HÜSEYİN ÇAMAK (Mersin) - Şimdi, efendim, gerçekten çevreyle ilgili böyle önemli konuların uluslararası arenada yasalaştırılması, ülkemizin de onlara ortak olması sevindirici. Ancak, biz ülkemizi yani önce evimizin önünü süpürmemiz lazım. Termik santraller her gün Türkiye'nin... Evet, enerjiye ihtiyacımız var ama bunu herhâlde termik santrallerle, nükleer santrallerle yapmamamız gerekiyor.

Bakınız, bugün aslında benim Mersin'de olmam gerekiyordu ama bu Komisyon nedeniyle gidemedim, böyle bir alışkanlığım var, duyarlıyım yani resmî görevim burada olduğu için gitmedim. Mersin Silifke'nin Ovacık, turizme çok elverişli bir bölge. Bu bölgede, tam denizin kenarında bir çimento fabrikası kuruldu, etrafı kirletiyor. O yetmiyormuş gibi, şimdi bir de termik santralin kurulması yönünde çalışmalar var ve bugün ÇED raporuyla ilgili bir toplantı vardı orada; olmam gerekiyordu, gidemedim. Afrika'dan getirilecek çok kalitesiz kömürlerle bu termik santralin faaliyete geçirileceği söyleniyor. Bizim bunları engellememiz lazım.

Diğer taraftan, diyoruz ki: İşte biyolojik çeşitliliğin korunması açısından Mersin Akkuyu'da bir nükleer santral... Bunu hep gündeme getireceğiz efendim, kusura bakmayın, hep gündeme getireceğiz. Nükleer santralin bir de suyunun soğutulması gerekiyor. Soğutulması için nedir? Deniz kenarında kuruluyor, o anda yani kaynar sular denize verilecek tekrar. Oradaki canlıların durumu ne olacak? Tabii, başka şeyler de var; radyasyonu var, tehlikeleri var, ülkeler artık nükleer santrallerden vazgeçiyor. Bizim Çevre Komisyonu olarak üzerinde önemle durmamız gereken konular bunlar. Özellikle nükleer santral, evet, şu anda sözleşmeler yapılmış, anlaşmalar yapılmış, aslında bunun engellenmesi için de tam fırsat. Rusya'yla bu anlaşmazlığımız varken bu işi aslında bitirsek, Çevre Komisyonu olarak bunun önceliğini yapsak, ülkemize, torunlarımıza, geleceğimize büyük bir iyilik yapmış olacağız.

Teşekkür ediyorum.