KOMİSYON KONUŞMASI

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, kısa bir süre zarfında Zonguldak'ın çevreyle ilgili problemlerini size aktarmak istiyorum. Ereğli ilçemizin şehir merkezinde Türkiye'nin en büyük demir çelik kuruluşu olan Erdemir var. Erdemir için yakın zamanda özel endüstri bölgesi kararı verildi ve ÇED sürecinden bu yatırımları tamamen ayırdı; bu durum çevresel ve toplumsal ciddi riskler taşıyor, Erdemir çevreyi kirletiyor. Bu kirlilik kontrol altına alınacağına daha da imtiyaz tanınmış durumda. Buradan çıkan atıklar bizim havamızı ve suyumuzu zehirliyor. Yan ürün olarak ortaya çıkan "cüruf" diye bir malzeme var. Bu, sizin yönetmeliklerinizde "tehlikesiz atık" olarak değerlendiriliyor fakat TÜBİTAK'ta yaptırdığımız incelemede "tehlikeli" olarak raporlanmış durumda ama Bakanlığınızın yönetmeliğinde "tehlikesiz atık" olarak değerlendirildiğinden burada bir kavram kargaşası var; bunun değerlendirilmesi ve tekrar üzerinden geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Özel endüstri bölgelerinin kimlere tahsis edileceğine, nerelerin özel endüstri bölgesi olacağına Cumhurbaşkanının tek başına karar verebileceği bir yapı oluşturuldu. "Özel endüstri bölgeleri" diye bir tabir kullanılıyor, ÇED raporları kaldırılıyor ve ayrıcalıklı, plansız ve çevreyi yok sayan bir sanayi yaratılıyor, üzerine bir de teşvikler veriliyor. Şehirlerimizin göbeğinde yer alan sanayi kuruluşları böyle teker teker özel endüstri bölgesi mi ilan edilecek? Bu işin sonu nereye varacak? Hem çevrenin daha da kirletilmesine izin veriyorsunuz hem de yerel yönetimlerden bağımsız hâle getiriyorsunuz. Belediye gelirlerini oldukça azaltıyorsunuz ki belediye meclisinde AK PARTİ'li üyelerin de katılımıyla oy birliğiyle ret kararı verildiği hâlde. Bu mu halkın yanında olmak, bu mu çevre sorumluluğu? Bunu size soruyorum.

Sayın Bakan, hava kirliliği Zonguldak'ta nefes almayı her geçen gün daha da zorlaştırıyor.

(Uğultular)

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Arkadaşlar, çok ses var, konuşmacının sesi duyulmuyor.

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Ne yazık ki vekili olduğum Zonguldak'ta hava kirliliğiyle ilgili Bakanlığınızdan bir türlü bilgi alamıyoruz, kendi bulunduğum ille ilgili bile düzgün veri elde edemiyorum. Hava kirliliğiyle ilgili sorularımı Bakanlığınıza hem sizin döneminizde hem de Özhaseki döneminde 2 kez sordum, ikisinde de cevap vermediniz, neden cevaplamıyorsunuz? Bu soru önergelerini uygun görürseniz alır ve cevaplarınızı bize verirsiniz çünkü bunlar önemli, ciddi konular, insan sağlığıyla ilgili konular. Alınmayan önlemler nedeniyle şehrimizde her yağmurda resmen insanların üzerine çamur yağıyor. Özellikle, sabah erken saatlerde şehrin üzerine çöken çamur rengi havayı bir görmeniz gerekir, biz bu kötü havayı her gün soluyoruz. "Hava kalitesi ölçüm istasyonları var." diyorsunuz, "şeffaf" diyorsunuz, "On-line bakabilirsiniz." diyorsunuz. Bakıyoruz, yapılan ölçümlerde son üç yıl dokuz aylık verilere baktığımızda 1.365 günün 601 gününde yönetmeliğin belirlediği sınırın üzerine çıktığını görüyoruz. Özellikle de Ereğli bölgesinde, bu süre zarfında, kabul edilenin tam 4,5 katı daha fazla oranda kötü havaya maruz kalmış durumdayız. Yeterli hava kontrol istasyonu yok. Ereğli gibi ciddi sanayi bulunan bir yerde sadece bir tek hava kontrol istasyonu var, bu da PM2.5 değerlerini maalesef vermiyor; bu çok önemli. Tüm Zonguldak'ta hava kirliği çok fazla fakat neden Ereğli'deki istasyonunda PM2.5 değerleri yok? Neden daha fazla hava kontrol istasyonu kurulmuyor? Bunu da cevaplamanızı istiyoruz.

Bir önemli nokta, Zonguldak ilimizde ve Düzce'de yeni verilmiş olan maden arama ruhsatları. Vahşi madencilik durumu tüm Türkiye'de olduğu gibi Zonguldak ve Düzce bölgesinde de mevcut, bu konuya yaklaşımda da "Sermaye ne kadar kazanır?" diye bir politika izlendiğini görüyoruz. Ekolojik denge hiçe sayılıyor, insan sağlığı, işçi sağlığı maalesef göz ardı ediliyor İliç'te olduğu gibi. Alaplı ve Devrek ilçemizde ve Düzce Akçakoca'da arıcılık ve tarımsal faaliyetlerin yerel halkın geçim kaynağı olduğu bölgelerde maden arama izni ruhsatı verdiniz, o bölgede yüzlerce yılda oluşmuş endemik bitki türleri var, doğal su kaynakları var, ormanlar var. Üstelik, Alaplı'daki bölgenin içerisinde bir de sit alanı olduğu ortaya çıktı, burada maden arama izni vermek gerçekten bir katliamdır. Bu noktada, hemşehrilerimiz Zonguldaklıların sesini duymanızı istiyoruz ve bu çevre katliamlarına izin vermemenizi istiyoruz.

Ayrıca, 2 köyümüzde, Akköy ve Hacıuslu köylerinde 2025 yılında hâlâ içme suyu problemi devam ediyor. Bir köyümüzde halkın otuz beş yıl önce kendi imkânlarıyla yaptığı hat artık çalışmıyor, Hacıuslu köyünde de bir buçuk yıldır 50 tonluk bir su deposunu, maalesef, bu devlet inşa edemedi; vatandaş içme suyunu marketten, oradan buradan alarak temin ediyor. Bu sorunların giderilmesini bölgem adına sizden istiyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Sayın Ertuğrul, teşekkür ederiz.