmiş bir yer. Bununla ilgili Tunceli'de müthiş bir tepki vardır.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Erol, teşekkür ediyorum.

GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Buranın yalnızca bir vadi olarak değil, Alevilerin bir inanç merkezi olarak görülüp tekrar birinci derece sit alanına çevrilmesiyle ilgili sizden özel talebimiz ve ricamız var. Bununla ilgili olarak -siz her zaman taleplerimizi makul derecelerde değerlendiriyorsunuz, teşekkür ederim- bunu da değerlendirirseniz memnun olurum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum.